DATES & VENUE Dates 18-20 August 2015
Venue Socio-Economic Research Institute of Piemonte (IRES) IRES Piemonte Via Nizza, 18 10125 Torino, Italy. http://www.ires.piemonte.it/en/ REGISTRATION Registration and Information Desk is located at the entrance hall of the Socio-Economic Research Institute of Piemonte (IRES).
The desk is open at the following dates:
Tuesday, 18 August 2015: 13.30 – 17.00
Wednesday, 19 August 2015: 08.30 – 17.00
Thursday, 20 August 2015: 08.30 – 12.00

 EconWorld 2015@Torino

International Conference on Economics

August 18-20, 2015, Torino, Italy

World Economic Society

econworld.org


The Effect of Economic Growth on Electricity Consumption for Turkey: A Nonlinear Gülsüm Akarsu, Ondokuz Mayıs University, TR
gulsum.akarsu@omu.edu.tr Nebile Korucu, Istanbul Kultur University, TR
nkorucu@gmail.com Abstract
The relationship between economic growth and electricity consumption has been widely discussed by the applied literature. In this study, our purpose is to analyse the effect of economic growth on the electricity consumption by employing Markov-Switching Model for Turkey in order to account for nonlinearity. We use monthly data on electricity consumption and industrial production index covering the period from 1986:1 to 2012:12. We estimate MSIAH(2)-ARX(12) model by Maximum Likelihood Estimation Method using EM algorithm. We find that economic growth has positive, significant and nonlinear impact on the electricity consumption growth. Therefore, we can conclude that one should consider the nonlinearity between electricity consumption and industrial production while analyzing the effect of economic growth on electricity consumption and also in order to ensure supply and demand balance in the electricity sector during different states of the economy. Keywords: Electricity Consumption, Conservation Hypothesis, Markov-Switching Model
Jel Codes: C22, Q4, Q43

Sectoral Effects of Monetary Policy in Turkey Hülya Kanalıcı Akay, Uludağ University, TR
hulyakanalici@uludag.edu.tr Nejla Adanur Aklan, Uludağ University, TR
adanurn@uludag.edu.tr Abstract
Recent years have witnessed a growing literature that focuses on sectoral effects of monetary policy shocks. As economy comprises of different sectors with different characteristics, these sectors respond heterogeneously to monetary policy. This heterogeneity has an important role in designing an appropriate monetary policy for the economy. Empirical studies argue that the way monetary policy is transmitted to the various sectors may be different. Due to the different characteristics of sectors, the channel of monetary transmission may vary. This study tries to measure sectoral effects of monetary policy shocks. It aims to compare the response of three main sub-sectors of industry (mining and quarrying, manufacturing, electricity, gas and steam production industries), agriculture, and financial sector to a monetary policy shock with using VAR techniques. The results show that each sector is responded different to monetary policy shocks. Keywords: Monetary Policy, Sectoral Effects, VAR Techniques
Jel Codes: E40, E52, E48 Türkiye’de Para Politikasının Sektörel Etkileri Öz
Para politikası, ekonomide sektörleri farklı şekillerde etkileyebilmektedir. Bu farklılık ise daha sonra para politikasının belirlenmesinde rol oynar. Bu alanda yapılan ampirik çalışmalarda, sektörlerin para politikasından farklı bir şekilde etkilenmeleri büyük ölçüde bazı sektörlerde parasal aktarım mekanizması kanalının nisbi olarak daha önemli olmasından dolayıdır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de para politikası şoklarının sektörler üzerindeki etkilerini ölçmektir. Çalışma Türkiye’de, sanayi üretiminin alt sektörleri olan madencilik ve taş ocakçılığı, imalat sanayi ve elektrik, gaz ve buhar üretimi sektörlerinin yanısıra tarım ve finans sektörünün de para politikası şokuna verdiği tepkileri, VAR yöntemi kullanarak karşılaştırmayı amaçlamıştır. Bulunan sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde bütün sektörlerin para politikası değişimlerine farklı tepkiler verdiği görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Para Politikası, Sektörel Etkiler, VAR Analizi
Jel Kodları: E40, E52, E48

Economic Growth and the Unemployment Rate in Turkey Hülya Kanalıcı Akay, Uludağ University, TR
hulyakanalici@uludag.edu.tr Nejla Adanur Aklan, Uludağ University, TR
adanurn@uludag.edu.tr Mehmet Çınar, Uludağ University, TR
mcinar@uludag.edu.tr Abstract
The relationship between unemployment rate and economic growth has important implications for macroeconomic policy. Policymakers, who undertake the responsibility of stimulus policy to bring down the unemployment rate need to know the growth rate of the gdp. Variations in unemployment are inversely related to variations in output in any economy. This relation is named as Okun’s law in economics literature. This study intends to test the validity of Okun’s law during the
period 2002 -2015 in Turkey. In order to examine the relationship between unemployment rate and economic growth, ECM and Johansen Cointegration test were applied to determine the relationship. Keywords: Okun’s Law, Turkey, Cointegration
Jel Codes: E23, E24, E27 Türkiye’de Ekonomik Büyüme ve İşsizlik Oranı Öz
İşsizlik oranı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkilerin makro ekonomi politikaları açısından önemli etkileri vardır. İşsizliği düşürmeye yönelik politikalar belirlemekle yükümlü olan otoritelerin, bu doğrultuda gerekli olan gsyih büyüme oranını bilmeleri gerekir. Ekonomilerdeki genel eğilim, işsizlik oranlarındaki değişim ile çıktı düzeyindeki değişim arasında zıt yönlü ilişkinin olmasıdır. Söz konusu ilişki literatürde Okun Yasası olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de 2002-2015 döneminde Okun Yasası’nın geçerli olup olmadığı araştırılacaktır. İşsizlik oranı ile ekonomik büyüme oranı arasındaki ilişkinin tespit edilmesinde ECM ve Johansen koentegrasyon analizlerinden yaralanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Okun Kanunu, Türkiye, Koentegrasyon
Jel Kodları: E23, E24, E27

Adult Population and Human Capital: An Future-oriented Analysis for Turkey Munise Tuba Aktaş, Anadolu University, TR
mtturker@anadolu.edu.tr Abstract
The importance of human capital in economic development is apparent. Today’s most developed countries are seen as advanced in terms of human capital indicators. The study is primarily focused on the changes in the age structure of Turkey that will occur in the coming years. The aim of discussing this issue is to examine the potential effects of this change on the country's human capital in relation to the developments in information and communication technologies. In literature, human capital obsolescence with the aging population is investigated in theoretical and empirical aspects. The issue with this point will be significant for our country in the coming years. The study also discusses the causes of skill obsolescence and its appropriate policy measures as a remedy. Keywords: Adult Population, Human Capital, Turkey
Jel Codes: J110, O15, J14 Yetişkin Nüfus ve Beşeri Sermaye: Türkiye için Geleceğe Yönelik Bir Analiz Öz
Beşeri sermayenin ekonomik kalkınmadaki önemi açıktır. Günümüzün en gelişmiş ekonomilerinin beşeri sermaye göstergeleri açısından da ileride olduğu görülmektedir. Bu çalışmada öncelikle Türkiye’nin yaş yapısında önümüzdeki yıllarda meydana gelecek değişmeler üzerinde durulmuştur. Bu konuyu ele almamızın amacı bu değişimin bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak ülke beşeri sermayesi üzerindeki potansiyel etkilerini incelemektedir. Literatürde yaşlanan nüfusla birlikte beşeri sermayenin ıskartaya çıkma durumu teorik ve ampirik olarak incelenmektedir. Konu bu boyutuyla önümüzdeki yıllarda ülkemiz açısından önem arz edebilecek niteliktedir. Çalışmada aynı zamanda beceri eskimesinin nedenleri ve bunu gidermeye yönelik uygun politika önlemleri tartışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yetişkin Nüfus, Beşeri Sermaye, Türkiye
Jel Kodları: J110, O15, J14

Analizing Twin Deficit With Vecm Approach in Turkey (1980-2013) Nur Dilbaz Alacahan, Çanakkale Onsekiz Mart University, TR
n_dilbaz@comu.edu.tr Tuba Turgut Işık, Çanakkale Onsekiz Mart University, TR
tubaturgut@comu.edu.tr Fatma Esra Görmez, Adıyaman University, TR
egormez@adiyaman.edu.tr Abstract
In this study, relationship between budget balance and balance of foreign trade is researched by using annual data between 1980 and 2013. Joahnsen co-entegration and VECM are used to examine magnitude and direction of the relation between the variables that are discussed. According to emprical results, for examination term, it is concluded that there is no short term relationship but long term relationship between budget deficit and foreign trade deficit. This results show that there is a positive way relationship beetween budget deficit and foreign trade deficit. In this case results are in supportive direction of Traditional Keyesian Approach and rejects Ricardian Equivalence Approach. Against a one unit change in budget deficit in Turkey, foreign trade balance has a deficit in 4.13% rate. Also it is seen that a 14% of disparity in foreign trade level caused by budget deficit is recovered in one year. Keywords: Twin Deficit, Budget Balance, VECM
Jel Codes: H62, C22, F40 Türkiye’de İkiz Açik Hipotezi’nin Vecm Yaklaşimi İle Analiz Edilmesi (1980-2013) Öz
Bu çalışmada, Türkiye’de bütçe dengesi ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişki, 1980 ile 2013 dönemi arasında yıllık veriler kullanılarak araştırılmaktadır. Ele alınan değişkenler arasındaki ilişkinin yönü ve büyüklüğünü araştırmak üzere Johansen Eşbütünleşme ve VECM hata düzeltme modeli uygulanmıştır. Elde edilen ampirik sonuçlara göre, inceleme dönemi için, bütçe açıkları ile dış ticaret açıkları arasında kısa dönemli bir ilişki olmadığı, uzun dönemli bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuçlar, bütçe açıkları ile dış ticaret açıkları arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bu durumda sonuçlar Geleneksel Keynesyen Yaklaşımı destekler ve Ricardian Denklik Yaklaşımı reddeder yöndedir. Türkiye’de bütçe açıklarında meydana gelen bir birim değişme karşısında dış ticaret dengesi %4.13 oranında açık vermektedir. Ayrıca bütçe açıklarının neden olduğu dış ticaret düzeyindeki bir dengesizliğin %14’ünün bir yılda düzeltildiği görülmektedir. Anahtar Kelimeler: İkiz Açık, Bütçe Dengesi, Vecm Yaklaşımı
Jel Kodları: H62, C22, F40

Factors that Affect Firm Openness: Textile Industry Case Study in Turkey Şebnem Arık, Akdeniz University, TR
sebnemarik@gmail.com
Ümit K. Seyfettinoğlu, Akdeniz University, TR
umitk@akdeniz.edu.tr
Reyhan Özeş, Akdeniz University, TR
reyhan_ozes@hotmail.com Abstract
In this study, the factors that determine firm openness in Turkish textile industry are searched. Firm openness is measured on two axis as depth and breadth. The firms that open their innovation process gain significant cost advantage in developing new products and improving various processes. The literature on innovation puts forward that the openness level of firms create positive impact on their innovative and economic performance, and the openness level is determined by various factors that are endogenous and exogenous to firm and that are related to collaborative capacity of the firms (Lazzarotti et al., 2012; Lazzarotti and Manzini, 2012; Lazzarotti et al., 2011; Huizingh, 2010; Laursen and Salter, 2006). In this study, at the first stage, a field survey is carried out on 100 textile industry firms that are ranked by İstanbul Chamber of Industry in 2011, to be in the first 1000 biggest firms. At the second stage, factor analysis is utilized on the endogenous, exogenous and collaboration capability variables that are assumed to affect firm openness, in order to identify similarities between firms and to determine factor effects. At the third stage, the impact of same variables on firm openness is analyzed through econometric estimation. Keywords: Firm Openness, Innovation Performance, Ekonomic Performance
Jel Codes: O31, L66, L25 Firma Açıklık Düzeyini Etkileyen Faktörler: Türkiye Tekstil Sanayi Örneği Öz
Bu çalışmada, Türkiye'de Tekstil Sanayi firmalarının açıklık düzeylerinin belirleyicileri araştırılmaktadır. Firma açıklığı, derinlik ve genişlik eksenlerinde ölçülmektedir. İnovasyon süreçlerini açık hale getiren firmalar, yeni ürün geliştirilmesi ve süreçlerin iyileştirilmesi açısından önemli maliyet avantajları sağlamaktadırlar. İnovasyon uygulamaları ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda firmaların açıklık düzeylerinin ekonomik ve inovatif performansları üzerinde etkili olduğu, açıklık düzeyinin ise firmanın kendi içindeki, dış çevresindeki ve kurduğu işbirliklerindeki bir dizi değişkene göre belirlendiği ortaya koyulmuştur (Lazzarotti ve diğerleri, 2012; Lazzarotti ve Manzini, 2012; Lazzarotti ve diğerleri, 2011; Huizingh, 2010; Laursen ve Salter, 2006). Çalışmanın ilk aşamasında, İstanbul Sanayi Odası 2011 yılı raporuna göre Türkiye’de ilk ve ikinci 500 sıralamasında yer alan 100 Tekstil Sanayi firması ile yüz yüze görüşülerek saha çalışması yapılmıştır. İkinci aşamada, firmaların açıklık düzeylerini etkilediği öngörülen içsel değişkenler, dışsal değişkenler ve işbirliği becerileri üzerinde faktör analizi yapılmakta, bu değişkenlerin etkileri ve firmalar arasında gösterdikleri benzerlikler değerlendirilmektedir. Üçüncü aşamada ise aynı değişkenlerin açıklık düzeyleri üzerindeki etkileri ekonometrik olarak incelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Firma Açıklığı, İnovatif Performans, Ekonomik Performans
Jel Kodları: O31, L66, L25 
Determinant of Unemployment Duration in Turkey Hülya Arslan, Gaziosmanpaşa University, TR
hly60arsln@hotmail.com
İsmail Şentürk, Gaziosmanpaşa University, TR
ismailsenturk@yahoo.com Abstract
Turkey is one of the countries live with high unemployment rates. Even if economy of Turkey has been developing, this development has no reflection on unemployment rates. Therefore it is important to investigate labour market. In this study factors affecting unemployment duration of unemployed people. To achieve this aim a unique questionaire was developed with help of recent studies. This questionnaire wan conducted on unemployed people in nine cities at the Turkey Labor Force Agencies. The survey carried on 2000 people. Number of unemployed men and women was taken in consideration while number of questionnaries in cities was determined. In this respect study has a comprehensive and unique data set. Also study makes difference having reservation wage as an independent variable. Survival analysis wil be emlpoyed. Consequently social, demographic and economic factors affecting unemployment duration of unemloyed people will be determined. Findings can be used to develop solutions for unemployment in Turkey. Besides this study can provide an oppotunity to understand labor market better. Understanding labor market better contributes arguments about unemployment one of the most important issues of society. Especially it is expected to dominate policies about reducing unemployment duration. Keywords: Unemployment Duration, Unemployed, Turkey
Jel Codes: J64, E24, J21 Türkiye’de İşsizlik Süresinin Belirleyicileri Öz
Türkiye işsizliğin yoğun olarak yaşandığı ülkelerden biridir. Son yıllarda ülke ekonomisi gelişme gösteriyor olsa da bu gelişmenin işsizliği azaltma konusunda başarılı olduğu söylenememektedir. Bu nedenle emek piyasasının incelenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada emek piyasasında işsiz bireylerin işsizlik süresini etkileyen faktörler inceleme konusu yapılmıştır. Bu amaca uygun olarak araştırmacılar tarafından daha önce yapılmış çalışmalardan faydalanılarak özgün bir anket hazırlanmıştır. Söz konusu anket Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan dokuz ilde İş ve İşçi Bulma Kurumlarına Başvuran işsiz bireylere uygulanmıştır. Yapılan toplam anket sayısı 2000’dir. İllerde yapılan anket sayısı belirlenirken ilin temsil ettiği bölgede yaşayan işsiz sayısı ve bunların kadın erkek olarak dağılımları göz önüne alınmıştır. Çalışma bu yönüyle benzersiz bir veriye sahip olmaktadır. Çalışmada bağımsız değişken olarak asgari kabul ücretinin kullanılması farklılık oluşturmaktadır. Ekonometrik yöntem olarak hayatta kalma analizi kullanılacaktır. Böylece işsiz bireylerin işsizlik süreleri üzerinde etkili olan sosyal, demografik ve ekonomik faktörler belirlenmeye çalışılacaktır. Elde edilen bulgular ile işsizliğin yoğun olduğu bir ülke olan Türkiye’de bu sorunun çözümü için öneriler geliştirilebilecektir. Ayrıca çalışmanın ülkedeki emek piyasasının daha iyi anlaşılmasına fırsat tanıyacağı düşünülmektedir. İşgücü piyasasının daha iyi anlaşılması ise toplumun en önemli ekonomik sorunlarından biri olan işsizlik ile ilgili tartışmalara katkı sağlayacaktır. Özellikle işsizlik süresinin azaltılması için oluşturulabilecek politikalara yön verebileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: İşsizlik Süresi, İşsizlik, Türkiye
Jel Kodları: J64, E24, J21 The Determinants of Sovereign Credit Ratings for Developing Countries Cem Kaan Arslan, Gaziosmanpaşa Üniversity, TR
cka@mente.com.tr Abstract
Sovereign ratings reflect the views of Credit Rating Agencies, about the creditworthiness of central governments. These ratings play a key role for developing countries in the entrance to international financial markets which is the most important source of capital that these countries need for growth and development. The credit ratings, which reduce the uncertainty of credit risk for investors and determine the cost and maturity of funding for bond issuer countries, become focus of interest in academia with these important functions.
The aim of this study is to demonstrate the determinants of sovereign ratings for developing countries, taking into account of global crisis. The relationship among 12 economic and six political variables with S&P, Moody’s, Fitch ratings of 68 developing countries were examined for 2006 and 2009. According to results of ordered logit models, the most powerful factor was determined as political variable, which transformed to a single variable from six political variables by using principal component analysis. Additionally, it was revealed that the model obtained with analysis could estimate sovereign ratings by one notch bias. Keywords: Credit Rating Agencies, Sovereign Credit Ratings, Determinants of Ratings
Jel Codes: E44, G24, F34 Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Hükümranlık Kredi Reytinglerinin Belirleyicileri Öz
Hükümranlık reytingleri, merkezi hükümetlerin kredi itibarı konusunda Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının görüşlerini yansıtmaktadır. Bu reytingler, gelişmekte olan ülkelerin, büyümek ve kalkınmak için ihtiyaç duydukları sermayenin en önemli kaynağı durumundaki uluslararası finansal piyasalara girişlerinde anahtar role sahiptir. Yatırımcılar açısından kredi riski konusundaki belirsizliği azaltan, tahvil ihraç eden ülkeler açısından borçlanma vade ve maliyetleri konusunda belirleyici olan kredi reytingleri, bu önemli fonksiyonları ile akademik alanda da ilgi odağı durumundadır. Bu çalışmanın amacı, gelişmekte olan ülkeler açısından hükümranlık reytinglerinin belirleyicilerini, küresel krizin etkilerini de dikkate alarak ortaya koyabilmektir. 2006 ve 2009 yılları için, 68 gelişmekte olan ülkeye ait 12 ekonomik ve altı politik değişkenin Standard & Poor’s, Moody’s ve Fitch reytingleriyle ilişkisi incelenmiştir. Sıralı Logit modelinin kullanıldığı analizler sonucunda, hükümranlık reytinglerinin belirlenmesinde en güçlü faktörün, temel bileşenler analizi ile tek bir değişkene dönüştürülmüş, politik değişkenler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, analizler sonucunda elde edilen modelin, hükümranlık reytinglerini ortalamada bir puanlık sapma ile tahmin edebildiği ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Kredi Derecelendirme Kuruluşları, Hükümranlık Reytingleri, Reytinglerin Belirleyicileri
Jel Kodları: E44, G24, F34 
Growth of the Economy and Financial Infrastructure for SMEs and Microenterprises in Turkey Mehmet Asutay, Durham University, UK
nazende@bilkent.edu.tr Sıdıka Başçı, Yıldırım Beyazıt University, TR
sbasci@ybu.edu.tr
Turgay Kart, Durham University, UK
nazende@bilkent.edu.tr Abstract
Small and medium-sized enterprises (SMEs) play a very important role in Turkish economy owing to their large share in total number of enterprises and in total employment. But, they have some weaknesses such as lack of consciousness of technology, R&D and innovation, low level usage of bank credits, insufficient access to finance, insufficient credit guarantee system, lack of usage of modern marketing techniques, lack of consciousness of quality and trademark concepts, insufficient education level, lack of capital for high technology investments, lack of institutionalization, low level of cooperation, lack of harmonization to global standards, etc.
Access to finance is one of the most important factors for the growth of SMEs. Increased access to finance can help firms fund the necessary investments and improve their innovative capacities. According to the preliminary findings of World Bank Investment Climate Study 2009 Turkey has improved its ability to finance the SMEs in the last few years. Depending on the results of the World Bank enterprise surveys conducted by 1152 firms in April 2008- January 2009, for the Investment Climate Study, the ratio of using bank finance for investment has increased from 18.7% in 2005 to 35.8% in 2008. Also, a larger share of loans requires collateral while the value of collateral itself has decreased.
However, in economic literature there is substantial evidence that SMEs have less access to formal sources of external finance and this fact is given as one of the causes of the lack of SMEs’ contribution to economic growth. In this context the aim of the paper is to analyze the relationship between the nature of financial services for SMEs and microenterprises and the growth of the economy in Turkey during 1990-2012 period. Moreover, it is also aimed to make a sector wise analysis by using the data on city wise total credits given to each sector. Keywords: Small and Medium-Sized Enterprises
Jel Codes: O43, O47, O49
Importance of Social Capital in Innovation Policies: A Theoretical Examination Ahmet Ay, Selçuk University, TR
ahmetay@selcuk.edu.tr Tuba Akar, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
ttunen@kmu.edu.tr Gökhan Akar, Selçuk University, TR
gakar@selcuk.edu.tr Abstract The aim of this study is to theoretically present the importance of social capital in innovation policies. In the increasing global competition environment, principles of innovation have become an important factor. In innovation process, an interactional structure, in which all economic units take place, emerges. This led the importance given to the national innovation system and policies by governments to increase. One of the concepts having importance in innovation system is also social capital. High social capital, due to a reliability factor it incorporates, reduces the uncertainties in society/markets and minimizes the transactions costs, resulted from protection of property rights and application of contracts. The effect of low level reliability emerges in the development and use of innovation. High level reliability accelerates the spread and use of innovation occurring as a result of investments in society. Since the cooperation and reliability facilitate the innovation to spread, the countries having high social capital are in the tendency to converge to the developed countries. Social capital strengthens collective activities and, as a result of these composite effects of social factors, accumulation of social capital brings the ability to realize the different aims in the institutes. In addition, social capital serves as a catalyst in spreading the human and intellectual capital. For accumulation of human capital to be able to be applied effectively and successively, it is necessary for it to be transferred from the academic environment to the industrial environment. Keywords: Innovation, Innovation Policies, Social Capital
Jel Codes: O30, O38, A13 İnovasyon Politikalarinda Sosyal Sermayenin Önemi: Teorik Bir İnceleme Öz
Bu çalışmanın amacı inovasyon politikalarında sosyal sermayenin önemini teorik açıdan ortaya koymaktır. Artan küresel rekabet ortamında inovasyon ülkelerin gelişmişlik farklılıklarını açıklama da önemli bir faktör haline gelmiştir. İnovasyon sürecinde tüm ekonomik birimlerin yer aldığı etkileşimli bir yapı ortaya çıkmaktadır. Bu ise hükümetlerce ulusal inovasyon sistemlerine ve politikalarına verilen önemin artmasına neden olmuştur. İnovasyon sürecinde önem arz eden kavramlardan bir tanesi de sosyal sermayedir. Yüksek sosyal sermaye içinde barındırdığı güven faktörü nedeniyle toplumda/piyasalardaki belirsizliği azaltmakta; mülkiyet haklarının korunumu ve sözleşmelerin uygulanmasından kaynaklanan işlem maliyetlerini minimize etmektedir. Düşük güven düzeyinin etkisi inovasyonun geliştirilmesi ve kullanılmasında ortaya çıkmaktadır. Yüksek güven düzeyi toplumda yatırımlar sonucu ortaya çıkan yeniliğin toplum içinde yayılmasını ve kullanılmasını hızlandırmaktadır. İşbirliği ve güven, yeniliğin yayılmasını kolaylaştırdığından, yüksek sosyal sermayeye sahip ülkeler gelişmiş ülkelere yakınsama eğiliminde olmaktadırlar. Sosyal sermaye, kollektif faaliyetleri güçlendirir, sosyal faktörlerin bu bileşik etkileri neticesinde sosyal sermaye birikimi kurumlara farklı amaçları gerçekleştirme yeteneği kazandırır. Ayrıca sosyal sermaye, beşeri ve entelektüel sermayenin yayılmasında bir katalizör görevi görür. Beşeri sermayenin birikiminin etkin ve başarılı şekilde uygulanabilmesi için akademik çevreden endüstriyel çevreye ya da politika çevresine transferi gerekir. Anahtar Kelimeler: İnovasyon, İnovasyon Politikası, Sosyal Sermaye
Jel Kodları: O30, O38, A13 
Middle Income Trap: A Comparison on Brics Countries and Turkey Ahmet Ay, Selçuk University, TR
ahmetay@selcuk.edu.tr Gökhan Akar, Selçuk University, TR
gakar@selcuk.edu.tr Tuba Akar, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
ttunen@kmu.edu.tr
Rabia Özpeynirci, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
rabiaozpeynirci@hotmail.com Abstract
Middle Income Trap has become a concept taken into consideration by many developing countries. There are a number of countries, which cannot proceed to the high income economic level and which squeeze to the middle income trap, in the world. These countries overcome the low income category with a rapid growth, however, when they reached the middle income level, they began to get slower and came to a deadlock depending on inadequate productivity. Middle income countries, at the beginning of their growth processes, produce labor-intensive goods that do not require the advanced technology and, thanks to this, have cost advantage resulted from the low wages. This provides an important competitive advantage. However, along with the income increase depending on growth, production costs also rise. Providing economic growth depends on producing the innovative products requiring the high knowledge and skill. Therefore, it is necessary for the countries to reach the level of developed countries. Hence, the factors such as the increase of human capital and formation of innovation culture become important. The aim of this study, in terms of middle income trap, is to compare Turkey and BRICS (Brazil, Russia, India, China, South Africa) countries. In the framework of this aim, the economic structures and competitive states of Turkey and these countries are considered. In the section of Conclusion, There is an evaluation in terms of Turkey. Keywords: Economic Growth, Middle Income Trap, BRICS Countries
Jel Codes: O11, O40, O57 Orta Gelir Tuzaği: Brics Ülkeleri ve Türkiye Üzerine Bir Karşilaştirma Öz
Orta gelir tuzağı, son dönemlerde birçok gelişmekte olan ülke tarafından dikkate alınan bir kavram olmuştur. Dünya da yüksek gelirli ekonomi seviyesine geçememiş ve orta gelir tuzağına sıkışmış çok sayıda ülke bulunmaktadır. Bu ülkeler, hızlı bir büyümeyle düşük gelir kategorisin¬den çıkmış ancak orta gelir düzeyine ulaştıklarında yavaşlamaya başlamış ve verimlilik yetersizliğine bağlı çıkmaza girmişlerdir. Satın Alma Gücü Paritesi’ne (SGP) göre kişi başı geliri dolar cinsinden ifade edilen bu kavram ülkelerin belli bir gelir düzeyinde yaşadıkları kısır döngü olarak tanımlanabilir. Orta gelirli ülkeler büyüme süreçlerinin başında ileri teknoloji gerektirmeyen emek yoğun mallar üretmekte ve bu sayede düşük ücretten kaynaklanan maliyet avantajına sahip olmaktadırlar. Bu avantaj önemli rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Ancak büyümeye bağlı gelir artışıyla beraber üretim maliyetleri de yükselmektedir. Ekonomik büyümenin sağlanması yüksek bilgi ve beceri gerektiren, inovatif ürünlerin üretilmesine bağlıdır. Bunun içinde ülkelerin gelişmiş ülke seviyesine geçmiş olmaları gerekmektedir. Bundan dolayı beşeri sermayenin artması, inovasyon kültürünün oluşturulması gibi faktörler önemli hale gelmektedir. Bu çalışmanın amacı, Orta Gelir Tuzağı açısından Türkiye ve BRICS ülkelerini (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) karşılaştırmaktır. Bu amaç çerçevesinde Türkiye’nin ve bu ülkelerin ekonomik yapıları, rekabet durumları göz önüne alınmıştır. Sonuç bölümünde Türkiye açısından bir değerlendirme bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Büyüme, Orta Gelir Tuzağı, BRICS Ülkeleri
Jel Kodları: O11, O40, O57 
Competitiveness of Turkey and Selected Countries: A Commodity Level Analysis Uğur Aytun, Anadolu University, TR
uaytun@anadolu.edu.tr Yılmaz Kılıçaslan, Anadolu University, TR
ykilicaslan@anadolu.edu.tr Abstract
The aim of this study is to analyse competitiveness of selected developed and developing countries including Turkey at commodity level (5-digit HS) in the agriculture and manufacturing industries. The data, obtained from United Nations commodity trade data (UN-COMTRADE), used in the analysis covers more than 4800 commodity groups for period 1996-2012. Our results based on Constant Share Market Analysis (CMSA) show that competitiveness effect is positive for all developing countries but not developed countries. This finding is consistent with the international division of labor, which is the aspect of modern world trade that manufacturing process is broken into geographically separated steps. However, high performers in recent years such as South Korea, China and Singapore differ from the other developing countries since their ability to adapt export composition to World trade tendency, especially for high-tech products. These results call for product-specific policies to place in new commodity chains and thus restructure exports for sustainable growth of exports of low-performers like Turkey. Keywords: Competitiveness, Constant Market Share Analysis, Agricultural Trade, Manufacturing
JEL Codes: O14, Q17, F14 
The Role of Statism in Turkish Economic Life, 1929-1939 Serdal Bahçe, Ankara University, TR
sbahce@politics.ankara.edu.tr
Deniz Abukan, Ankara University, TR
abukand@ankara.edu.tr
Cem Akın, Ankara University, TR
akınc@ankara.edu.tr
Aslı Ceren Saral, Ankara University, TR
saral@politics.ankara.edu.tr Abstract
Statism manifested itself in the policies which regulated economic life throughout 1930s with various tools and mechanisms. Those statist policies were conducted by implementing ad hoc measures rather than those with a theoretical systematic approach. The emergence and evolution of statism was affected by various social, economic and historical transformations. The study will be conducted in two parts, coinciding with those transformations between the years 1929- 1931 and 1932-1939.
In the first part, 1929-1931, the effects of the Great Depression on the Turkish Republic, still in its nation-state building process, will be discussed. One of the founding principles of the Turkish Republic was economic independence. In this era, this principle led to the policies of protecting and promoting the Turkish private sector in order to enable industrial development. Being interrupted by the Great Depression, the task of promoting the private sector shifted to one where ideas of enabling industrial development with state-owned enterprises were considered.
In the second part, 1932-1939, we explain the historical process of state involvement in capitalist accumulation and in the establishment of modern industries. In this period, when economic life had been structured with statist policies, a grand five year development plan was implemented to achieve industrial expansion. This was also a period in which the relations between classes were transformed and out of which emerged one of the most unique movements in Turkish economic thought, the “Kadro” movement. Keywords: Statism, Development, Planning, Industrialization
Jel Codes: N45, O21, O25 Devletçiliğin Türk İktisadi Yaşamındaki Rolü, 1929-1939 Öz
Türkiye’de devletçilik 1930’larda yoğun bir şekilde uygulanan ve iktisadi hayatı çeşitli araç ve mekanizmalarla düzenleyen politikalar bütünüdür. Teorik bir sisteme dayalı olmaktan uzak olan devletçi politikalar pragmatik önlemler şeklinde uygulanmışlardır. Devletçiliğin ortaya çıkışı ve gelişiminde çeşitli sosyal, iktisadi ve tarihsel dönüşümler belirleyici olmuştur. Bu dönüşümler gözetilerek çalışma 1929-1931 ve 1932-1939 olmak üzere iki ayrı dönem olarak ele alınacaktır.
İlk bölümde 1929-1931 döneminde Büyük Buhranın, halen ulus-devlet kuruluş sürecinde olan Türkiye üzerindeki etkileri tartışılacaktır. Bu dönemin başında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerinden biri olan iktisadi bağımsızlık çerçevesinde özel sektörün desteklenmesi ve korunması yoluyla endüstriyel kalkınmanın sağlanmasına yönelik politikalar önceliğini sürdürmüştür. Fakat Büyük Buhranın etkilerinin Türkiye’de de yoğun bir şekilde hissedilmesi ile özel kesim eliyle sanayileşme çabaları sekteye uğramış ve sanayileşmenin devlet eliyle gerçekleştirilmesine yönelik anlayış ön plana çıkmıştır.
İkinci bölümde ise 1932-1939 döneminde modern sanayi kurmak maksadıyla devletin kapitalist sermaye birikim sürecine nasıl dahil olduğu anlatılacaktır. Bu dönemde devletçilik politikalarıyla iktisadi hayat şekillendirilirken, sanayileşme atılımı beş yıllık bir plan dahilinde gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Bu ayrıca Türkiye’de sınıflar arasındaki ilişkilerin yeniden şekillendiği ve Türk iktisadi düşünce tarihinin en özgün hareketlerinden biri olan Kadrocuların ortaya çıktığı bir dönemdir. Anahtar Kelimeler: Devletçilik, Kalkınma, Planlama, Sanayileşme
Jel Kodları: N45, O21, O25 
Dynamics of Unemployment and Participation: Flows over the Life Cycle Seçil Kaya Bahçe, Ankara University, TR
aysedkaya@gmail.com Emel Memiş, Ankara University, TR Abstract
In this study, we aim to analyze the dynamics of unemployment by examining the life cycle transition probabilities between employment unemployment and nonparticipation. Displaying the impacts of transitions between unemployment and other labor force states, this study determines the relative contributions of the rate of transition between states to the change in the unemployment rate. We use the four year rotational panel data from Survey of Income and Living Conditions (SILC). Depending on the methodology developed by Villena-Roldan et. (2011), we first estimate the transition probabilities between different labor market states and compare the relative impacts of these probabilities on the life cycle profiles of unemployment and participation rates. Results obtained show that entry and exit to the labor force pool is more important than intra-flows within the labor force (employed-unemployed flows) in explaining the unemployment and participation rates in Turkish labor market. Keywords: unemployment, transition probabilities, Turkish labor market

Analysis of the Sustainability of Public Debt: A Study on the G7 Countries Seher Baş, Celal Bayar University, TR
seher.bas@cbu.edu.tr Birol Kovancılar, Celal Bayar University, TR
birol.kovancilar@cbu.edu.tr Abstract
Borrowing as an important fiscal policy tool has become an often used financing method in recent years. Although problems created by borrowing were considered to be chronic conditions particular to developing and poor countries, the search for solutions to the limits and sustainability of public debt in developed countries has began take part in the economics literature in the last decade following the debt crises in European countries. This study aims to analyze the sustainability of the rapidly rising public debt in G7 countries with ratio analysis method. Keywords: Public Debt, G7 Countries, Sustainability
Jel Codes: H60, H63, H68 Kamu Borçlanmasının Sürdürülebilirliğinin Analizi: G7 Ülkelerine İlişkin Bir Çalışma Öz
Önemli bir maliye politikası aracı olan borçlanma, son yıllarda sıkça başvurulan bir finansman yöntemi haline gelmiştir. Borçlanmanın yarattığı sorunlar geçmişte her ne kadar gelişmekte olan ülkelere ve yoksul ülkelere has kronik bir durum olarak görülse de geçtiğimiz on yılda Avrupa ülkelerinde yaşanan borç krizleri ile gelişmiş ülkelerde kamu borçlanmasının sınırları ve sürdürülebilirliği sorununa çözüm arayışları ekonomi literatüründe yer almaya başlamıştır. Bu çalışma ile G7 ülkelerinde hızla artan kamu borçlanmasının sürdürülebilirlik sorununun rasyo analiz yöntemleri incelenmesi amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kamu Borçlanması, G7 Ülkeleri, Sürdürülebilirlik
Jel Kodları: H60, H63, H68 
Assessment of Ahi Community and Practices from the Points of Present Day Business Management and Business Life Şaban Baş, Selçuk University, TR
sabanbas@selcuk.edu.tr Emine Özcan, Selçuk University, TR
ozcan_emine99@hotmail.com Derya Özilhan Özbey, Selçuk University, TR
deryaozilhan@hotmail.com Abstract
The Ahi Order is an organization of 13th century, which ensured that the Anatolian people of Seljuk and Ottoman Empires could be trained in such areas of profession as arts, trade and economics; that they could be disciplined in terms of morality; and that the work life could be regulated based on the virtues of a good human. The Ahi Order, owning sui generis rules and practices, had a structure similar to those of present day social security agencies and chamber of artisans. The Ahi organization took important steps to regulate education, economics, health, and social life. It is a known reality that those steps taken were immensely solid and consistent. It is possible to state that the Ahi Institute, which unites the heart, the mind, the material, the spirit, the good morals, integrity, fraternity, philanthropy, briefly all the good virtues, would contribute to the contemporary understanding of human-centered business management.
The businesses that are under the influence of the globalization and environment of intense competition exert great efforts to survive. The importance of their product and service quality cannot be ignored for the continuity of the businesses. It is almost impossible for those badly managed enterprises that manufacture products and services of poor quality to continue their existence in today’s business world. The human factor is vitally important for good management of businesses and for ensuring quality of the services and products.
From the points of present day business management and business life, this study makes a general assessment of the Ahi Community, which aims to bring up fair, honest, guileless, well-behaving, modest, generous, unselfish and just humans. Keywords: Success in Businesses, Business Ethics, the Ahi Community
Jel Codes: M20, M21, M29 
The Impact of Flexible Labour Market Policies on Wage and Profit: A Comparative Country Analysis for the Period of 1998-2008 Hazel Başköy, Anadolu University, TR
hazelbaskoy@gmail.com Yılmaz Kılıçaslan, Anadolu University, TR
ykilicaslan@anadolu.edu.tr Abstract
The neoliberal policies, which had emerged as a response to the crisis of capitalism in the 1970s, have resulted in the generalization of free markets as the production and competition have gained a global character. In this period, which facilitated utilization of labour power on a world scale, the balance of power among the classes have drastically altered, and flexibilization of labour markets have been presented as a remedy to the high rates of unemployment. The flexible policies, which aimed at eliminating all the obstacles before the profitability of capital, have resulted in precarious and unregulated labour market on the part of the workers. Within this context, this thesis aims at analyzing the relationships between flexibility, wage, profit and labour productivity on the basis of the data for 34 OECD countries for the period of 1998-2008. Based on a comparative country analysis, this thesis utilizes OECD Employment Protection Legislation Data, which shows to what extent the labour markets are rigid or flexible in terms of preserving already existing levels of employment. This comparative analysis is undertaken on the basis of the panel data set for the period of 1998-2008. In the estimates reached by way of employing GMM and Fixed Effect Models, it has been found out that an increase in the level of rigidity for the protection of employment has an effect on the wages to increase. In addition to this outcome, which indeed overlaps with the theoretical anticipations, it has been found out that the interaction of productivity with the protection of employment has decreased the impact of level of rigidity in employment protection on the wages as. This decreased impact negatively affected the wages while being reflected in the profits in added-value. Keywords: Labour Markets Flexibility, Wage, Profit, Labour Productivity
Jel Codes: C33, F66, J41 Esnek İşgücü Piyasası Politikalarının Ücret Ve Kar Üzerine Etkisi: 1998-2008 Dönemi Karşılaştırmalı Ülke Analizi Öz
1970’li yıllarda kapitalizmin krizine yanıt olarak ortaya konulan neo-liberal politikalar, üretimin ve rekabetin küresel bir boyut kazanmasıyla birlikte serbest bir piyasa mekanizmasının genelleşmesine neden olmuştur. İşgücünün dünya ölçeğinde kullanılmasına olanak sağlayan bu dönemde, sınıflar arası güç dengesi değişmiş ve yaşanan yüksek oranlı işsizliğe çözüm olarak işgücü piyasalarının esnekleştirilmesi sunulmuştur. Esneklik politikaları, sermayenin karlılığı önündeki tüm engellerin tasfiye edilmesi hedefiyle işçiler açısından güvencesiz, denetimsiz bir işgücü piyasasına neden olmuştur. Bu çerçevede çalışmanın amacı, 1998-2008 döneminde 34 OECD ülkesini inceleyerek, esneklik, ücret, kar ve işgücü üretkenliği arasındaki ilişkiler üzerine bulgular sunmaktır. Ülkeler arası karşılaştırmaya dayanan çalışmada, işgücü piyasalarının istihdamı korumada ne derece katı ya da esnek olduğunu gösteren OECD “İstihdam Koruma Mevzuatı Endeksi”nden yararlanılmış ve 1998-2008 yıllarını kapsayan panel veri seti kullanılmıştır. GMM ve Sabit Etki modelleri kullanılarak yapılan tahminlerde, istihdamı korumada katılık derecesindeki artışın ücretleri artırıcı etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kuramsal beklentilerle örtüşen bu sonuca ek olarak, üretkenliğin istihdam koruma ile etkileşimi, istihdamı korumada katılık derecesinin ücretler üzerindeki etkisini azaltmış, azalan etkinin ise katma değer içinde kâra yansıyıp ücretleri negatif etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: İşgücü Piyasaları Esnekliği, Ücret, Kar, İşgücü Üretkenliği
Jel Kodları: C33, F66, J41 
Is Turkey Ready For Global Network in the Perspective of European Union? C. Necat Berberoğlu, Anadolu University, TR
nberbero@anadolu.edu.tr Bahar Berberoğlu, Anadolu University, TR
bdirem@anadolu.edu.tr Abstract
While the European Union, was established as an association for economic purposes initially, nowadays, the Union tends to see this economic structure as a common information society in the perspective of the knowledge economy. World Economic Forum, composed the network readiness index consisting of the environment sub-index, preparation sub-index, use sub-index and effect sub-index. In this study, we evaluated the position of Turkey and the European Union Countries within the scope of these sub-indices of the network readiness index. Effect sub-indices can be divided particularly into two groups as, one of them including four economic effects and the other four social effects. According to the k-means clustering analysis that we used in this study, 29 countries are divided into three clusters. Finland was found as in best position and followed by Sweden, and the two countries have formed a cluster. While, Belgium, Germany, Austria, France, England, Holland, Denmark, Ireland and Luxembourg are forming the moderate cluster, Turkey took part in the bottom cluster along with other European Union Countries. Keywords: European Union, Knowledge Economy, Network Readiness Index, k-means Clustering Analysis. Jel Codes: C38, O32 Türkiye Avrupa Birliği Perspektifinde Küresel Ağa Hazır mı? Öz
Avrupa Birliği başlangıçta ekonomik amaçlarla kurulmuş bir birlik iken, artık ortak bir bilgi toplumu olma ve bu ekonomik yapıyı bilgi ekonomisi kavramı perspektifinde de görme eğilimindedir. Dünya Ekonomik Forumu çevre, hazırlık, kullanım ve etki alt indekslerinden oluşan Ağa Hazırlık İndeksini türetmiştir. Biz bu çalışmamızda Avrupa Birliği ile birlikte Türkiye’nin pozisyonunu Ağa Hazırlık İndeksindeki Etki alt indeksleri kapsamında değerlendiriyoruz. Etki alt indeksleri özellikle 4’ü ekonomik ve 4’ü sosyal etkiler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Çalışmada kullandığımız k-ortalamalar kümeleme analizine göre, 29 ülke 3 kümeye ayrılmıştır. En iyi konumda olan Finlandiya’yı İsveç takip etmiş ve bu iki ülke bir küme oluşturmuştur. Belçika, Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Danimarka, İrlanda ve Lüksemburg orta düzeydeki kümenin elemanları olurken, Türkiye diğer Avrupa Birliği ülkelerle birlikte en alt sıradaki kümede yer almıştır. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Bilgi Ekonomisi, Ağa Hazırlık İndeksi, k- ortalamalar Kümeleme Analizi
Jel Kodları: C38, O32 
Information and Communication Technologies in Developing Countries Bahar Berberoğlu, Anadolu University, TR
bdirem@anadolu.edu.tr Abstract
Globalization is gaining more and more importance today in the world, and knowledge has become an important economic factor in international competition. International economic differences which we face, emerge in the form of countries capable of creating knowledge and incapable countries. The concept of Knowledge Economy is started to be taken into account in evaluating the level of development of a country, and the World Bank, depending on the importance given to this concept has also derived the Knowledge Economy Index. In our study we made comparisons basing on the Knowledge Economy Index, in the framework of the G-20 countries, which hold and can redirect a large portion of the world economy. As a result, according to the years of 1995, 2000 and 2012, we saw that the value of the Knowledge Economy Index in G-20 countries was affected most by Information and Communication Technologies sub-indicator. Key Words: G-20 Countries, Knowledge Economy, Knowledge Economy Index, Information and Communication Technologies
Jel Codes: C19, O57 Gelişmiş Ülkelerde Bilgi ve İletişim Teknolojileri Öz
Dünyada küreselleşmenin gitgide daha fazla önem kazandığı günümüzde bilgi, ülkelerarası rekabette önemli bir ekonomik faktör durumuna gelmiştir. Ülkelerarası ekonomik farklılaşmalar bilgiyi üretebilenler ve üretemeyen ülkeler biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri değerlendirilirken Bilgi Ekonomisi kavramı da dikkate alınmaya başlanmıştır ve Dünya Bankası, bu kavrama verdiği öneme bağlı olarak Bilgi Ekonomisi İndeksini türetmiştir. Biz bu çalışmamızda dünya ekonomisinin büyük bir bölümünü elinde tutan ve yönlendirebilen G-20 ülkeleri çerçevesinde, Bilgi Ekonomisi İndeksine dayalı olarak karşılaştırmalar yaptık. Sonuç olarak, 1995, 2000 ve 2012 yıllarına göre G-20 ülkelerinde Bilgi Ekonomisi İndeks değerini en çok etkileyen alt göstergenin Bilgi ve İletişim Teknolojileri olduğunu gördük. Anahtar Kelimeler: G-20 ülkeleri, Bilgi Ekonomisi, Bilgi Ekonomisi İndeksi, Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Jel Kodları: C19, O57 
European Sovereign Debt Crisis Ahmet Beşkaya, Bülent Ecevit University, TR
ahmetbeskaya@hotmail.com Abstract
With the speculative bubble burst in the US housing market in 2007, the global financial crisis spreading to the all economies in the last quarter of 2008 has inevitably affected the EU countries. On the one hand, stimulus packages and expropriation of the debts of bankrupt banks and financial institutions in the context of measures taken against global crisis have increased burden on budgets. On the other hand, uncompetitive economic structure along with budget deficits caused by decreasing tax incomes as a result of economic recession led to sovereign debt crisis in EU countries since all these developments increased general government debts. The sovereign debt crisis came out in Greece first in 2009 and then shortly turned into Eurozone debt crisis by spreading to Ireland, Italy, Portugal, Spain and Cyprus.
The aim of this study is to assess critically European sovereign debt crisis in the context of these countries called GIIPSC. In order to do this, firstly, we summarise the emergence of the European sovereign debt crisis and evaluate pre-crisis and post-crisis main economic indicators of GIIPSC countries. Secondly, we analyse the EU’s measures to fight sovereign debt crisis and the effectiveness of these measures implemented so far. Finally, we examine the future alternative scenarios about the EU and Euro currency by taking account of the recent developments in Eurozone. Keywords: Global Crisis, Sovereign Debt Crisis, Eurozone Countries
Jel Codes: F34, H12, H63 Avrupa Birliği Borç Krizi Öz
ABD konut piyasasında oluşan spekülatif balonun 2007’de patlamasıyla birlikte 2008 yılının son çeyreğinde tüm ekonomilere yayılmaya başlayan küresel finansal krizden kaçınılmaz olarak AB ülkeleri de etkilenmiştir. Bir yandan, bu küresel krize karşı alınan önlemler kapsamında ekonomiyi canlandırma paketleri, iflas eden bankalar ve finans kurumlarının borçlarının kamulaştırılmasının bütçeye getirdiği yük; diğer yandan ekonomik daralmayla birlikte azalan vergi gelirlerinin yol açtığı bütçe açıkları, rekabetçi olmayan ekonomik yapılarıyla birleşince, hâlihazırda temel ekonomik göstergeleri itibariyle zaten iyi durumda olmayan AB ülkelerinde kamu borcunu artırarak borç krizine yol açmıştır. Borç krizi ilk olarak 2009 yılında Yunanistan’da ortaya çıkmış, kısa sürede İrlanda, İtalya, Portekiz, İspanya ve Kıbrıs’a yayılarak Euro Bölgesi borç krizine dönüşmüştür. Bu çalışmanın amacı GIIPSC ülkeleri olarak adlandırılan bu ülkeler bağlamında AB borç krizini incelemektir. Bu amaçla, ilk olarak borç krizinin ortaya çıkışı incelenecek, borç krizi öncesi ve sonrası GIIPSC ülkelerinin temel ekonomik göstergeleri analiz edilecektir. İkinci olarak, krizin ortaya çıkış nedenleri ve krize karşı alınan önlemler ve bu önlemlerin etkinliği ele alınacaktır. Son olarak, Euro Bölgesinde kriz bağlamında yeni gelişmeleri de göz önüne alarak AB’nin ve para birimi Euro’nun geleceği üzerine alternatif senaryolar tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Borç Krizi, Euro Bölgesi Ülkeleri
Jel Kodları: F34, H12, H63 
Building India: Evidence from VECM and Causal Analysis between Construction Activities and Economic Growth Vandana Bhavsar, National Institute of Construction Management and Research, IND
vbhavsar@nicmar.ac.in Anil Agarwal, National Institute of Construction Management and Research, IND
anilagarwal@nicmar.ac.in Abstract
The present study investigates whether construction activities (viz. new construction and repair and maintenance construction) enhances the economic growth in India or not. The study uses a unique set of data to empirically examine the relationship between economic growth and value of output of construction (VOC) which further comprises of activities like new construction (NCON) and repair and maintenance (R&M) during the period between 1950-2012 in India. To this end, Johansen Cointegration Tests, Error Correction Model (ECM) and Granger causality tests were employed in order to determine the aforementioned relation. ECM suggests that there is long run relationship between the series. The ECM and Granger Causality results indicate that the economic growth tends to lead the growth in construction activities but not vice versa i.e. there is a uni-directional relationship between construction activities and economic growth. The results corroborate from previous work of developing economies and that findings have policy implications related to long run growth of the Indian economy. Keywords: Construction Activities, Economic Growth, Error Correction Model, Granger causality, Johansen Cointegration tests
Jel Codes: C01, C32, E01, L74 
Testing Permanent Income and Random Walk Hypothesis for Turkey for the Period 1998:1 -2012:1 Faik Bilgili, Erciyes University, TR
fbilgili@erciyes.edu.tr H. Hilal Bağlıtaş, Erciyes University, TR
hhilalbaglitas@erciyes.edu.tr Abstract
There have been ongoing researches and debates on the dynamics of developing economies with structural changes within literature of economics since 1770s. Economics investigated some basic themes during Mercantilism and Physiocracy period and, however, shaped its scientifical approaches together with related techniques of philosophy/mathematics/statistics through the models of Classical, Keynesian, Neo-classical, Neo-Keynesian and
Monetarist. Among these approaches, Absolute Income Hypothesis (AIH), Permanent Income Hypothesis (PIH) and Random Walk Hypothesis (RWH) have been searching/analyzing the alternative consumption functions with related possible significant parameters since 1930s
This paper, first observes different income-consumption relations through decomposing them by using Autoregressive (AR) process. Thus, validity of Permanent Income Hypothesis might be viewed throughout several null and alternative hypotheses conducted. At the second stage, Random Walk Hypothesis is tested, by decomposing changes in permanent income into expected and unexpected changes throughout related AR processes. In this way, paper intends to explore, if exists, excessive smoothness and/or excessive sensitivity of consumption. Within the models launched in this paper, Turkish quarterly data for consumption and income, spanning from 1998:1 to 2012:1, are employed. Outcome of this paper indicates that consumption is found sensitive to changes in unexpected income as well as changes in expected income. Findings reveal overall that Absolute Income Hypothesis is confirmed in Turkish economy, and liquidity constraints, borrowing constraints, myopia and uncertainty might explain consumption sensitivity to expected income changes. Keywords: Consumption Functions, Income Hypothesis, Autoregressive (AR) Process
Jel Codes: D11, E21, C22, C32 
The Effects of Growth Indicators on Tourism Sector on Management’s Financial Performance: An Analysis on Turkey Nilgün Bilici, Atatürk University, TR
nbilici@atauni.edu.tr Aslı Cansın Doker, Erzincan University, TR
cansindoker@gmail.com Abstract
It is undeniable fact that contribution to the GDP of Tourism one of traditional service sector. Tourism, with having significant share on economic growth as well as foreign income enhancing effects of sector’s growth targets considered. It is considered as indicators of economic growth which are the occupancy rate of tourism, tourism revenue share in processing by examining the correlation between national income as financial indicators for regression analysis. Moreover with using macroeconomics variables as exchange rates and economic growth of the tourism sector and interaction are discussed in the framework of causality. It is defined that as financial indicators for the sector are the occupancy rate and the profit share. Although profitability is an indicator of the share of the financial performance of the sector in the fundamental investment, capital and sales profitability has found a place in our model. The aim of study to examine in Turkey within sector for developing the tourism sector analysis to examine the sector growth with the help of financial indicators, on the other hand, the sector of foreign currency revenue growth enhancing macroeconomic contribution will provide together with the effect. It is determined as annual data set between 1991 and 2013 on regression analysis. Additionally to eliminate effects of economic crisis cause volatility on macroeconomics variables, dummy variables is added to the model. Keywords: Tourism, Financial Performance, Growth
Jel Codes: L83, M20, C50 Turizm Sektöründeki Büyüme Göstergelerinin Turizm İşletmelerinin Finansal Performansına Etkileri: Türkiye Üzerine İnceleme Öz
Geleneksel hizmet sektörlerinden, turizm sektörünün milli gelire katkısı yadsınamayacak kadar fazladır. Gerek milli gelirden aldığı pay gerekse döviz gelirlerini arttırıcı etkisiyle turizm büyüme hedefleri çerçevesinde değerlendirildiğinde, oldukça önemli paya sahiptir. Milli gelirdeki artış insanların daha fazla boş zaman değerlendirmesine ve ulaşım vasıtalarının gelişmesiyle tatil seçeneklerinin artması turizm sektörünün daha da önemli hale gelmesini sağlamıştır. Turizm sektöründeki büyüme göstergeleri olarak kabul edilen turizm işlemelerinin doluluk oranı ve turizm gelirlerinin milli gelir içerisindeki payı incelenerek finansal göstergeler ile arasındaki korelasyon regresyon analizi yardımıyla incelenmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra makroekonomik göstergeler yardımıyla hizmet sektörü olan turizm sektörünün döviz kurları ve ekonomik büyüme ile karşılıklı etkileri nedensellik çerçevesinde ele alınmıştır. Sektör için finansal göstergeler doluluk oranı, karlılık payı olarak belirlenmiştir. Karlılık payı temel anlamda sektörün finansal performansını belirten bir gösterge olmakla birlikte, yatırım, öz sermaye ve satış karlılıkları baz alınarak modelimizde yer bulmuştur. Çalışmanın amacı Türkiye’de gelişmekte olan turizm sektöründe hem sektör içi analizle finansal göstergeler yardımıyla sektör büyümesini incelemek, diğer yandan sektör büyümesinin döviz gelirlerini arttırıcı etkisiyle sağlayacağı makroekonomik katkıları incelenmiştir. Çalışmada kullanılacak veri seti 1991 ile 2013 yılları için yıllık veriler kullanılarak regresyon analizi yapılmıştır. Ayrıca döviz kurunda ve diğer göstergelerde oynaklıklara yol açan 1994, 2001, 2009 krizleri gölge değişkenlerle modele eklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Turizm, Finansal Performans, Büyüme
Jel Kodları: L83, M20, C50 
The Impact of Domestic Debt on Social Expenditure in Turkey Melek Bıyıklıoğlu, Eskişehir Osmangazi University, TR
melek_biyiklioglu@hotmail.com Abstract
If we assess history of economics since the foundation of Republic of Turkey, we would see that economic policies are different form period to period. When the economic policies that are implemented move to country’s economyto the 1980s, fort he finance of increased public deficits domestic debt was inevitable. Furthering this increased borrowing after by the offer of higher interest rates become burden on the budget gave rise to the interest payments. Such payments and especially in conjuction with the spread of free market practices in all over the world, in order to give the primary surplus of the welfare state understanding has emerged that the restriction of social expenditure. In the field of social policy, state downgraded its role to minimum, this role forefront modern state and philanthropy and state wants to delegate this role philanthropic organizations, foundations and volunteers. In this study, the casual relationship between domestic debts and social spending examined between the years of 1980-2010 in Turkey. In this context, with the match-cointegration analysis, an increase in domestic borrowing may occur on social spending have a negative was reached as a conclusion. Keywords: Domestic Debt, Social Expenditure, Neo-Liberal Policies
Jel Codes: H6, H53, I38 Türkiye’de İç Borçlarin Sosyal Harcamalar Üzerindeki Etkisi Öz
Türkiye iktisat tarihi Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren değerlendirilecek olunursa, dönem dönem farklı iktisat politikalarının izlendiği görülür. Uygulanan bu politikaların ülke ekonomisini 1980’li yıllara taşıdığında artan kamu açıklarının finansmanı için iç borçlanmanın kaçınılmaz olduğu bir durum ile karşılaşılmıştır. Artan bu borçlanmanın devam edebilmesi ise yüksek faiz oranlarının teklif edilerek sonrasında bütçe üzerinde yük hale gelen faiz ödemelerine sebebiyet vermiştir. Söz konusu ödemeler ve özellikle tüm dünyada serbest piyasa uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte faiz dışı fazla verebilmek adına sosyal devlet anlayışının gerektirdiği sosyal nitelikli harcamaların kısıtlanması ortaya çıkmıştır. Sosyal politika alanında devlet rolünü asgari düzeye indirirken bu rol modern devlet ve hayırseverlik anlayışının da ön planda tutulması ile sivil toplum kuruluşlarına, vakıflara, gönüllü kişilere devretmek istemektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de 1980:2010 yılları arasındaki iç borçlar ile sosyal harcamalar arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiş, bu çerçevede iç borçlanmada meydana gelebilecek bir artışın sosyal harcamalar üzerinde ters yönlü bir etkiye sahip olduğuna dair bulguya Cointegration-Eşbütünleşme analizi neticesinde varılmıştır. Anahtar Kelimeler: İç Borç, Sosyal Harcamalar, Neoliberal Politikalar
Jel Kodları: H6, H53, I38 A Growing Economic Segment in A Developing Economy: Women Entrepreneurs and Their Problems in Turkey Serap Çabuk, Çukurova University, TR
cabuks@cu.edu.tr Hatice Doğan Südaş, Çukurova University, TR
hdogan@cu.edu.tr Selin Köksal Araç, Çukurova University, TR skoksal@cu.edu.tr Abstract
Recent studies show that the number of women entrepreneurs has been increasing in both developing and developed countries, even though entrepreneurship-a critical tool for economic development- is perceived as male-dominated area.
In 2012, an estimated 193 million women have contributed to economy all over the world (in 67 economies) by establishing new businesses or running their existing businesses (GEM Report, 2012). The contribution of women entrepreneurs to economy, society and employment is very crucial especially for developing countries. This exploratory and descriptive study was conducted to find out some implications about managerial and marketing problems of women entrepreneurs in one developing economy, Turkey. The main purpose of this pilot study is to reveal drivers and barriers for women-owned small and medium enterprises (SMEs) of Turkey in which women entrepreneurs rate is high as compared with female labour force participation rate. The study is based on 5M framework (markets, money, management, motherhood, meso/macro environment) that was developed for women entrepreneurs by Brush et al. (2009) and data were collected from 133 Turkish women entrepreneurs through survey method. The results indicate that women entrepreneurs have been facing some obstacles about all of 5M dimensions (markets, money, management, motherhood and meso/macro environment). The biggest obstacles in running their businesses are financial problems, the need for professional development and work-family conflict. The women entrepreneurs need additional skills and knowledge especially in finance, foreign language, marketing and sales. Keywords: Women Entrepreneurs, Developing Economies, Small and Medium Enterprises
Jel Codes: L26, M21, O10
Analysis from the Functional Perspective of Public Expenditures in Turkey 2005 – 2013 Tufan Çakır, Anadolu University, TR
tcakir@anadolu.edu.tr
Sedef Oluklulu, Anadolu University, TR
sedefcelik@anadolu.edu.tr Abstract
Turkey introduced analytical budget classification in 2004, a system that is now applied to public expenditure. The public budget, according to the contemporary approach, has been used – apart from fiscal purposes – for ensuring economic stability, efficient resource allocation, acceleration of development, reforming income distribution and encouraging investment. The main purpose of the transition to the analytical budget system is to provide data that makes possible comparative analysis. The analytical budget system has basically consisted of the combination of four main groups classified as institutional, functional, economic and financial. In this study we executed a general assessment by using the tabulation of quantitative data and tables within a framework of analytical budget by of functional aspects. The most significant deficiency of the functional classification in the Turkish budgetary system is the lack of convenient datas for analysis and comparison according to international standards. The functional aspect of calassification has been examined to remove this deficiency. Goverment activites have been divided into ten main functions and data has been organized accordingly. Keywords: Public Expenditure, Analitical Budget System, Functional Classification
Jel Codes: H59, H61 Türkiye’de 2005 - 2013 Yılları Arasındaki Kamu Harcamalarının Fonksiyonel Açıdan İncelenmesi Öz
Türkiye 2004 yılından itibaren analitik bütçe sınıflandırmasına geçmiş ve kamu harcamaları bu sisteme göre hazırlanarak uygulanmıştır. Bilindiği gibi günümüzde bütçeler ekonomik istikrarın sağlanması, kalkınmanın hızlandırılması, gelir dağılımının düzeltilmesi, kaynak tahsisinin etkinleştirilmesi, yatırımların teşvik edilmesi gibi pek çok alanda mali amaç dışında kullanılmaktadır. Analitik bütçe sistemine geçilmesinin amacı bütçelerin karşılaştırmalı analizlere imkan veren veri kaynakları sağlayan bir sistemin gerekliliğidir. Analitik bütçe sistemi temelde dört grubun bir araya gelmesi sonucunda oluşturulmuş bir yapıdır. Bu gruplar kurumsal, fonksiyonel, finansman ve ekonomik sınıflandırmadır. Bu çalışmada 2005 - 2013 yılları arasındaki kamu harcamaları analitik bütçe çerçevesinde fonksiyonel açıdan sayısal veriler ve tablolar kullanılarak genel bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Türk bütçe sisteminde yer alan fonksiyonel sınıflandırmanın en önemli eksikliği uluslararası standartlara göre karşılaştırma yapılması ve analiz edilmesine uygun verilere sahip olmamasıdır. Analitik bütçe uygulamasındaki bu eksikliği gidermek için fonksiyonel açıdan sınıflandırma ele alınmıştır. Bu çalışmada devlet faaliyetleri on ana fonksiyona ayrılmış ve veriler bu fonksiyonlara göre hazırlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kamu Harcamaları, Analitik Bütçe Sistemi, Fonksiyonel SınıflandırmaJel Kodları: H59, H61
Jel Kodları: H59, H61 Performance Evaluation on the Provison of Public Goods and Services in the Context of Efficiency, Effectiveness and Equality Tufan Çakır, Anadolu University, TR
tcakir@anadolu.edu.tr
Sedef Oluklulu, Anadolu University, TR
sedefcelik@anadolu.edu.tr Abstract
In accordance with the public interest principle it is an extremely complex problem to sort and limit the objectives of the public services. In the conventional public managment approach, it is not convenient to define quantitative performance objectives. Through the diffusion of neo-liberal policies, whole areas of economic activity have been shaped by market Dynamics. The provison of the public goods and services has transferred to new public management, which has a flexible, market-oriented and performance-based structure. In accordance with the public interest principle, public goods and services must be indiscriminately and equitably supplied to all the people living in the community. Issues of equality, efficiency and effectiveness have different degrees of significance for public institutions, the private sector and non governmental organizations. Although efficiency is seen to be relatively less important for public institutions, it compliments, rather than competes with, effectiveness and equality. It is possible to provide the same level of public goods and services to a larger greater number of people by means of improved efficiency – which also satisfies the criterion of equitability. Keywords: New Public Managment, Efficiency, Effectiveness, Equality, Public İnterest
Jel Codes: H11, D63 Kamu Mal ve Hizmet Sunumunun Etkinlik, Etkenlik ve Eşitlik Bağlamında Performans Değerlendirmesi Öz
Kamu yararı ilkesi gereğince kamu hizmetlerinin hedeflerini sıralamak ve sınırlandırmak son derece karmaşık bir sorundur. Sayısal performans hedefi oluşturmak geleneksel kamu yönetimi yaklaşımına uygun değildir. Neo liberal politikaların yaygınlaşması ile tüm ekonomik faaliyetler piyasa dinamikleri ile şekillendirilmeye başlanmıştır. Kamu mal ve hizmet sunumu piyasa tabanlı, esnek ve performans esaslı yeni kamu yönetimine dönüşmüştür. Kamu yararı ilkesi gereği kamu mal ve hizmetlerinin ayrım gözetmeksizin toplumda yaşayan tüm kesimlere eşit erişim imkanı ile sunulması temeldir. Eşitlik, etkinlik ve etkenlik kavramları kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum örgütleri için farklı derecelerde öneme sahiptir. Etkinlik kamu kurumları için göreceli olarak daha az öneme sahip gibi gözükmesine rağmen eşitlik ve etkenlik ile rekabet halinde değil, onları tamamlayan bir kavram olarak ele alınmıştır. Aynı girdi ile daha fazla kişiye hizmet verilebilmesi etkinliğin arttırılması ile mümkündür; ki bu eşitlik ilkesinin gerçekleştirilmesine de hizmet eder. Anahtar Kelimeler: Yeni Kamu Yönetimi, Etkinlik, Etkenlik, Eşitlik, Kamu Yararı
Jel Kodları: H11, D63
An Economic Approach to the Issue of Child Brides in Turkey: A Spatial Analysis Mustafa Çayır, Ege University, TR
mustafacayir89@gmail.com Abstract
In this study, per capita household income, gini coefficient and the enrollment rate variables’ impacts on the rates of child bride was investigated, at the IBBS level-1 basis and in Turkey, between 2008-2012. Accordingly, when per capita household income increases, rates of child bride decrease. The increasing in gini coefficient raises rates of child bride. A relationship with statistical significance was not detected between enrollment rate and child bride rates. In addition, a spatial dependence on child brides was identified, and that the form of spatial dependence was determined as a cluster, in Turkey. Keywords: Child Brides, Income and Distribution, Spatial Dependency
Jel Codes: C33, R00, Z13 Türkiye’deki Çocuk Gelin Sorununa Ekonomik Yaklaşim: Mekânsal Bir Analiz Öz
Bu çalışmada, Türkiye’de düzey-1 bazında ve 2008-2012 yılları arasında hanehalkı başına düşen gelir, gini katsayısı ve okullaşma oranı değişkenlerinin çocuk gelin oranları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Buna göre, hanehalkı başına düşen gelir arttığında, çocuk gelin oranları azalmaktadır. Gini katsayısındaki artış çocuk gelin oranlarını yükseltmektedir. Okullaşma oranı ile çocuk gelin oranları arasında ise istatistiki olarak anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Ayrıca, Türkiye’de çocuk gelinler konusunda bir mekânsal bağımlılık olduğu ve bu mekânsal bağımlılığın kümelenme şeklinde olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Çocuk Gelinler Gelir ve Dağılımı Mekânsal Bağımlılık
Jel Kodları: C33, R00, Z13
Inflationary Expectations vs. Actual Inflation: A Reality Check for Turkey Sadullah Çelik, Marmara University, TR
scelik@marmara.edu.tr Erol Gürcan, Gedik YMD, TR
erolgrcn@gmail.com Abstract
Transparency of monetary policy has gained importance after the Great Recession. The need for improved central bank communication in order to implement positive resulting monetary policies has increased the importance of expectations obtained from surveys. In a forward-looking perspective, measuring inflation expectations has a crucial role for central banks implementing inflation-targeting regime, like Central Bank of the Republic of Turkey (CBRT). This paper examines whether the inflation expectation surveys are consistent with the official results in Turkey. In order to assess the relationship between the expected and official results, we use data from the private economic TV channel CNBC-e’s monthly inflation expectations survey for expected inflation and Consumer Price Index (CPI) which is announced officially by Turkish Statistical Institute (TurkStat). As expectation surveys give qualitative data, our methodology includes the Carlson-Parkin method (Carlson and Parkin, 1975) which was first employed by Theil (1952). Carlson-Parkin method (CP) is one of the most well-known probability methods which quantify the qualitative survey data under the assumption that aggregate expectations are normally distributed. Our preliminary results show that CNBC-e inflation expectations survey is a good indicator for predicting the official values. Keywords: Inflation Expectations, Survey Data, Carlson-Parkin Method
Jel Codes: C53, D84, E31 Macroeconomic Performance of Turkish Governtments Since 1980 Eşref Uğur Çelik, Atılım University, TR
esrefugur@gmail.com Mustafa İsmihan, Atılım University, TR
mustafa.ismihan@atilim.edu.tr Abstract
Most of the studies on governments’ macroeconomic performance have used various indicators to measure different dimensions of macro performance. Although each indicator is useful in itself, single composite indicator (index) which represents overall macroeconomic performance level gives researchers the opportunity to compare and rank performances of different governments and periods. The main purpose of this paper is to measure macroeconomic performances of the democratically elected Turkish governments by using annual and quarterly data following the 1980 coup d’état. Macroeconomic performance indices were constructed by using the key macroeconomic indicators like unemployment rate, growth rate, current account balance to GDP ratio, budget balance to GDP and inflation rate. In our analysis different political and structural phases were also analyzed. Keywords: Turkish Economy, Turkish Governments, Macroeconomic Performance
Jel Codes: C82, E66, O50 The Impact of Housing Status on Labor Market Outcomes William Chan, University of Hong Kong, wchana@hku.hk Richard Wong, University of Hong Kong,
rycwong@hku.hk Abstract
In the past, urban planning has often favored strict zoning, segregating residential areas from commercial-industrial areas. One unanticipated negative consequence of this strategy is a possible link between unemployment and housing status, suggested by Oswald in an important and controversial 1997 paper. He believes that home ownership reduces labor mobility, thereby creating disequilibrium and unemployment in regional labor markets. Compared with European countries and the United States-- the focuses of most empirical studies on the topic—Hong Kong is decidedly more compact. Much of the city is covered by a rather efficient transportation system, making it unlikely as a choice for testing the Oswald hypothesis. However, over the years, a combination of factors, including escalating property prices in the congested urban core and restrictive zoning, have led to the development of new satellite towns in outlying areas, with subsequent negative impacts on the mobility of workers. This is exacerbated by the structure of the public housing system that currently accommodates almost half of the population in Hong Kong. Program requirements effectively prohibit households from changing their assigned units so that residents in the public housing system face more severe limits on their access to economic and employment opportunities than those living in private housing. In this study, we use Hong Kong census data to analyze the impact of public housing tenancy on labor market outcomes. It is found that public renters indeed show higher unemployment and lower labor force participation than their counterparts in private households. These findings can have important implications for a coherent long-term development strategy on housing, transportation and labor resources in Hong Kong. Keywords: Housing status, Unemployment, Labor Force Participation
Jel Codes: R21, R23, R28 
Open-Systems Ontology in Post-Keynesian Economics: An Investigation on Sheila C. Dow’s “Babylonian Mode of Thought” Approach Mehmet Fatih Cin, Çukurova University, TR
mfatih@cu.edu.tr Abstract
“Scientific realism” approach of philosoph of science, adopted in the science of economics as “critical realism” offers both a methodological crituqe of mainstream economics an a methodological foundation for alternative perspectives. Post-Keynesian economics is a heterodox school of thought that has been defined as its opposition to the methodological approach of mainstream economics. Critical realism have been adopted and applied by leading Post-Keynesian Economics, including Tony Lawson, Sheila C. Dow, Philip Arestis, Roy J. Rotheim. Post-Keynesianism as being one of the branch of thought, the idea of Babylonian Mode of Thought that was developed by Sheila C. Dow has formed the meaning in which Post-Keynesianism has become identified. On the other hand, a babylonian system of thought is a form of open system of thought, rather than the a closed system. According to Babylonion Approach, there exist no logical line of chain streams from axiom to theorem. Under this contex, the babylonian thought system that calls for the requirement of open system ontology; and its relevance attached to the Post-Keynesian Economics will be assessed in relation with the concept of critical realism. Keywords: Critical Realism, Babylonian Mode of Thought, Post-Keynesian Economics
Jel Codes: B41, B59, B40

The Relationship between Individual-Level Entrepreneurial Orientation and Entrepreneur Identity Aspiration: An Investigation on Business Students Nurcan Hakan Çıraklar, Dokuz Eylül Üniversitesi, TR
n.ciraklar@deu.edu.tr Abstract
A career in entrepreneurship offers significant opportunities for individuals to achieve financial independence and benefit the economy by contributing to job creation, innovation, and economic growth (Ramos,2014).Individual entrepreneurial orientation has value as a factor of influence in determining educational training for various decisions such as career choices and business endeavours(Bolton and Lane,2012)..Neverthless, there are quite few studies in the literature jointly investigating the notions of individual-level entrepreneurial orientation and entrepreneur identity aspiration. The purpose of this study is to examine the relationship between individual-level entrepreneurial orientation and entrepreneur identity aspiration of business students.The questions related to individual-level entrepreneurial orientation were used from “individual-Entrepreneurial Orientation Questionnaire” (a total of 10 items) developed by Bolton and Lane(2012). The questions with regards to Entrepreneur Identity Aspiration variable were used from "Entrepreneur identity aspiration Questionnaire" (a total of 6 items) of Farmer et al.(2011). The participants of study were randomly selected the total population of fourth year business students at one university in Turkey. Instrument validity and reliability were established. For the purpose of the study, we employed statistical analyzing methods including correlational (correlation analysis) and factor analysis within this study Based on these findings, the research conclusion concerning both practical and theoretical insights was drawn in the final section of the study. Keywords: Individual Entrepreneurial Orientation, Entrepreneur Identity Aspiration, Business Students
Jel Codes: L26, M00, I25 Bireysel Düzeyde Girişimsel Yönelim Ve Girişimci Kimlik Özlemi Arasindaki İlişki: İşletme Öğrencileri Üzerinde Bir Inceleme Öz
Son yıllarda, girişimci özelliklerini belirlemeye yönelik ve potansiyel girişimcilerin gelişimi üzerine çalışmalar literatürde yoğunlaşmakla birlikte, bireysel girişimsel yönelim ve girişimci kimlik özlemi arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar oldukça azdır.Üniversitelerde girişimcilik dersleri ve programlarının artması yarının girişimcisinin bugünün öğrencisi olduğu gerçeğindendir.Çünkü, kariyer tercihlerini girişimcilik üzerine kuran öğrenciler bağımsız çalışmaları, finansal olanaklarını geliştirmeleri yanında, ülke ekonomisinin büyümesine de katkı sağlayacaktır. Bu çalışma, işletme öğrencilerinin bireysel düzeydeki girişimsel yönelimleri ve girişimci kimlik özlemleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma survey yöntemine göre tasarımlanmış ve veriler anket tekniği ile elde edilmiştir. Bireysel girişimsel yönelim sorularında, Lumpkin ve Dess’in (1996) firma düzeyinde geliştirdiği ve Bolton ve Lane(2012) tarafından bireysel düzeye adapte edilen 10 maddelik risk alma, yenilikçilik ve proaktiflik boyutlarını içeren girişimsel yönelim ölçeği kullanıldı. Girişimci kimlik özlemini ölçmek üzere ise, Farmer vd.’nin(2011) 6 maddeli ve tek boyutlu girişimci kimlik özlemi ölçeğinden yararlanıldı. Veriler, Türkiye’de bir üniversitedeki son sınıf işletme öğrencilerinden rassal olarak toplandı. Verilerin geçerlilik ve güvenilirlik analizleri yapıldıktan sonra, çalışmanın amacı doğrultusunda, korelasyon analizi ve tanımlayıcı istatistiksel analizler uygulandı. Çalışma bulgularına dayalı olarak, işletme öğrencilerinin girişimci kimliğe sahip olma özlemleri ile girişimsel yönelim özellikleri arasında pozitif anlamlı bir ilişki beklenmektedir. Çalışma, İşletme öğrencilerinin bireysel düzeydeki girişimcilik yönelimlerinin belirlenmesi ve girişimci kimlik özlemi arasındaki ilişkiyi ortaya koyması ile, onların kariyer seçimleri ve ticari çaba içine girmeleri ve girişimci olma hayallerinin eyleme dönüştürülmesinde belirleyici faktörleri tespit etmesi bakımından özgün bir değere sahip olduğu düşünülmektedir. Çalışmanın önemli kısıtı örneklem büyüklüğünün tüm işletme öğrencilerine yönelik genelleme yapma imkânını tanımamasıdır. Ancak, yine de çalışma bulgularının yeni çalışmalara ışık tutması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Bireysel Girişimcilik Yönelimi, Girişimci Kimlik Özlemi
Jel Kodları: L26, M00, I25 
Enterpreneurship - Culture Relationship: An Integrative and Conceptual Framework H. Ebru Erdost Çolak, Ankara University, TR
ebruhayat@yahoo.com Abstract
In entrepreneurship studies, the relationship between culture, the building stone of a society, and entrepreneurship has been examined from different perspectives. While some studies focus on culture and entrepreneurship at the national level, other studies examine the national culture and characteristics of entrepreneurs. Still some other studies investigate the connection between organizational culture and corporate entrepreneurship.
What is aimed in this study is to examine the concept of culture at the national, industry, and organizational levels and explain the interactions between entrepreneurship and culture at each level by using a conceptual model that integrates previous studies. Our model includes values, and social and economic factors to assess the impact of culture on entrepreneurship. The operationalization of these factors and main findings of the studies employing them are also discussed. Furthermore, the positions of the concepts of social capital and social network in the entrepreneurship literature, along with some country examples, are presented. The analysis of the current entrepreneurship literature in a broad and integrative framework is what makes this study an important one. Keywords: Entrepreneurship, Culture, Social Capital
Jel Codes: M13, L26, M14 Kültür – Girişimcilik İlişkisi: Bütünleyici ve Kavramsal Bir Çerçeve Öz
Girişimcilik çalışmalarında toplumun yapıtaşı kültür ile girişimcilik ilişkisi farklı bağlamlarda ele alınmaktadır. Kimi çalışmalar ulusal kültür ve ülke düzeyindeki girişimcilik konusuna odaklanırken, kimi çalışmalar ulusal kültür ve girişimci özelliklerine yoğunlaşmakta, kimileri ise örgüt kültürü ve kurumsal girişimcilik bağlantısını sorgulamaktadır. Bu çalışma ile hedeflenen, kültür kavramını ulusal, endüstri ve örgüt düzeylerinde ele alarak, girişimcilik çalışmalarının ve girişimciliğin her bir kültür düzeyi ile etkileşimini bütünsel ve kavramsal bir modelle açıklayabilmektir. Kültürün girişimcilik üzerindeki etkisini görebilmek için modelde değerler, sosyal ve ekonomik sistem vb faktörlere yer verilmektedir. Yazın taraması ile, modeli oluşturan değişkenler arasındaki ilişkinin nasıl ölçüldüğü ve bu değişkenleri kullanan çalışmaların ana bulguları tartışmaya açılmaktadır. Sosyal sermaye ve sosyal ağ kavramlarının da ilgili yazındaki yerine değinilmekte ve ülke örnekleri verilmektedir. Geniş ve bütünleyici çerçevesi ile mevcut yazının bir tahlili olması çalışmayı önemli kılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Kültür, Sosyal Sermaye
Jel Kodları: M13, L26, M14 Taylor Rule Augmented By Financial Stability: Turkey Application Kübra Coşar, Gazi University, TR
kubrafidan@gazi.edu.tr Nezir Köse, Gazi University, TR
nezir@gazi.edu.tr Abstract
Central Bank of the Republic of Turkey has implemented the inflation targeting regime implicitly since 2001 and formally since 2006. The primary objective of the Bank is to achieve price stability. However, after the global financial crisis in 2007, as a result of changes in the international financial system, financial stability have become important in terms of the healthy operation of the financial system and the realization of the monetary policy objectives. Ignored financial stability threatens macroeconomic stability and price stability in the medium and long term. Therefore, the view that the central bank should not ignore the accumulation of risks in the financial system and asset price bubble gradually became widespread in the global platform.
At this point, while providing of price stability remains primary objective of the central bank, financial stability has emerged as a secondary objective. The purpose of this study is construction a model of monetary policy with Taylor rule augmented by financial stability. Because financial stability includes a wide set of variables, the measurement of it requires a multidimensional analysis. In the study, financial stability indicator will be measured with factor analysis by the monthly data between 2002-2014. Parameters of the Taylor equality augmented by financial stability indicator will be estimated by Kalman Filter method and the changes in parameters during time will also be investigated. Keywords: Augmented Taylor Rule, Financial Stability, Factor Analysis
Jel Codes: E58, C22, C38 Finansal İstikrar İle Genişletilmiş Taylor Kuralı: Türkiye Uygulamasi Öz
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2001 yılından itibaren örtük bir şekilde 2006 yılından itibaren ise resmi olarak enflasyon hedeflemesi rejimi uygulamakta ve birincil olarak fiyat istikrarını sağlamayı amaçlamaktadır. Ancak 2007’deki küresel krizin ardından uluslararası finansal sistemde meydana gelen değişimler sonucunda finansal sistemin sağlıklı işleyebilmesi ve para politikası hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi açısından finansal istikrar önemli hale gelmiştir. Finansal istikrarın göz ardı edilmesi orta ve uzun vadede makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını tehdit etmektedir. Bu nedenle, merkez bankalarının finansal sistemde biriken riskleri ve varlık fiyatlarındaki balonları tamamen göz ardı etmemesi gerektiği görüşü küresel platformlarda giderek yaygınlık kazanmıştır.
Bu noktada merkez bankalarının fiyat istikrarını sağlaması ana hedef olarak kalmakla birlikte finansal istikrar merkez bankalarının ikincil hedefi olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada Taylor Kuralı finansal istikrar ile genişletilerek bir para politikası modelinin oluşturulması amaçlanmaktadır. Oldukça geniş bir değişken kümesini içermesi nedeniyle finansal istikrarın ölçülmesi çok boyutlu bir analizi gerektirmektedir. Çalışmada finansal istikrar göstergesi açıklayıcı faktör analizi çerçevesinde 2002-2014 arasındaki aylık verilerle ölçülecektir. Finansal istikrar göstergesi ile genişletilen Taylor eşitliğinin parametreleri “Kalman Filtresi” yöntemi ile tahmin edilerek zamanla parametrelerdeki değişimlere de yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Genişletilmiş Taylor Kuralı, Finansal İstikrar, Faktör Analizi
Jel Kodları: E58, C22, C38 Oil Price Uncertainty and Its Asymmetric Effects on Output Growth:
VARMA-GARCH and Asymmetric BEKK Models Hakan Demirgil , Süleyman Demirel University, TR
hakandemirgil@gmail.com Aliye Atay Kayış, Süleyman Demirel University, TR
Aykut Sezgin, Süleyman Demirel University, TR Abstract
Questions about the relationship between the price of oil and economic activity are main empirical subjects in macroeconomics. Although there are wide studies related to the effects of oil price on real economy, there exist few studies that investigate the effects of uncertainty about oil prices. Time-varying relationships and uncertainty are two methodological challenges that are particular to the field of time series. The necessity of being positive definite of variance matrix (Ht) in VEC notation is not possible without limitations on coefficients. In order to overcome this difficulty, BEKK (Baba-Engle-Kraft-Kroner) model might be preferably used. In this paper, we investigate the relationship between oil price uncertainty and level of economic activity, using monthly data over the period from 1994:01 to 2013:05 that includes the increased volatility in oil prices in the aftermath of the financial crisis and global recession. We, first, interested in analyzing the asymmetry of the volatility response to the news using by Engle and Ng (1993) tests for sign bias, negative size bias and positive size bias. Then, we investigate the effects of oil price uncertainty and its asymmetry on real economic activity in the Turkey. In doing so, we use a bivariate GARCH-in-Mean, asymmetric BEKK model, as detailed in Engle and Kroner (1995). The model allows us the possibilities of spillovers and asymmetries in the variance-covariance structure for real output growth and the change in the real price of oil. Keywords: Oil Price, Output Growth, Uncertainty, VARMA-GARCH, BEKK Model.
Jel Codes: C01, L11, N10 Ham Petrol Fiyatlarında Belirsizlik ve Büyüme Üzerinde Asimetrik Etkileri: VARMA-GARCH ve Asimetrik BEKK Modelleri Öz
Ham petrol fiyatları ile ekonomik faaliyetler arasındaki ilişkininin incelenmesi, makroekonomideki önemli uygulama alanlarından bir tanesidir. Ham petrol fiyatlarının reel ekonomi üzerindeki etkisini inceleyen çok sayıda çalışma olmakla birlikte, ham petrol fiyatlarındaki belirsizliğin ekonomi üzerindeki etkisini inceleyen çalışma sayısı sınırlıdır. Zaman değişimli ilişkiler ve belirsizlik, zaman serileri alanında mevcut olan iki metodolojik tartışma alanıdır. VEC gösteriminde varyans matrisinin (Ht) pozitif tanımlı olması zorunluluğu, katsayılar üzerinde kısıtlamalar yapmadan kolay olmamaktadır. Bu zorluğu aşmanın bir yolu olarak BEKK modeli (Baba-Engle-Kraft-Kroner) modeli sıklıkla kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, finansal krizler ve küresel resesyonların yol açtığı ham petrol fiyatları oynaklığının arttığı dönemleri kapsayan, 1994:01 ile 2013:05 tarihleri arası aylık verileri kullanılarak, ham petrol fiyatlarındaki belirsizlik ile ekonomik faaliyet düzeyi arasındaki ilişki analiz edilmektedir. Öncelikle fiyat oynaklığının haberlere verdiği asimetrik tepki, işaret sapması, negatif ve pozitif büyüklük sapması için Engle ve Ng (1993) testleri kullanılarak tartışılmaktadır. Daha sonra ham petrol fiyatlarındaki belirsizliğin etkisi ve reel ekonomi üzerindeki asimetrisi Türkiye örneğinde incelenmektedir. Böylece iki değişkenli ortalamada üssel GARCH modeli ve asimetrik BEKK modelleri Engle ve Kroner (1995)’de detaylandırıldığı gibi kullanılmaktadır. Model, reel büyüme ve reel ham petrol fiyatlarındaki değişimin varyans-kovaryans yapısındaki yayılma ve asimetri olasılıklarını inceleme imkanı sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Ham Petrol Fiyatı, Büyüme, Belirsizlik, VARMA-GARCH, BEKK Modeli.
Jel Kodları: C01, L11, N10

Determining Minimum Wage Rate in Turkey: Analysing by Instutional Approach Evren Denktaş, Kocaeli University, TR
evren.denktas@kocaeli.edu.tr Abstract
Strain between flexibility and social walfare makes minimum wage rate debateful subject. Altough the role of invisible hand on determining wage rates can’t be avoided, institutions also have decisive role; and institutional framework have useful tools for understanding the process of changing of minimum wage rate. This paper examines that which institutions have dominant role for determining minimum wage rate in Turkey. First, institutional theory of wage and labor market will be descripted. Comparing to neoclassical economics using tools such as competetive market, demand and supply framework for determining equilibrium wage level in labor market, institutional school focuses on imperfect market conditions, transaction costs and externalities . While neoclassical theory of wage seeks efficiency through labor market elasticities and supply-side viewpoint , institutional approach adopts on demand-side perspective so that minimum wage is substantial element for not only efficieny in labor market, but also for macroeconomic stability. Secondly, evolution of labor market and minimum wage in Turkey will be analysed. And as a least, dominant institutions determining minimum wage level in Turkey will be sought through comparative analysis. Keywords: Minimum Wage Rates, Labor Market, Institutional Economics
Jel Codes: B15, J31, J41 
Productivity Change: An Empirical Study on Turkish State Universities Feyyaz Cengiz Dikmen, Kocaeli Universtiy, TR
fcdikmen@kocaeli.edu.tr Abstract
Universities as it is known are public institutions providing educational and training services. They are also engaged with research activities. The services provided by these institutions concerns very closely both the public opinion and the public officials from numerous aspects. Thus, the resources allocated to the activities of these institutions must be evaluated to what extent it is used efficiently. In addition, the development of the institutions over time is also noteworthy. In this context, a DEA-based approach known as MPI (Malmquist Productivity Index) is used to evaluate the efficiency of state universities and to expose the technological change and “catching-up” over time if there exists. MPI is a method of measuring the influence of time shift. It is designed to calculate the efficient frontier shift in a period of time. The efficiency shifts between two periods of time gives the institutions the opportunity to compare and evaluate their relative competitive positions. This study comprises two academic periods, namely, 2000/01 and 2009/10 in order to investigate the productivity change in state universities. Keywords: Total Factor Productivity, Malmquist Productivity Index, Data Envelopment Analysis
Jel Codes: C, O, I
Social Entrepreneurship and Economic Growth Relationship: Assessing the Scope of Social Entrepreneurs Examples Cuma Demirtaş, Aksaray University, TR
cuma87demirtas@gmail.com
Kahraman Kalyoncu, Aksaray Univesity TR
kkalyunc@yahoo.com Abstract
Social entrepreneurship, the agents come out on a voluntary basis in order to resolve problems arising in areas where there are insufficient public and private services. In addition to eliminating social problems, they finds innovative solutions to eliminate these kind of problems permanently. For this, The economic output by examining examples of social entrepreneurship will now be described. If you have connections with theories of economic growth of these outcomes are identified, the existence of a relationship between social entrepreneurship and economic growth will be determined by a literature study. Thus, the study is believed to be useful in guiding and empirical studies to be carried out on social entrepreneurship and economic growth. Keywords: Economic Growth, Social Entrapreneurship, Social Capital
Jel Codes: L31, F43, L26 Sosyal Girişimcilik ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Sosyal Girişimci Örnekler Kapsamında Değerlendirilmesi Öz
Sosyal girişimcilik, kamu ve özel sektörün yetersiz kaldığı alanlarda bu eksiklikten kaynaklı sorunları gidermek amacıyla gönüllü olarak ortaya çıkan ajanlardır. Sosyal girişimciler toplumsal sorunları gidermenin yanında bu sorunlara inovatif çözümler bularak kalıcı olarak ortadan kaldırmaktadırlar. Bu nedenle Sosyal girişimcilik örnekleri incelenerek bunların ekonomik çıktıları tanımlanmaya çalışılacaktır. Bu çıktıların ekonomik büyüme teorileri ile bağlantıları varsa tespit edilerek, sosyal girişimcilik ve ekonomik büyüme arasında ilişkinin varlığı yapılan literatür çalışmasıyla belirlenmeye çalışılacaktır. Böylece çalışmanın, sosyal girişimcilik ve ekonomik büyüme ile ilgili yapılacak olan ampirik çalışmalar için de yol gösterici ve faydalı olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Büyüme, Sosyal Girişimcilik, Sosyal Sermaye
Jel Kodları: L31, F43, L26

The Effects of Leverage Ratios and Growth Opportunities on Investments: The Case of Turkey Burcu Dinçergök, Atılım University, TR
burcu.dincergok@atilim.edu.tr Abstract
This study investigates how the growth opportunities and leverage ratios affect investments in Turkey. 135 manufacturing firms that are quoted to İstanbul Stock Exchange between the years of 2005 -2013 is analyzed using unbalanced panel data analysis. According to the results of the analysis cash flow and sales positively affect investments. As expected by the agency theories the relationship between leverage and investment is found to be negative .The negative relationship is stronger for firms that have low growth opportunities than the firms that has high growth opportunities. This result support the agency theory stating that the leverage diciplines management and reduces overinvestment. For the firms that have low levels of short term or long term debt, the effect of growth opportunities on investment is negative. The results are insignificant for the firms that have high levels of leverage. Keywords: Investment, Leverage, Growth Opportunities, Turkey Local Development through Ecovillages Ecomuseums and Sustainable Tourism: Case Studies from Turkey Mustafa Doğan, Batman University, TR
mustafadoganmustafa@gmail.com Abstract
Local development is an important concept but implementation is often problematic. However, the principles of sustainable local development are now widely implemented across the world as an effective means of meeting the demands for small scale economic growth while at the same time protecting cultural and natural assets. An ecovillage is a human-scale settlement con¬sciously designed through participatory processes to secure long-term sustainability. The 4 dimensions of sustainability (ecology, economy, the social and the cultural) are all integrated into a holistic approach in ecovillages. The ecomuseum is a significant and enduring practice that emerged from new museology in the 1970s. Ecomuseums are focused on a specific place or ‘territory’ and on the relationship between the population and their environment, culture and local history. Ecomuseums have been utilised as a major means of promoting sustainable development in many rural areas of the world by conserving natural, historical and socio-cultural resources of a locality whilst recognisıng a place’s potential to provide low-level tourism and economic-social opportunities. This article focuses ecovillages, ecomuseums and their sustainable tourism implementations. In this research have been evaluated local development opportunities of rural areas over ecovillages and ecomuseums. Ecovillages and ecomuseums which are investigated in this research have been seen as a functional tool for local development in Turkey. Keywords: Local Development, Ecovillage, Ecomuseum, Turkey Ekoköyler Ekomüzeler ve Sürdürülebilir Turizm Aracılığıyla Yerel Kalkınma: Türkiye'den Örnekler Öz
Yerel kalkınma önemli fakat uygulanması genellikle kolay olmayan bir kavramdır. Buna rağmen sürdürülebilir yerel kalkınma ilkeleri, kültürel ve doğal varlıklarının korunması ve aynı zamanda küçük ölçekli ekonomik büyüme taleplerini karşılayacak etkin bir araç olarak artık dünya çapında yaygın olarak uygulanmaktadır. Ekoköy uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlamak için katılımcı süreçlerle tasarlanmış insan ölçekli bir yerleşim yeridir. Sürdürülebilirliğin dört boyutu (ekolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel) ekoköylerde bütüncül bir yaklaşımla entegre edilmiştir. Ekomüze 1970’li yıllarda ortaya çıkan yeni müzecilik akımının önemli ve kalıcı bir uygulamasıdır. Ekomüzeler dünyanın birçok kırsal bölgesinde doğal, tarihi ve sosyo-kültürel kaynakları düşük yoğunluklu bir turizm ve ekonomik-sosyal olanaklarla koruyarak sürdürülebilir gelişmeyi teşvik etmenin önemli bir aracı olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma ekoköyler, ekomüzeler ve onların sürdürülebilir turizm uygulamalarına odaklanmıştır. Araştırmada kırsal alanların yerel kalkınma olanakları ekoköyler ve ekomüzeler üzerinden değerlendirilmiştir. Bu bağlamda incelenen ekoköy ve ekomüzelerin, Türkiye’de yerel kalkınma için önemli bir araç oldukları görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Yerel kalkınma, Ekoköy, Ekomüze, Sürdürülebilir Turizm, Türkiye Taylor’s Rule within the Framework of Monetary Policies of the Central Bank of Turkey Burhan Doğan, Anadolu University, TR
burhand@anadolu.edu.tr Abstract
Economic units in a country alter their expectations and decisions depending on the economic developments and the policies that are implemented. Therefore, execution of monetary policies, which show their effect in short term, play an important part in changing economic indicators. The ongoing discussions on whether monetary policy should be executed on the basis of a rule or of the current status of economic conditions, in order to improve effectiveness of monetary policies do exist for a long time. However, the general opinion is that monetary policies should be executed on the basis of a rule. Determination in advance of policies implemented on the basis of a rule by Central banks, which are among actors that steer the economy, may help the economic units to make predictions and decrease the unrest in the markets. Therefore, it is discussed in the economy literature that a simple rule such as the Taylor's rule understandable to markets be implemented rather than complex rules that are difficult to understand. In this study, the reaction function of the monetary policy of the Central Bank of Turkey is estimated through VAR model within the framework of Extended Taylor's Rule created by adding foreign exchange rate to the function estimated in Classical Taylor's Rule for the term 2004:1-2014:5. According to the estimation outcomes, the output gap, inflation gap, and reaction of short-term rate of interest that the foreign exchange rate is exposed to are insignificant. Keywords: Taylor’s Rule, Monetary Policy, VAR Model
Jel Codes: E43; E52 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikaları Kapsamında Taylor Kuralı Öz
Ülkedeki ekonomik birimler ekonomik gelişmelere ve uygulanan politikalara bağlı olarak beklentilerini ve kararlarını değiştirirler. Bu nedenle ülkedeki ekonomik göstergelerin değişmesinde kısa dönemde etkisini gösteren para politikalarının performansı da önemli bir yer almaktadır. Para politikalarının etkinliğinin arttırılması için kurala bağlı olarak para politikasının yürütülmesi gerektiği ile ekonomik şartlarda ki duruma bağlı olarak para politikasının yürütülmesi gerektiği konusunda tartışmalar uzun zamandır devam etmektedir. Ancak genel kanı para politikalarının kurala bağlı olarak yürütülmesi gerektiği konusundadır. Ekonomiye yön veren aktörler arasında yer alan Merkez bankalarının kurala dayalı olarak uyguladıkları politikaların önceden belirlenmesi ekonomik birimlerin beklentilerini oluşturmasını ve piyasalardaki tedirginliğin azalmasını sağlayabilir. Bu nedenle iktisat literatüründe anlaşılması güç, karmaşık kurallar yerine piyasaların anlayabileceği Taylor kuralı gibi basit bir kuralın yürütülmesi gerekliliği tartışılmaktadır. Bu çalışmada 2004:1-2014:5 dönemi için Klasik Taylor Kuralında tahmin edilen fonksiyona döviz kuru eklenerek Genişletilmiş Taylor Kuralı çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası para politikası tepki fonksiyonu, VAR modeli aracılığıyla tahmin edilmiştir. Tahmin sonuçlarına göre, üretim açığı, enflasyon açığı, döviz kuruna gelen bir şoka kısa vadeli faiz oranı tepkisinin anlamsız olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Taylor Kuralı, Para Politikası, VAR Modeli
Jel Kodları: E43; E52 Growth Performances and Input-Output Networks across Countries Alper Duman, İzmir Ekonomi University, TR
alper.duman@izmirekonomi.edu.tr Abstract
Observed differences in the long-term economic performances across countries have been a great puzzle for economics. Initially apparent gaps between quantity and quality of factors of production (capital, labor and land) are regarded as the most promising factors to explain the puzzle. Then exogenous technlogical differences enveloped in the concept of total factor productivity growth have been the most significant explanation. However, recently institutional factors such as ‘strength of private property rights and rule of law’ emerge as the most important explanatory variables. Nonetheless, being not well-defined subjects and suffering from endogeneity problems these institutional factors fall short of a convincing and plausible explanation. On the other hand, input-output networks and firm networks, especially reflecting the forward and backward linkages (see Hirschmann 1958) used to be a major framework for industrialization and development questions. The convergence puzzle is now being tackled by using the new methodological tools of network theory applied to the input-output networks.
We first calculate a new centrality measure based on “counting betweenness” measure of Blöchl et.al (2011), which considers only intermediate goods matrix. This measure will trace the paths of a unit flow exogenously created between a source and a target sector for every possible pair of sectors and will analytically specify the average number of times that the unit flow spends on a given sector. Thus, the measure will also reflect the number of transactions that the unit flow can induce at a given sector. The input-output tables are published in a standardized form in WIOD database for 40 countries and 35 sectors from 1995 to 2011. We employ the new centrality measure to these input-output tables to determine the centrality of the sectors in each economy and at each time period. We then construct indices of heterogeneity by calculating gini coefficients from the sector centrality measures for national input-output networks for 17 distinct years and for each country. These indices mainly reflect how “unbalanced” the input-output networks of each country at each year (Acemoglu et. al. 2015) . We use the established panel dataset which also include generic variables in cross-country growth regressions such as capital stock, emplyment, trade opneness and institutional variables such as “Rule of Law” and “Quality of Government” indices. Controlling for other variables, we find that there is a statistically significant relationship between economic growth performances across countries and the gini coefficients. The results underline the importance of structural factors behind the income and growth disparities across countries.
Keywords: Input-Output, Networks, Growth Volatility
Jel Codes: C67, D85, F43 Female Labour Participation, Economic Growth and Pay Inequality: Empirical Evidence for Some OECD Countries Gülten Dursun, Kocaeli University, TR
gultendursun@hotmail.com Abstract
This study examines empirically the relationship between women’s labour force participation, economic growth and pay inequality in the 16 OECD member countries with available data, as well as G-7 countries for the 2000-2011 period by using macro panel approach. The study applies unit root test under cross sectional dependence, panel cointegration and Group Mean Fully Modified OLS (GM-FMOLS) estimation. The study finds a long-run co-integrating relationship between growth, women’s labour force participation and pay inequality for OECD countries. The results show that women’s labour force participation reduce pay inequality in the OECD counties. The study also suggests that economic growth reduces differences between men and women pay inequality in the labour market. Keywords: Women’s Employment, Pay Inequality, Panel Co-Integration
Jel Codes: C23, J21, J31 
Perceived Organizational Support,Human Resource Management (Hrm) Practices and, Corporate Entrepreneurship:Understanding Employee Insight Ethem Duygulu, Dokuz Eylül University. TR
ethem.duygulu@deu.edu.tr Nurcan Hakan Çıraklar, Dokuz Eylül University, TR
n.ciraklar@deu.edu.tr Emir Özeren, Dokuz Eylül University, TR
emir.ozeren@deu.edu.tr Abstract
The ultimate purpose of this research is to investigate the effect of perceived organizational support and human resource management (HRM) practices on employee’s perception of corporate entrepreneurship. The departing point of our research from the existing corporate entrepreneurship studies is that we aim to examine the concept of corporate entrepreneurship on the eyes of employees within the organization setting. There are few studies in the literature discussing the relationship among the key variables concerning HRM and corporate entrepreneurship (Hayton and Kelley, 2006; Hayton, 2005). Therefore, there is a need to create a link between human resource practices prevailing in an organization and corporate entrepreneurship within Turkish business context. On the other side, perceived organizational support plays a very critical role in shaping entrepreneurship in an existing organization. The questions with regards to perceived organizational support were used from Eisenberger and et. al (1986) research. The corporate entrepreneurship scale including innovativeness, autonomy and risk taking dimensions which were considered to be in relation with HRM practices was constructed based on Zahra (1993), Shane and et. al. (1995) and Covin and Slevin (1989) studies. Finally, in order to measure HRM practices, a scale was benefited from Kaya (2006) study which was cited from Ahmad and Schroeder (2003). Likert type five point scale was employed. To reach scientifically rigor results, instrument validity and reliability were established. Multivariate regression-variance analyses were made and the causality among the variables were investigated. Finally, we present the research findings and discuss the managerial and theoretical implications of our study. Keywords: Corporate Entrepreneurship, Perceived Organizational Support, Human Resource Management Practices
Jel Codes: L2, L26, M1 Algılanan Örgütsel Destek, İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) Uygulamaları ve Kurumsal Girişimcilik: İşgören Bakışını Anlamak Öz
Bu çalışmanın temel amacı iş gören düzeyinde kurumsal girişimciliğin algılanmasında insan kaynakları yönetimi (İKY) uygulamaları ile örgütsel desteğin nasıl bir rol oynadığını belirlemektir. Literatürde kurumsal girişimcilik çalışmalarının yoğun bir biçimde yer almasına karşılık, gerçekte bu olgunun örgütlerde işgören düzeyinde nasıl algılandığı önemli bir boşluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazında özellikle İnsan Kaynakları Uygulamaları’nın Kurumsal Girişimcilik ile ilişkisini sorgulayan oldukça az sayıda çalışmanın olması (Hayton ve Kelley, 2006; Hayton, 2005), yerel yazına yönelik bu olguların sorgulanmasını ve İKY uygulamaları ile örgüt, özellikle de kurumsal girişimcilik ilişkisinde yaratıcı bir bağ kurulması ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Diğer taraftan algılanan örgütsel desteğin bir örgütte işgörenlerin girişimci davranışlarını ortaya çıkarmakta önemli bir işlevinin olduğu bilinmektedir. O nedenle bu çalışmada algılanan örgütsel destek olgusunun ölçümü literatürde sıkça kullanılan Eisenberger ve arkadaşları (1986) tarafından geliştirilen çalışmaya dayandırılmakta ve kurumsal girişimciliğin ölçülmesinde risk alma, yenilikçilik ve özerklik boyutları Zahra (1993), Shane ve arkadaşları (1995) ile Covin ve Slevin (1989) çalışmalarından uyarlanarak yapılandırılan ölçme aracı ile incelenmektedir. Son olarak İKY uygulamalarını ölçmek amacıyla Ahmad ve Schroeder’in (2003) çalışmasından Kaya (2006) tarafından uyarlanan ölçme aracından yararlanılmıştır. Likert tipi beşli ölçek kullanılan ölçme aracında, güvenilirlik ve geçerlilik testi yapılmış, verilerin analizinde çoklu regresyon analizi yapılarak değişkenler arasındaki ilişkilerde nedensellik sorgulanmıştır. Elde edilen bulgular ışığında İKY uygulamalarının algılanan örgütsel destek ile kurumsal girişimcilik ilişkisinde tam ve kısmi düzenleyici değişken olarak önemli bir rol oynadığı belirlenmiştir. O nedenle çalışmanın bulgularının özellikle işgören düzeyindeki kurumsal girişimcilik algısında İKY uygulamalarının önemini tanımlaması ve benzer biçimde algılanan örgütsel desteğin rolünü belirlemesinin uygulamacılar ve yazın açısından önem taşıdığı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kurumsal Girişimcilik, Algılanan Örgütsel Destek, İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) Uygulamaları
Jel Kodları: L2, L26, M1

The Effects of Structural Changes in Turkish Economy on Business People and Companies Recep Düzgün, Erciyes University, TR
recepduzgun@gmail.com İbrahim Çam, Marmara University, TR
ibrahim.cam@marmara.edu.tr Abstract
After 1950, the world economy has gone under a swift globalization process. In this process, borders between countries have disappeared and countries have come closer with one another owing to the increasing volume of trade. With the economic decisions it made on 24 January 1980, Turkey has been trying to adapt itself to the developments in the world by turning from previously adapted import substation policies to export oriented policies.
While Turkish economy has been becoming more open, at the same time economy various economic policies have implemented for ensuring and maintaining domestic economic stability. Some policies could be accepted periodically successful for the economic results. After the first decades of 2000’s Turkey became the 16th biggest economy in the world. As of 2013, Turkey’s GDP and income per capita reached up to $820 billion and $11.277, respectively. However, as the economic gain could not be distributed country-wide. Great share of aggregate economic activities are especially took place in Marmara Region, and this region becomes the center of the Turkish economy with the crowded economic activities. It has become identified with production centers such as, and especially, Istanbul, Kocaeli, and Bursa. Nevertheless, after 1990’s rapidly growth of capital and industry in Anatolia have created new dynamic view and evolution for Turkish economy. As a result of this transformation in the economy, size and significance of the bussiness actors and the companies had been changed.
In this study, we observe the change of rankings in main bussiness actors and companies which are listed in top rankings and studied in economic researchs. According the our results; the place of the rankings of both biggest industry companies, most admirable firms, most beneficent businessman, most taxpayers businessman and firms etc., had been changed. Our results are derived from significant amount of researchs and try to create a different view to such rankings. Keywords: Turkish Economy, Firm Rankings, Businessman Rankings
Jel Codes: E01, L25, L26 Türkiye Ekonomisindeki Yapısal Değişimin İş İnsanları ve Firmalar Üzerindeki Etkileri Öz
Dünya ekonomisi, 1950 sonrasında hızlı bir küreselleşme sürecine girmiştir. Bu süreçte, ülkeler arasındaki doğal sınırlar ortadan kalkmış ve ülkeler artan ticaret hacimleri ile birbirlerine yakınlaşmışlardır. Türkiye 24 Ocak 1980’de aldığı ekonomik kararlarla, daha önce uyguladığı içe dönük ithal ikameci politikalardan, ihracata yönelik politikalara geçerek, dünyadaki gelişmelere uyum sağlamaya çalışmıştır.
Türkiye, bir taraftan ekonomisini dışa açarken diğer taraftan yurtiçi ekonomik istikrarın sağlanması ve bu istikrarın devamı için farklı iktisat politikaları uygulamıştır. Uygulanan bu politikalardan bazıları belirli dönemlerde ekonomik başarı sağlayabilmiştir. Türkiye 2000’li yıllara geldiğinde Dünya’nın 16. büyük ekonomisi haline gelmiştir. 2013 yılı itibariyle, Türkiye’nin GSYİH’si 820 milyar $ ve kişi başına geliri de 11.277 $ düzeyine ulaşmıştır. Ancak, ekonomik kazanımlarını ülke geneline yayamadığından Marmara Bölgesi, ekonomik faaliyetlerin büyük bir kısmını gerçekleştirerek Türkiye ekonomisinin merkezi haline gelmiştir. Özellikle İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi üretim merkezleri Türkiye ekonomisiyle özdeşleşmiş durumdadır. Bununla birlikte, özellikle 1990’ların sonlarında Anadolu’da ortaya çıkan ve hızla büyüyen sermaye ve sanayi, Marmara Bölgesi’ne sıkışan Türkiye ekonomisine yeni bir açılım ve dinamizm kazandırmıştır.
Ekonomideki bu dönüşüm sonucunda, Türk iş dünyasındaki kişi ve kuruluşların büyüklükleri de etkilenmiştir. Çalışmada, Türkiye ölçeğinde yapılan ekonomik araştırmalarda yer almış ve alanında en büyükler arasına girmiş kişi ve kuruluşların yıllar itibariyle konumlarındaki değişim ortaya konmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, en büyük sanayi kuruluşları, en beğenilen şirketler, en hayırsever işadamları, en çok vergi veren işadamları ve firmaların vs. sıralamadaki yerleri değişmiştir. Bu çalışmada, çok sayıdaki farklı araştırma incelenmiş ve ekonomi literatürüne farklı bakış acısı kazandırılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkiye Ekonomisi, Firma Sıralaması, İşadamları Sıralaması
Jel Kodları: E01, L25, L26 Performance Analysis of Manufacturing Sub-sectors: A Review in the Context of Crisis İbrahim Halil Ekşi, Gaziantep University, TR eksihalil@gmail.com Mehmet Fatih Buğan, Gaziantep University, TR
mf.bugan@gmail.com Süleyman Serdar Karaca, Gaziosmanpaşa University, TR
suleymanserdar.karaca@gop.edu.tr Abstract
Manufactoring industries have a very important place both in the World and Turkey. The failure of the sector firms cause very serious losses to the countries economy. The sector firms were affected by economic crisis in the past twenty years. Hence, this study drafted to present the impact of economic crisis on manufacturing sub-sectors. For this purpose, manufacturing sub-sectors’ liquidity, financial structure and profitability ratios, totaling forty eight ratios, used for analysis.
The research methodolgy is consist of TOPSİS based on entropy weight method.This paper is different other similar papers in terms of different data set and used weight method. As a result of the study manufacturing sub-sectors shows fluctuations situation by years. The most successful sector is coke and refined petroleum products sector. Other successful sectors are manufactoring of electrical equipment sector and manufacturing of motor vehicles sector.Unseccessful sectors are manufacturing of food products, manufacturing of articles of clothing, manufacturing of leather and related products, manufacturing of wood and paper products sectors. Keywords: Manufacturing Sub-Sectors, Financial Performance, TOPSİS Method
Jel Codes: G14, L25, L60 İmalat Sanayi Alt Sektörlerinde Performans Analizi: Kriz Bağlamında Bir Değerlendirme Öz
İmalat sanayi, sektör itibariyle gerek Ülkemiz ekonomisinde ve gerekse dünya ekonomisinde çok önemli bir yere sahiptir. Lokomotif olma özelliği açısından sektör firmalarının başarısızlığı, ülke ekonomileri için çok ciddi kayıplara neden olmaktadır. Özellikle son 20 yılda yaşanan krizler, söz konusu sektör firmalarını, farklı derecelerde ve farklı açılardan etkileyebilmektedir. İşte bu çalışmada, buradan hareketle kaleme alınmış ve bu etkilenmenin boyutunu, Türk imalat sanayiinde faaliyet gösteren alt sektörler itibariyle ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, imalat sanayi alt sektörlerinin likidite, mali yapı, etkinlik ve karlılık oranları olmak üzere toplam 48 orandan yararlanılmıştır. Yöntem olarak, Entropi Ağırlıklandırma Temelli TOPSİS kullanılmıştır. Çalışmamız literatürdeki benzer çalışmalardan, kullandığı ağırlıklandırma yöntemi ve veri seti bakımından farklılık arz etmektedir. Çalışma sonucunda alt sektörlerin finansal performanslarının yıllar itibariyle dalgalanma gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı sektörü en başarılı sektör olmuştur. Benzer şekilde elektrikli teçhizat imalatı ve motorlu kara taşıtı imalatı sektörleri yıllar itibariyle başarılı sektörlerdir. Gıda ürünleri imalatı, giyim eşyaları imalatı, deri ve ilgili ürün imalatı, ağaç ve kağıt ürünleri imalatı sektörlerinin göreli finansal performanslarının düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: İmalat Sanayi Alt Sektörleri, Finansal Performans, TOPSİS Metodu Jel Kodları: G14, L25, L60 Financial Constraints and the Size of Informal Sector Ceyhun Elgin, Bogazici University, TR
ceyhunelgin@gmail.com Goksel Turkmen, Ankara University, TR
turkmen_goksel@yahoo.com Barchynai Kimsanova, Ankara University, TR
bkimsanova@gmail.com Abstract
This paper analyses the impact of financial constraints on the informal sector size. We develop a general equilibrium model of monopolistic competition with heterogenous firms in terms of productivity. In the model, financially constrained firms can choose to operate either in the formal or informal sectors depending on profitability. Financial frictions increases the cost of the borrowing which is an advantage of being a formal firm. On the other hand, being a formal firm increases the cost of regulation and tax payments. Model shows that financial frictions are one of the most crucial determinants of being either formal or informal. Besides the theoretical results, we calibrate the model to compare the model results with the actual data. Keywords: Informal Economy, Financial Constraints, General Equilibrium
Jel Codes: E26, E44, G10

A Survival Analysis of Bank Failures in Turkey: Incorporating Unobserved Heterogeneity Zeynep Elitaş, Anadolu University, TR
zelitas@hotmail.com Didem Pekkurnaz, University of North Carolina, USA
didempnz@gmail.com Abstract
The collapse and failure of a bank could have consequences both to the entire banking system and widespread repercussion effect on other banks as well as the whole economy. This study aims to predict the likelihoodt of a bank’s failure and timing of its failure in Turkey between years 1988 and 2013. In order to examine the determinants of a bank failure, a range of explanatory variables from both the micro- and macro-level are included. The study uses cross-section time-series data obtained from publicly available unconsolidated balance sheet and income statements of 89 banks over the period to calculate the financial ratios along with some macroeconomic factors. Nonparametric, parametric and Cox
Proportional Hazards model estimations are employed. To the best of our knowledge, no study has investigated the implications of unobserved heterogeneity in a survival analysis when predicting bank failures in Turkey. Therefore, in addition to predicting bank failures by conventional survival analysis approach, the study aims to estimate the impact of unobserved heterogeneity. Keywords: Bank Failure, Survival Analysis, Heterogeneity
Jel Codes: G21, E44, E47 Revisiting Sovereign Ratings, Capital Flows and Financial Contagion in Emerging Markets Noha Emara, Rutgers University, USA
noha.emara@rutgers.edu
Ayah El Said, City University of London, ENG
aes420@nyu.edu Abstract
This study revisits sovereign credit ratings, contagion and capital flows to Emerging Markets (EMs), and clarify the relationship between them. Specifically, this study analyzes how the changes in sovereign rating influence different types of capital flows to EMs and whether the changes in the different kinds of capital flows in one country be explained by a sovereign ratings’ change in another country. Using Arellano- Bover/Blundell-Bond Dynamic Panel System GMM for 23 EMs over the period 1990- 2012 the results of the study suggest that sovereign ratings : a crucial factor for EMs’ access to international capital markets. Additionally, the results suggest that capital flows is a major source of financing for EMs ; financial contagion may continue to be a threat to capital flowing into EMs. Keywords: Sovereign Rating; Capital Flows; System GMM; Foreign Direct Investment; Portfolio Investment
Jel Codes: O16; O43; N20 The Validity of Thirlwall’s Law for Emerging Markets: Panel Data Analysis Filiz Erataş, Celal Bayar University, TR
filiz.eratas@cbu.edu.tr. Abstract
Thirlwall 's Law, which takes place on the basis of the theory of Keynesian, is a demand-side, exports and imports driven model. In Thirlwall’s model, It’s argued that the differences of country’s growth rate resulted from the country’s growth diffrences in aggregate demand. In an open economy, the main factors restricting the economic growth is a balance of payment.
The purpose of this study to analyse the validity of Thirlwall’s Law for emerging markets whic is called “Big Ten” between the years 1990-2015. The emprical model using panel data analysis, primarily the heterogeneity of variables were invastigated by delta test and then the cross section dependency is examined by the CADF test. Also, stability of the series have been tested with the second-generation unit root tests. After the existence of the cointegration relationship between the series, long term reggression parameters were examined. According to the empirical results, Thirlwall’s Law is not applicable for subject countries. Keywords: Emerging Markets, Thirlwall’s, Panel Data Analysis.
Jel-Codes: C23, F41, F43. Thirlwall Kanununun Yükselen Piyasa Ekonomileri Açısından Geçerliliği: Dinamik Panel Veri Analizi Öz
Thirlwall Kanunu, temelinde Keynesyen teorinin yer aldığı, talep yönlü, ihracat ve ithalat güdümlü bir politika modelidir. Thirlwall modelinde, ülkeler arası büyüme oranları farkının, ülkelerin toplam talebindeki büyüme farklılıklarından kaynaklandığı savunulmaktadır. Dışa açık bir ekonomide büyümeyi kısıtlayan temel faktör dış ödemeler dengesidir.
Bu çalışmanın amacı 1990-2015 yılları arasında Büyük 10’lu olarak isimlendirilen Yükselen Piyasa Ekonomileri için Thirlwall Kanununun geçerliliğinin analiz edilmesidir. Panel veri analizinin kullanıldığı ampirik modelde, öncelikle değişkenlerin hetorejenliği delta testi yardımıyla incelenmiş, ardından değişkenlere ilişkin yatay kesit bağımlılığı CADF testi ile analiz edilmiştir. Ayrıca, ikinci nesil birim kök testleri ile serilerin durağanlığı araştırılmıştır. Değişkenler arasında eşbütünleşik ilişkinin varlığı ispatlandıktan sonra, modele ait uzun dönem regresyon katsayıları tahminlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, söz konusu ülkeler için Thirlwall Kanunun geçerli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Yükselen Piyasa Ekonomileri, Thirlwall Kanunu, Panel Veri Analizi.
Jel-Kodları: C23, F41, F43

Natural Resource Usage and Sustainability in Eurasion Region Ekrem Erdem, Erciyes University, TR
ekremerdem@erciyes.edu.tr
Recep Ulucak, Erciyes University, TR
r.ulucak@erciyes.edu.tr Ali Gökhan Yücel, Erciyes University, TR
agyucel@erciyes.edu.tr Abstract
Natural resources usage has become major focus in growth process of countries and sustainability. While economies grow by increasing their resources usages, they also deteriorate their environmental qualities. So resources usage and sustainable economic growth is very important and required since future generetions’ wellfare and consumption level should not be worse than today. Therefore policy makers must be careful and make provision against excess resources usage and unsustainable economic growth. Total natural resources rents or Ecological footprint values can be used to measure how a country or region has a natural resources capacity and how big their usage rates. In this study we will estimate the contribution of natural resources usage to economic growth in Eurasion Region by applying panel data analysis and determine sustainability through the insruments of ecological footprint and biocapacity. Keywords: Natural Resources, Sustainability, Ecological Footprint, Economic Growth
Jel Codes: C51, O44, Q00, Q30, R11; R15 Avrasya Bölgesinde Doğal Kaynak Kullanımı Ve Sürdürülebilirlik Öz
Doğal kaynak kullanımı ülkelerin büyüme sürecinde ve sürdürülebilirlik konusunda önemli bir mesele haline gelmiştir. Ekonomiler doğal kaynak kullanımını artırarak büyürken aynı zamanda çevre kalitelerini de kötüleştirmektedirler. Dolayısıyla gelecek nesillerin refah ve tüketim düzeylerinin bugünkünden daha kötü olmaması için kaynak kullanımı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme önem arz etmektedir. Bunun için politika yapıcıların çok dikkatli davranması ve aşırı kaynak kullanımı ve sürdürülemeyen büyümeye karşı gerekli önlemleri alması gereklidir. Toplam doğal kaynak kullanım bedelleri veya ekolojik ayak izi değerleri bir ülke veya bölgenin ne kadarlık bir doğal kaynak kapasitesine sahip olduğunu ve bunları kullanma oranlarının ne kadar büyük olduğunu ölçmek için kullanılabilir. Bu çalışmada Panel veri analiziyle Avrasya bölgesinde doğal kaynak kullanımının ekonomik büyümeye katkısı hesaplanacak ve ekolojik ayak izi ve biyokapasite değişkenleriyle sürdürülebilirlik belirlenecektir. Anahtar Kelimeler: Doğal Kaynaklar, Sürdürülebilirlik, Ekolojik Ayak İzi, Ekonomik Büyüme
Jel Kodları: C51, O44, Q00, Q30, R11; R15 Macroeconomic Targets and Policies in Turkey Medium Term Programme (2015 - 2017)
Mustafa H. Erdinç, Anadolu University, TR
mherdinc@anadolu.edu.tr Zeynep Erdinç, Anadolu University, TR
zerdinc@anadolu.edu.tr Abstract
Medium Term Programme (MTP), which initiates the budget process and covers the period of 2015-2017 is designed to perform the necessary breakthrough to achieve the 2023 goals on a more competitive and innovative ground.The main objective is to fight against inflation, to reduce the current account deficit and boost growth. To achieve these goals, monetary and fiscal policy stance continues to be tight and will accelerate structural reforms. During the Medium Term Program period of 2015 and 2017 the following areas have been identified as key priorities, increase in domestic savings, re-direction of available resources to productive areas, increase in production capacity of the economy and level of technology, improve efficiencies and increase the contribution of exports to growth. In this study, information will be given about the Medium Term Programme (MTP) 2015-2017, its objectives targets and the policies to be followed will be discussed. Keywords: Macroeconomi, Macroeconomic Targets, Macroeconomic Policies
Jel Codes: E60, E61, E66 Türkiye’de Makroekonomik Hedefler ve Politikalar Orta Vadeli Program (2015-2017) Öz
Türkiye’de bütçe sürecini başlatan Orta Vadeli Program (OVP) 2015-2017 dönemlerini kapsamaktadır. 2023 yılının hedeflerine ulaşmak için tasarlanmıştır. Temel amacı enflasyonla mücadele etmek, cari işlemler açığını düşürmek ve büyümeyi artırmaktır. Bu amaçlara ulaşabilmek için para ve maliye politikasında sıkı duruş devam ettirilecek ve yapısal reformlara hız verilecektir. Orta Vadeli Program (OVP) 2015-2017’de yurt içi tasarrufları artırmak, mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek, ekonominin üretim kapasitesini ve teknoloji seviyesini yükseltmek, verimlilik düzeyini ve ihracatın büyümeye katkısını artırmak temel öncelikler olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada Orta Vadeli Program (OVP) 2015-2017 hakkında bilgi verilip, amaçları ve izlenecek politikalara değinilecektir. Anahtar Kelimeler: Makroekonomi, Makroekonomik Hedefler, Makroekonomik Politikalar
Jel Kodları: E60, E61, E66 Struggle Policies against the Underground Economy in Turkey and Recommendations Zeynep Erdinç, Anadolu University, TR
zerdinc@anadolu.edu.tr Abstract
The definition, reasons and measurement of Underground economy is rather difficult to specify and varies from country to country. Underground economy can be defined as activities not included in the National Income calculations, it is one of the biggest problems of both developing and developed countries. The reasons of Underground economy are financial, economical and political. Hence, after 2000 in Turkey - where several concrete steps have been taken in the fight against Underground economy - transition into formal economy has become a major objective for the politicians and the state. Current policies and projects within the scope of Fight against the Underground economy;
• Coordination Office of Fight against the Underground economy
• Action Plan of Strategy for Fight Against The Underground economy
• Tax Office Automation System projects,
• Establishment of Revenue administration and Tax Inspection Board.
• Financial Crimes Investigation Board
• Ensuring an increased rate of use of credit cards
• Giving a wide coverage about the Fight against the Underground economy in Medium term Programs and Development plans
The purpose of this study is to present the measurement, applied policies, the activities within the context of the fight against the underground economy in Turkey and to discuss various solution proposals. Keywords: Underground Economy, Effects of The Underground Economy, The size of Underground Economy, Struggle Policy with Underground Economy
Jel Codes: E26, E20, C52, G18 Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadeleye Yönelik İzlenen Politikalar ve Çözüm Önerileri Öz
Kayıt dışı ekonominin tanımı, nedenleri ve ölçülmesi oldukça zordur ve ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir. Milli gelir hesaplarına girmeyen faaliyetler olarak tanımlanan kayıt dışı ekonomi hem gelişmiş hem de azgelişmiş ülkelerin en önemli sorunlarından birisidir. Kayıt dışı ekonominin nedenleri mali, ekonomik ve siyasal nedenlerdir. Bu nedenlerin, toplum ve ekonomi üzerinde olumlu ve olumsuz olmak üzere birçok etkisi bulunmaktadır. Kayıt dışı ekonominin az gelişmiş ülkelerde olumsuz etkisi daha fazladır. Dolayısıyla, özellikle 2000 yılından sonra kayıt dışı ekonomi ile mücadelede somut adımlar atılan Türkiye’de kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması çalışmaları politik karar alıcıların ve uygulayıcıların en büyük amaçlarından biri olmuştur. Bu amaç doğrultusun da, Türkiye’de Kayıt dışı ekonomi ile mücadeleye yönelik izlenen politikalar;
• KADİM Projesi,
• Kayıt dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planları,
• VEDOP Projeleri, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu’nun oluşturulması,
• MASAK’ın görevlerinin genişletilmesi ve
• Kredi kartı kullanım oranındaki artışın sağlanması,
• Orta Vadeli Proğramlar’da ve Kalkınma Planları’nda geniş yer verilmesi gibidir.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de kayıt dışı ekonominin ölçüm sonuçları ve Türkiye’de kayıt dışı ekonomiyle mücadele çalışmaları kapsamında uygulanan politika ve faaliyetler hakkında bilgi verilip çeşitli çözüm önerileri getirilmesidir. Anahtar Kelimeler: Kayıt Dışı Ekonomi, Kayıt Dışı Ekonominin Etkileri, Kayıt Dışı Ekonominin Ölçüm yöntemleri, Kayıt Dışı Ekonomi İle Mücadelede Politikaları
Jel Kodları: E26, E20, C52, G18
The Evaluation of Monetary Policy within the Framework of Interest Rate Channel: The Case of Turkey Deniz Erer, Ege University, TR
denizerer@hotmail.com Mustafa Çayır, Ege University, TR
juniorcayir@gmail.com Elif Erer, Ege University, TR
elif_erer_@hotmail.com Abstract
The impacts of monetary policies implemented by central banks on real economy are investigated with the help of transmission mechanisms. The extent to what monetary policy is successful not only depends on accurately evaluating of the effects and timing of the policies implemented by monetary otorities on economy, but also it depends on understanding of the mechanisms affecting the economy. In macroeconomic theory, interest rate channel is taken into account as traditional channel of monetary policy. This standard channel is summarized in terms of IS-LM model. This study aims to assess the effectiveness of monetary policy by TCMB from the point of view of interest rate channel. Operation of the interest rate transmission mechanism is researched considering high and low inflation regime by using TVAR method. Keywords: Monetary Policy, Threshold VAR, Interest Rate Channel Jel Codes: C32, E58, E02 The Bubbles in Turkish Credit Market and Monetary Policy Elif Erer, Ege University, TR
elif_erer_@hotmail.com Deniz Erer, Ege University, TR
denizerer@hotmail.com Abstract
Global financial crisis starting in the US and affecting whole World in espicially Europe in a short time shows once again that financial crisis occur as a result of bubbles in asset prices or a strong credit growth.That bubbles in financial markets are defined as increases in asset pirces. Central banks tends to control excess credit expansion and thus to ensure stability in financial markets. To determine economic bubbles for policy makers is trying to develop new methods.Phillips, Wu and Yu (2013) have developed a new method to detect multiple bubbles in asset prices. This approach is used as an early warning tool for detents by central banks and policy makers.
The purpose of this study is to analyze the existence of the bubble in the housing markets and the success of monetary policy by CBRT to prevent these bubbles in the light of ongoing interest debates in Turkey. For 2002:01-2014:12 period, monthly real estate loans is considerated as credit sector. SADF and GSADF tests develpoed by Phillps, Wu and Yu (2013) are used to define bubbles. This study aims to contribute to the literature in terms of handling the effects of CBRT monetary policy on credit bubbles and being used SADF and GSADF tests. Keywords: Bubbles, Monetary Policy, Generalized Sup ADF
Jel Codes: G10, E51, E52
Global Currency Wars - The Effect of the Developed and Developing Countries İbrahim Erol, Celal Bayar University, TR
ibrahim.erol@cbu.edu.tr Ece Erol, Celal Bayar University, TR
ecehan.erol@hotmail.com Absract
Overly expansionary implemented by industrialized countries lies behind the scenes of global currency wars monetary policy. Expansionary monetary policy reduces the value of the exchange rate and lead to the improvement of the global competitiveness of the economy in the form of price competition.
This study aims to examine the monetary and exchange rate policies in the industrial countries, the exchange rate is likely to discuss the possibility of war and to examine the effects of these policies on developing countries economy.
The biggest danger industry they are in the country to implement monetary and exchange rate policy of "beggar-thyneighbor-politics" is the blood may be due to an exchange rate war among themselves. Also in the exchange rates of global capital flows to developing countries, which leads to frequent change and damage to the economies of these countries. Keywords: Monetary Policy, Central Banking, the Supply of Money and Credit Küresel Döviz Kuru Savaşları – Gelişmiş ve Gelişme Yolundaki Ülkelere Etkisi- Öz
Küresel döviz kuru savaşlarının perde arkasında sanayi ülkelerinin uyguladıkları aşırı genişleyici para politikaları yatmaktadır. Genişleyici para politikası döviz kurlarının değerini düşürmekte ve rekabet halinde olan ekonomilerde fiyatlar açısından küresel rekabet gücünün iyileşmesine neden olmaktadır.
Bu çalışmanın amacı sanayi ülkelerinde uygulanan para ve döviz kuru politikalarını incelemek, döviz kuru savaşlarının olası ihtimalini tartışmak ve bu politikaların gelişme yolundaki ülke ekonomilerine yansımalarını incelemektir. En büyük tehlike sanayi ülkelerinin uygulamakta oldukları para ve döviz kuru politikalarının komşu ülkelerin sırtından geçinme politikası (beggar-thy-neighbour-politic) sayesinde kendi aralarında bir döviz kuru savaşlarının olabileceği kanısıdır. Ayrıca gelişme yolundaki ülkelere olan küresel sermaye akımları döviz kurlarında sık sık değişmelere neden olmakta ve bu ülkelerin ekonomilerine zarar vermektedir. Anahtar Kelimeler: Para Politkası, Merkez Bankası Para Arzı Ve Kredi MekanizmasıPricing of IPOs: The Unique Case of Turkish REITs Isıl Erol, Ozyegin University, TR
erol_isil@yahoo.com Dogan Tirtiroglu, Kadir Has University, TR
dtirtiroglu@yahoo.com Ercan Tirtiroğlu, University of Adelaide, AU
ercan.tirtiroglu@adelaide.edu.au Abstract
Our paper builds on the unique legal and institutional details about Turkish REITs, as elaborated in Erol and Tirtiroglu (2011), and the macroeconomic conditions of Turkey and then studies their initial public offerings between 1996 and 2014. Turkey exhibits substantial macroeconomic uncertainty early on. It abates quite visibly, even during the Global Financial Crisis, since mid-2000s. We collect manually data and document empirically underpricing in the late 1990s and then a remarkable reversal from underpricing to fair or overpricing in the late 2010s. These results are consistent with our conjecture of the temporally changing influence of noise in real estate asset valuations and macroeconomic conditions and differ substantially from those for the non-REIT sectors in Turkey and for the REITs of other countries. Also, we develop new hypotheses that examine the complex dynamics among concentrated ownership, corporate tax exemption without any legally-binding dividend payment restraints, and absence of a lock-up period in IPOs. Data constraints disallow us from testing these hypotheses at this point in time. Keywords: IPO Underpricing, Real Estate Investment Trusts, Concentrated Ownership
Jel Codes: G10, G11, G12 The Impacts of Tourism on Economic Growth:
The Case of Turkey Ethem Esen, Anadolu Üniversitesi, TR
etheme@anadolu.edu.tr Erkan Özata, Anadolu Üniversitesi, TR
eozata@anadolu.edu.tr Abstract
Turkey is one of the important international tourism destination. Governments of Turkey supports and give priority to the development of tourism sector. Therefore tourism is a rapidly growing service sector in Turkey. The relationship between international tourism and economic growth has been empirically investigated in the export-led growth literature. As compared to a large literature on the export-led growth hypothesis, there are few studies investigating empirical relationship between tourism and economic growth. The aim of this paper is to examine the relationship between international tourism and economic growth in Turkey. In this study, the impacts of tourism on economic growth of Turkey is analyzed by Autoregressive Distributed lag (ARDL) of Pesaran et al. (2001). With this approach both short run and long run effects are analyzed together. The stability of the long run relationship is also checked through CUSUM and CUSUMSQ stability tests. Keywords: Tourism-Led Growth, ARDL, Turkey
Jel Codes: F43, O52, E01 Turizmin Ekonomik Büyümeye Etkisi: Türkiye Örneği Öz
Türkiye, önemli uluslararası turizm merkezlerinden biridir. Türkiye’deki hükümetler, turizm sektörünü desteklemekte ve turizm sektörünün gelişimine öncelik vermektedirler. Bu nedenle turizm Türkiye’de hızlı bir büyüme gösteren bir hizmetler sektörüdür. Uluslararası turizm ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki ampirik olarak ihracat yönlü büyüme literatüründe incelenmiştir. İhracat yönlü büyüme hipotezi üzerine olan geniş literatür ile karşılaştırıldığında, daha az sayıda çalışma turizm ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi ampirik olarak incelemiştir. Bu çalışmanın amacı, uluslararası turizm ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi Türkiye için incelemektir. Böylece çalışmada, Türkiye için turizm-yönlü büyüme hipotezinin geçerliliğinin incelenmesi de amaçlanmaktadır. Çalışmada Türkiye’de turizmin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri Pesaran vd. (2001) tarafından geliştirilen Otoregresif Dağıtılmış Gecikme Modeli (ARDL) sınır testi yaklaşımı ile araştırılmaktadır. Bu yöntemle hem kısa hem de uzun dönemdeki etkiler birlikte incelenmektedir. Ayrıca uzun dönemdeki ilişkinin istikrarlı olup olmadığı CUSUM ve CUSUMSQ testleri ile araştırılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Turizm-Yönlü Büyüme, ARDL, Türkiye
Jel Kodları: F43, O52, E01
The Development of Logistics Sector in Turkey and
Expectations for Balo Project (The Great Anatolian Logistics Organization) Mustafa Gerşil, Celal Bayar University, TR
mustafa.gersil@yahoo.com Abstract
Although a general slowdown in the Economy of Turkey in 2014, Logistics sector has achieved a growth rate of 10%. But, the year of 2014 has been a difficult year in terms of logistics sector. Political developments occurring in Turkey and chaos the territory where Turkey is located and due to exchange rate fluctations has caused the logistics sector to spend a difficult year.
Logistics sector is expected to reach a volume of USD 12 trillion in 2015 in the World. Logistics sector exceed $ 100 billion is projected to in Turkey. 50% growth in the sector over the next 5 years is expected. In this way, potential foreign capital also provides the logistics sector to invest into Turkey. Foreign capital inflow is expected to continue in 2015 and future years.
BALO (The Great Anatolian Logistics Organization) offers intermodal service with predominantly rail to the logistics sector. It was established under the leadership of TOBB (The Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey) with the 94 partner which participation to many parts of Turkey, chamber, exchange and organized industrial zones. In this study, by examining the general state of the logistics sector, it will be evaluated the contributions of the BALO Project to economics. Keywords: Logistic, Trasportation, Economy
Jel Codes: R40, L90, L52 Türkiye’de Lojistik Sektöründe Gelişmeler ve Balo Projesinden (Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonu) Beklentiler Öz
Türkiye ekonomisinde 2014 yılında genel bir yavaşlama olmasına karşın lojistik sektörü %10’luk bir büyüme oranı yakalamıştır. Ancak, 2014 yılı lojistik sektörü açısından zor bir yıl olmuştur. Türkiye’de ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede meydana gelen siyasi gelişmeler ve karışıklıklarla birlikte döviz kurundaki dalgalanmalar sektörün zor bir yıl geçirmesine neden olmuştur. Dünya, lojistik sektörünün 2015 yılında 12 trilyon dolarlık bir hacme ulaşması beklenmektedir. Türkiye lojistik sektörünün de 100 milyar doları aşması öngörülmektedir. Gelecek 5 yıl içinde sektörün %50 seviyelerinde büyümesi öngörülmektedir. Bu potansiyel, yabancı sermayenin de lojistik sektörüne yatırım yapmak üzere Türkiye’ye girmesini sağlamaktadır. Yabancı sermaye girişinin 2015 ve gelecek yıllarda devam edeceği beklenmektedir.
BALO, lojistik sektörüne demiryolu ağırlıklı intermodal taşımacılık hizmeti sunmaktadır. 2011 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin öncülüğünde, Türkiye’nin birçok yöresinden, oda, borsa ve organize sanayi bölgelerinin iştiraki ile 94 ortakla kurulmuştur. Bu çalışmada Lojistik sektörünün genel durumu incelenerek, BALO projesinin ekonomiye katkıları değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Lojistik, Ulaşım, Ekonomi
Jel Kodları: R40, L90, L52
The Relationship between Financial Stability and Price Stability through Transmission Mechanisms: The Case for Turkey Mesut Alper Gezer, Dumlupınar University, TR
alper.gezer@dpu.edu.tr
Ergin Uzgören, Dumlupınar University, TR
ergin.uzgoren@dpu.edu.tr Abstract
Financial stability is a situation in which financial system and financial institutions perform their functions correctly. The main task of financial system is to bring close together borrowers and lenders, and meet the fund need of both financial system and real economy. Price stability is a state in which prices of goods and services change very slowly in the marketplace or do not change at all. The main purpose of Central Banks is to ensure price stability. Nowadays, it is discussing whether Central Banks must take financial stability into their main objective as well. Besides, there exist a relationship between financial system and real economy. When a shock happened in financial markets, it affects real economy through transmission channels. The effect of these transmission channels over financial system and price stability is a discussion subject. Therefore, the causality relation between price stability and financial stability has been discussed in this working paper. The aim of this study is to research the direction of this relation between 1980-2013 years for Turkey. Unrestricted Vector Auto Regression (Unrestricted VAR) model is used for this analysis. Keywords: Financial Stability, Price Stability, Central Banks, Turkey, Vector Auto Regression Model (VAR)
Jel Codes: A, E, G Determination of the Country-Risk Rate as a Symptom of Coming Crisis and Turkish Case Ozan Gönüllü, Kocaeli University, TR
ozangon@gmail.com Abstract
Due to the influence of winds of global financial crises on a global scale, it turns out to be more and more important to calculate the probability of forthcoming risks on the part of those who hold surplus of funds. International investors observe the country-risk rates and plan their direct or indirect investments accordingly.
The country-risk rate has a significant role within the risk premium that is expected from international investments. For this reason, the calculation and interpretation of country-risk is vitally important under the current conditions of crises.
This study will first present the fundamental conceptual framework necessary to grasp this issue. In the second part, we will explain the concept of “country-risk”. In the third part, we will consider the factors determining the country-risk, and explain the stages of the calculation of risk. In the last part, we will calculate political, economic and financial risk rates of Turkey, by drawing on the macro-economic data of 2008 and 2009. We will come up with composite risk-rates derived from the combination of foregoing risks both for 2008 and 2009. In accordance with the results of our calculations, we will conclude that while Turkey remains as a “moderately risky” country in 2008, it comes to be a “highly-risky” country in 2009 despite the fact that there was a decrease in financial risk rates. Keywords: Crisis, Country Risk, Cds Jel Codes: G, E, F Bir Kriz Habercisi Olarak Ülke Riski’nin Belirlenmesi ve Türkiye Örneği Öz
Küresel finansal kriz rüzgarlarının tüm dünyayı etkisi altına almasıyla risk hesaplamaları elinde fon fazlası olanlar için her zamankinden daha önemli hale gelmektedir. Sınır ötesi yatırım yapmak isteyen yatırımcılar ülke risklerindeki değişimi dikkatle izlemekte ve gerek doğrudan gerekse dolaylı sermaye yatırımlarını bu gelişmelere göre planlamaktadırlar.
Sınır ötesi yatırımlardan beklenen getirilere eklenecek risk primi içinde ülke riski çok büyük ağırlık taşımaktadır. Bu sebeple ülke riskinin hesaplanması ve yorumlanması günümüz kriz ortamında hayati önem taşımaktadır.
Bu çalışmada konunun anlaşılabilmesi için bilinmesi gereken temel kavramlara değinildikten sonra ikinci bölümde “ülke riski” kavramı açıklanmış, ülke riskini etkileyen faktörlere değinilerek, riskin hesaplanması aşamaları açıklanmaya çalışılmıştır.
Uygulama olarak ise Türkiye’nin 2013 ve 2014 makroekonomik verilerinden yararlanılarak politik, ekonomik ve finansal riskleri hesaplanmıştır. Hem 2013 hem de 2014 için söz konusu risklerin bileşiminden oluşan bileşik ülke riskleri belirlenmiştir.
Araştırmanın sonuçlarına göre 2013 yılında Türkiye’nin ülke riski “orta” düzeyde kalırken, 2014 yılına geldiğimizde finansal risk düşmesine rağmen toplam ülke riskinin “yüksek” düzeyde olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kriz, Ülke Riski, Cds
Jel Kodları: G, E, F The Environmental Effects of the World Bank as an International Institution Günay Gönüllü, Kocaeli University, TR
gunayaydin61@gmail.com Abstract
The World Bank has founded to achieve certain financial aims, basically “so as to provide developing countries with support and appropriate credits for their investments”. According to its foundation objectives, the Bank has a cruicial role in the expansion of free market principles by using the power it holds, i.e., its role in transforming the natural values into commodity values. On the other hand, throughout the decades, the World Bank seems to be shifting focal point, environmental policies are prominent examples of this transformation. The Bank’s environmental policies grow out from two different basis. First one is the realization of the correlation between environmental degeneration and poverty, the other one is the increasing difficulties in the repairment of the environmental drawbacks of the World Bank projects in the various areas such as energy, industry, infrastructure and agriculture. In this paper, the rationale behind the World Bank’s interest in environment and the circumstantial changes that has stimulated this interest will be in question. The grant scale projects financed by the World Bank causing enviromental and social problems is another conflicting point which will be addressed throughout the study. Keywords: World Bank, Environmental Problems, International Institution
Jel Codes: F5, Q5, F3 Uluslararası Finansal Bir Kuruluş Olarak Dünya Bankasının Çevre Üzerindeki Etkileri Öz
Dünya Bankası (DB) gibi küresel ölçekli bir mali kuruluşun çevre söyleminin incelenmesi çalışmanın esas konusunu teşkil etmektedir. Ancak ilk olarak üzerinde durulması gereken konu DB’nin esas kuruluş amacıdır. DB, mali amaçlarla kurulmuştur ve asıl işlevi “gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma yatırımlarını desteklemek ve uygun projelere kredi sağlamak”tır. Elindeki mali ve siyasal güçle uluslararası çevre politikasının önemli bir aktörü olan bu dev kurumun serbest piyasa ilkelerinin yeryüzünde yaygınlaşmasındaki katkısını, bir başka deyişle doğal değerlerin pazar malı niteliğine dönüştürülmesindeki payını da not düşmek gerekiyor (Duru, 2008: 207). Küresel ölçekte mali bir kuruluş olan DB, bu çalışmada kuruluş amacı çerçevesinde ele alınmayacaktır. Yine de kuruluş felsefesinden uzaklaşılmadan çok taraflı bir uluslararası kuruluş olan DB’nın çevre faktörüyle ilgilenmesinin temel sebepleri ve değişen koşullar ile Banka’nın çevreye olan duyarlılığındaki değişim irdelenecektir.
DB’nı çevre sorunlarını ile ilgilenmeye iten iki neden bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, Banka’nın çevresel bozulma ile yoksulluk arasında güçlü bir ilişki bulunduğunun farkına varmasıdır. Diğer neden ise Banka’nın bugüne değin yürüttüğü, enerji, sanayi, altyapı, tarım projelerinin çevreye verdiği zararların giderek onarımı zor hale gelmesi ve bu duruma karşı gelişen güçlü muhalefettir. Bu kuruluşun çevre söyleminin incelenme sebebi ise Banka’nın küresel bir mali kuruluş olarak finanse ettiği büyük ölçekli yatırım projelerinin çevresel bozulma ve sosyal problemlere yol açmasıdır. Anahtar Kelimeler: Dünya Bankası, Çevresel Problemler, Uluslararası Kurumlar
Jel Kodları: F5, Q5, F3 Political Business Cycles: The Case of Turkey (1985-2014) Erdem Güdenoğlu, Bülent Ecevit University, TR
erdemgudenoglu@gmail.com Ahmet Beşkaya, Bülent Ecevit University, TR
ahmetbeskaya@hotmail.com Abstract
Political business cycle means that incumbent governments manipulate the economy in direction of their self-interests in order to maximize their votes and re-election chances via enhancing voters’ prosperity prior to elections. The aim of this study is to investigate whether such manipulations exist for Turkey in the light of the Political Business Cycles Theories.
Using quarterly data from 1985 to 2014 and applying autoregressive integrated moving average (ARIMA) models, we carry out the analysis by focusing on fiscal policy instruments (namely, government spendings, tax incomes, transfer payments, primary balance). Our estimation results find the evidence of political business cycle in Turkey as the fiscal policy instruments under consideration are flactuated in election periods. Keywords: Politic Fluctuations, Public Policy, ARIMA Model
Jel Codes: E32, E6, H2 Politik Konjonktür Dalgalanmaları: Türkiye Uygulaması (1985-2014) Öz
Politik konjonktür dalgalanmaları, iktidardaki partilerin seçimden önce seçmenlerin refahını iyileştirmek suretiyle alacakları oyları ve yeniden seçilme şanslarını artırmak için ekonomiyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeleri anlamına gelmektedir. Bu çalışmanın amacı bu tür manipülasyonların Türkiye için geçerli olup olmadığını Politik Konjonktür Dalgalamaları Teorileri ışığında incelemektir.
Analiz, 1985-2014 dönemi çeyreklik data ve Otoregresif Entegre Hareketli Ortalamalar (ARIMA) modelleri yardımıyla, maliye politikası araçlarına (kamu harcamaları, vergi gelirleri, transfer harcamaları, faiz dışı bütçe dengesi) odaklanarak yapılmıştır.
Regresyon sonuçları söz konusu maliye politikası araçlarının seçim dönemlerinde dalgalandığını gösterdiğinden, Türkiye’de politik konjonktür dalgalanmaları olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Politik Konjonktür Dalgalanmaları, Maliye Politikası, ARIMA Modeli
Jel Kodları: E32, E6, H2
Labor Market Volatility and Macroeconomic Shocks Elisa Guglielminetti, Sciences Po, FR
elisa.guglielminetti@sciencespo.fr Meradj Pouraghdam, Sciences Po, FR
meradj.mortezapouraghdam@sciencespo.fr Abstract
In this paper, the labor market volatility puzzle (Shimer, 2005) has been reinvestigated. In recent years researchers have provided numerous plausible explanations; however, they usually suffer from two major caveats. Firstly, most of these studies have focused only on the contribution of technology shocks. Secondly, less attention has been paid to the timevarying properties of the macroeconomy and the shocks over business cycles. In this paper, we address these two caveats. We first estimate a time-varying parameter VAR (TVP-VAR) with stochastic volatility. We include the time series of GDP growth, inflation, real interest rate and vacancy rate and we provide reduced-form evidence on the time pattern of their volatilities.
Abstract Our structural identification strategy builds on a medium-scale DSGE model enriched with a search-and-matching framework and a large set of shocks. We combine long-run restrictions and model-implied sign restrictions to identify four structural shocks. We document that the variances and the impulse response functions of our variables exhibit considerable time variation. In the short run, the lion share of the variance of job creation is explained by cost-push and demand shocks, thus challenging the conventional practice of addressing the Shimer's puzzle under the assumption that technology shocks are the main driver of fluctuations in hiring. However, the importance of non-technology shocks for long-term volatility has dramatically dropped from the mid-'80s onwards. Keywords: Labor Market Volatility, Bayesian Estimation, Search and Matching, Structural Time Varying Parameters VAR, Stochastic Volatility, Long-Run Restrictions, Sign Restrictions, Technology Shocks.
Jel Codes: C11, C32, E32 Measuring the Economical Efficiency of Turkey and the European Countries by Using Data Envelopment Analysis İsmet Güneş, Celal Bayar University, TR
ismetgunes@windowslive.com Ece Demiray Erol, Celal Bayar University, TR
ecehan.erol@hotmail.com Abstract
The study measuring efficiency of Turkey and EUROPEAN countries consists of two parts. In the first part, the concepts of performance analysis and efficiency were emphasized and information about Data Envelopment Analysis(DEA), which is a very important efficiency measurement method, was given.
In the second part of the study, the multi-year economical efficiency of Turkey and European countries was measured by belonging to years between 2006 and 2013. Moreover, the changes on economical efficiency of these countries among years were presented. Keywords: Data Envelopment Analysis (DEA), Efficiency, Turkey, European Counries, Economical Efficiency, Decision Making Units (DMU)
Jel Codes: F, F1, F10 Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinin Ekonomik Etkinliklerinin Veri Zarflama Analiziyle Ölçümü Öz
Türkiye ve Avrupa Birliği(AB) üyesi ülkelerin ekonomik etkinliklerinin ölçüldüğü çalışma iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde performans analizi ile etkinlik kavramları üzerinde durulmuş ve önemli bir etkinlik ölçüm metodu olan Veri
Zarflama Analizi(VZA) hakkında bilgilere yer verilmiştir.
Çalışmanın ikinci bölümünde Türkiye ve AB üyesi ülkelerin 2006-2013 yıllarına arasındaki sâri ekonomik etkinlikleri ölçülmüştür. Ayrıca söz konusu ülkelerin ekonomik etkinliklerinin yıllar boyunca değişimleri de ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Veri Zarflama Analizi (VZA), Etkinlik, Türkiye, Avrupa Birliği ve Ekonomik Etkinlik.
Jel Kodları: F, F1, F10
Factors Affecting Government Effectiveness among OECD Countries Ahmet Güven, Gaziosmanpaşa Univesity TR
ahmetguvenn@gmail.com
Türker Şimşek, Gaziosmanpaşa Univesity TR
sturkers@gmail.com Emre Aslan, Gaziosmanpaşa Univesity TR
emreaslan@gmail.com Atila Karacier, Gaziosmanpaşa Univesity TR
atila.karkacier@gop.edu.tr Abstract
Socio-economic development level of the countries and government effectiveness are interrelated. Particularly economic and social variables such as the rule of law, inflation, unemployment, terrorism, and the absence of violence are changing the welfare of the society by influencing government policy. In this study in order to identify factors that determine the efficiency levels of government Panel Generalized Method method will be applied on OECD countries. As a consequence of the econometric analysis, identification of the statistically significant variables affecting government effectiveness which is used as the dependent variable will contribute to the planning of economic and social life. Keywords: Government Effectiveness, Panel GMM, OECD
Jel Codes: E61, H75, K42 Exchange Rate Fluctuations and the Oil Price Shock of Turkey’s Effect on Economic Growth Volkan Han, Aksaray Univesity TR
volkanhan@aksaray.edu.tr
Erşan Sever, Aksaray Univesity TR
ersansever@aksaray.edu.tr Abstract
Oil and petroleum products and services, most of which are necessary for developed and developing countries and is an entry qualification is use. The countries do not have sufficient resources to Turkey was made dependent on oil imports and is an important factor in the emergence of the current account deficit. Oil and petroleum products account for approximately 20% of imports. This is a factor that negatively affect the country's economic growth. Moreover, ın previous studies, the findings were also found in terms of fluctuations in exchange rates caused volatility in oil prices.
In this study, especially in times of crisis to what extent the negative impact made by econometric methods will be tried to put forward the extreme volatility that occurred in the oil price and exchange rate fluctuations in Turkey's economic growth. Keywords: Oil price shocks, exchange rate fluctuations, Economic Growth
Jel Codes: E3; F40; F41, F43. Döviz Kuru Dalgalanmaları ve Petrol Fiyatları Şoklarının Türkiye’nin Ekonomik Büyümesi Üzerine Etkisi Öz
Petrol ve petrolden üretilen mal ve hizmetler, çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan ülke için gerekli olan ve kullanılan bir girdi niteliğindedir. Türkiye için petrol kaynaklarının yetersiz olması ülkeyi ithalata bağımlı hale getirmiş ve cari açığın ortaya çıkmasında önemli bir faktördür. Petrol ve petrol ürünleri, ithalatın yaklaşık %20’sini oluşturmaktadır. Bu da ülkenin ekonomik büyümesini olumsuz etkileyen bir faktördür. Ayrıca daha önce yapılan çalışmalarda petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların döviz kurlarında oynaklığa neden olduğu yönünde bulgulara da rastlanmıştır.
Bu çalışmada özellikle kriz dönemlerinde petrol fiyatlarında meydana gelen aşırı oynaklığın ve döviz kurundaki dalgalanmaların Türkiye’nin ekonomik büyümesine ne derece olumsuz etki yaptığı ekonometrik yöntemlerle ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Petrol Fiyatı Şokları, Döviz Kuru Dalgalanmaları, Ekonomik Büyüme
Jel Kodları: E3, F40, F41, F43 Inflation Targeting and Inflation Developments in Developed and Developing Countries: A Comparative Analysis between Countries Arif İğdeli, Aksaray University, TR
arifigdeli@hotmail.com Ersan Sever, Aksaray University, TR
ersansever@aksaray.edu.tr Abstract
Obtained successful results of the inflation targeting strategy which is introduced in New Zealand in 1990 , since 2000s has attracted the attention of many developing and developed countries. İnflation targeting which is based on the central bank independency, the aims of this strategy is to increase the reliability of monetary policy to overcome the high inflation which is the serious problem in many countries since 1970’sin order to maintain price stability. Especially, there has been a significant fall in the inflation rate in developing countries which is adopted inflation targeting. The aim of this paper is to examine the success of inflation targeting in adopted inflation targeting developing countries and compare the inflation developments between countries. To choose example countries in developing and developed countries which are adopted inflation targeting in order to show inflation targeting regime is more successful in developing or developed countries by using econometric methods. Keywords: Inflation Targeting, Developing Country, Developed Country
Jel Codes: A, E, C Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi ve Enflasyon Seyri: Ülkeler Arası Mukayeseli Bir Analiz Öz
1990 yılında Yeni Zelanda’da uygulanmaya başlanan enflasyon hedeflemesi stratejisinin elde ettiği başarılı sonuçlar 2000’li yıllardan itibaren gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkenin dikkatini çekmiştir. Merkez Bankasının bağımsızlığını esas alan bu stratejide amaç uygulanan para politikasının güvenirliğini artırarak 1970’li yıllardan bu yana çoğu ülke ekonomisinde ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkan yüksek enflasyonun üstesinden gelerek fiyat istikrarını sağlamaktır. Özellikle enflasyon hedeflemesini benimsemiş gelişmekte olan ülkelerin enflasyon oranlarında kayda değer bir düşme görülmektedir. Bu çalışmada amaç enflasyon hedeflemesi stratejisinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki başarısını incelemek ve ülkeler arası enflasyonist gelişmelerin seyrini mukayese etmektir. Enflasyon hedeflemesi stratejisini benimsemiş gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden örnek ülkeler seçerek bu politikanın gelişmiş ülkelerde mi yoksa gelişmekte olan ülkelerde daha başarılı sonuçlar elde ettiği ekonometrik analizler yöntemler kullanılarak gösterilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Enflasyon Hedeflemesi, Gelişmekte Olan Ülkeler, Gelişmiş Ülkeler
Jel Kodları: A, E, C New Institutional Economic Origins ff Neoliberalism Akansel İlkben, Artvin Çoruh Univesity TR
iakansel@yahoo.com Abstract
New Institutional Economics (NIE) which does not pursue the aim and claim of sustaining the institutional tradition is interdisciplinary. It embodies traces of many sciences such as law, economics, politics, sociology etc. Being interdisciplinary does not only present various perspectives to NIE, but also make it quite familiar to the mainstream economics (neoliberal economics). It makes NIE familiar to neoclassical economics, since it accepts the hypotheses such as procedural individualism, market mechanism etc. At the same time, it differs from the neoclassical essence, since it has put forward different points of view by adding bounded rationality, transaction cost etc. concepts into the literature of economics. As known, neoliberalism aims to eliminate any kind of barrier in front of the economies based on free market logic. However, neoliberalism is not only a stream aiming economic integration, but it is a process having political, sociological and class dimensions. The economic origins of neoliberalism should be searched in the mainstream economics. The economic streams such as monetarism and supply-side economics constitute the origins of neoliberal policies.
This study aims to examine the correlation of NEI –which takes its economic origins from mainstream economics but improves by adding great differences to them- with neoliberalism. The new perspectives of neoliberalism developed by NEI such as “bounded rationality”, “transaction costs” and “property rights” will be discussed. Consequently, the correlation of neoliberalism concept -which has faced with serious criticisms especially in recent years- with NEI will be put forward; and the positive/negative aspects in these criticisms will be tried to be presented. Keywords: Neoliberalism, New Institutional Economics, Political Economy
Jel Codes: P1, P16, P48 CAMELS Performance Rating Model: Comparative Analysis of the Performance of Deposit Banks Operating in Turkey with Sector Average for the Period between 2006 and 2011 Nuray Islatince, Anadolu Univesity TR
nislatince@anadolu.edu.tr Abstract
As the leading actors of the financial system, the banks have a significant importance in the sector, it is quite important to thoroughly analyze the solidity of their financial structure and their performance. In this study, the performances of the public, private and foreign capital deposit banks operating in Turkish banking sector in the period between 2006 and 2011 were measured using CAMELS performance rating model and compared with the sector average. CAMELS performance rating model is introduced in the first part of the study. In the second part, combined CAMELS value and sector average were calculated using Stata 13 program in the analysis of the data regarding Turkish banking system; and the results were expressed and interpreted creating graphs on Excel spreadsheet program. Keywords: Banking Sector, CAMELS, Deposit Bank, Perdormance Analysis
Jel Codes: G21, G32 CAMELS Performans Derecelendirme Modeli: Türkiye’de Faaliyet Gösteren Mevduat Bankalarının Performanslarının 2006-2011 Dönemi İtibariyle Sektör Ortalaması ile Karşılaştırılmalı Analizi Öz
Finansal sistemin baş aktörü konumundaki bankaların sektördeki ağırlığının yüksek olması nedeniyle mali yapılarının sağlamlığı ve performanslarının iyi analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma ile 2006-2011 dönemi için Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren kamu, özel ve yabancı sermayeli mevduat bankalarının CAMELS performans derecelendirme modeli ile performansları ölçülerek sektör ortalaması ile karşılaştırılması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde CAMELS performans değerlendirme modeli tanıtılmıştır. İkinci bölümde Türk bankacılık sistemine ilişkin verilerin analizinde Stata 13 programı kullanılarak birleşik CAMELS değeri ve sektör ortalaması hesaplanmış ve sonuçlar Excel tablolama programında grafik oluşturularak ifade edilmiş ve yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Bankacılık Sektörü, CAMELS, Mecduat Bankacılığı, Performans Analizi
Jel Kodları: G21, G32 Financial Development, Capital Accumulation, Productivity and Growth: The Turkish Case Mustafa İsmihan, Atılım University, TR
mustafa.ismihan@atilim.edu.tr Seyit Mümin Cilasun, Atılım University, TR
Seyit.cilasun@atilim.edu.tr Burcu Dinçergök, Atılım University, TR
burcu.dincergok@atilim.edu.tr Abstract
The aim of this study is to analyze the impact of financial development and instability on economic growth in Turkey as well as on capital accumulation and productivity, which are the sources of growth. To this end, a quarterly data set (1989Q1-2013Q4) is used to investigate the relationship between financial development, instability and economic growth within a production function framework using the Johansen cointegration and impulse response techniques. The impact of financial development and economic instability on capital accumulation and productivity is also analyzed in the same way. Furthermore, in addition to using the private sector credits-GDP ratio, which is the widely used basic financial development indicator in the related literature, appropriate indices are developed to represent the role of the banking system and capital markets in financial development. In so doing, this study aims to clarify the role played by the banking system and capital markets in capital accumulation, productivity and growth in a way that is of relevance to policymakers. Keywords: Financial Development, Growth, Macroeconomic Instability
Jel Codes: E44, O40, E60 Deteminants of Reservation Wage in Turkey Murat İstekli, Gaziosmanpaşa University, TR
muratistekli@hotmail.com
İsmail Şentürk, Gaziosmanpaşa University, TR
ismailsenturk@yahoo.com Abstract
Reservation wage shows minimum wage that an individual willing to work. This wage also shows starting point of the individual labor supply curve. There are several factors affecting reservation wages of unemployed people. This study aims to identify the factors affecting reservation wages. To achieve this aim a unique questionaire was developed with help of recent studies. This questionnaire wan conducted on unemployed people in nine cities at the Turkey Labor Force Agencies. The survey carried on 2000 people. Number of unemployed men and women was taken in consideration while number of questionnaries in cities was determined. In this respect study has a comprehensive and unique data set. there is not any study investigates this issue in Turkey and a unique questionarrie was used in this study. These points make this study important. Ordinary least squares will be employed. Besides that unemployment duration will be used as an instrumental variable. Consequently social, demographic and economic factors which explain the reservation wage of unemployed people will be determined. Also some suggestions can be made about minimum wage and unemployment policies by the findings. At the same time it can help to understand the structure of labor supply in Turkey and developing policies to reduce unemployment rates. Keywords: Reservation Wage, Turkey, Unemployed
Jel Codes: J31, E24, J21 Türkiye’de Asgari Kabul Ücretinin Belirleyicileri Öz
Asgari kabul ücreti bireyin çalışmaya razı olacağı en düşük ücret düzeyini göstermektedir. Bu ücret düzeyi bireysel emek arz eğrisinin başlangıç noktasını temsil etmektedir. İşsiz bireylerin asgari kabul ücretlerini etkileyen bir çok faktör bulunmaktadır. Bu çalışma işsiz bireylerin asgari kabul ücreti üzerinde etkili olan faktörleri tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca uygun olarak araştırmacılar tarafından daha önce yapılmış çalışmalardan faydalanılarak özgün bir anket hazırlanmıştır. Söz konusu anket Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan dokuz ilde Türkiye İş Kurumu’na başvuran işsiz bireylere uygulanmıştır. Yapılan toplam anket sayısı 2000’dir. İllerde yapılan anket sayısı belirlenirken ilin temsil ettiği bölgede yaşayan işsiz sayısı ve bunların kadın erkek olarak dağılımları göz önüne alınmıştır. Çalışma bu yönüyle kapsamlı ve benzersiz bir veri setine sahip durumdadır. Bu konuyu inceleyen bir çalışmanın Türkiye örneğinde daha önce yapılmamış olması ve özellikle bu çalışmaya yönelik olarak özel hazırlanmış bir anketin kullanılması çalışmayı özel kılmaktadır. Analizde en küçük kareler yöntemi kullanılacaktır. Ayrıca işsizlik süresi araç değişken olarak kullanılacaktır. Çalışma sonucunda işsiz bireylerin asgari kabul ücretinin sosyal, demografik ve ekonomik belirleyicileri tespit edilmeye çalışılacaktır. Elde edilen bulgular ile asgari ücret politikası ve işsizlik politikaları ile ilgili öneriler geliştirilebilecektir. Ayrıca çalışmanın Türkiye’deki emek arzının yapısının anlaşılmasına yardımcı olacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte işsizliğin azaltılması için geliştirilecek politikalara yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Asgari Kabul Ücreti, Turkey, İşsizlik
Jel Kodları: J31, E24, J21
Does FDI Boost the Sophistication of Domestic Firms? Beata Javorcik, University of Oxford and CEPR, IT Alessia Lo Turco, Università Politecnica delle Marche, IT Daniela Maggioni, Università Politecnica delle Marche, IT
d.maggioni@univpm.it Abstract
Using a rich firm-product level dataset from Turkey for the period 2006-2009, we test whether the sophistication of new products introduced by local firms is affected by foreign firms’ pres- ence in the same region and the same, upstream or downstream sector. Exploiting the prod- uct complexity measure developed by Hausmann and Hidalgo (2009), we show that Turkish firms in sectors and regions most likely to supply foreign affiliates are also more likely to in- troduce more sophisticated products. This evidence, which is supported by two case studies, is in line with the view that domestic firms may benefit from knowledge spillovers through interactions with their multinational customers. We find no link between sophistication of newly introduced products and foreign presence in the same or upstream sectors. Our find- ings are robust to a large number of alternative specifications and to the control for selection bias and endogeneity issues. Keywords: FDI, Production Upgrading, Backward Linkages, Product Innovation
Jel Codes: F23, D22, L20 Efficiency Measurement with Company Market Value: An Application in Bist Abdulkadir Kaya, Erzurum Teknik Univesity TR
akadirkaya@erzurum.edu.tr Meryem Öztürk, Atatürk University, TR
meryemozturk61@gmail.com Abstract
The financial success of the companies are measured by their market value. Purpose of this paper, effectiveness of companies which operating in Food Industry sector on the Istanbul Stock Exchange were measured by Data Envelopment Analysis (DEA) by using data from years 2010-2013. In paper was used the input variables as liquidity, operational, financial and profitability ratios, the output variable as the market value of the growth rate. Keywords: Effectiveness, Companies Market Value, Data Envelopment Analysis
Jel Codes: C14, G10, G20 Şirket Pi̇yasa Değeriyle Etkinlik Ölçümü: BİST’te Bir Uygulama Öz
Şirketlerin finansal başarıları, şirketlerin piyasa değerleriyle ölçülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Borsa İstanbul’a kote Gıda Maddeleri Sanayii sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin 2010-2013 yıllarına ait verileriyle etkinliklerini Veri Zarflama Analizi (VZA) yöntemi kullanarak ölçmektir. Çalışmada girdi değişkeni olarak likidite, faaliyet, finansal ve kârlılık rasyoları çıktı değişkeni olarak ise piyasa değeri artış oranı kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Etkinlik, Şirket Piyasa Değeri, Vezi Zarflama Analizi
Jel Kodları: C14, G10, G20 The Link between Budget Deficits and Income Inequality in Turkey Pınar Kaynak, TOBB ETÜ SPM, TR
pinar.kaynak@tepav.org.tr
Serdar Sayan, TOBB ETÜ SPM, TR
serdar.sayan@tepav.org.tr Abstract
Turkey has had an episode of rapidly increasing public debt to GDP ratios due to roaring budget deficits throughout the 1990s and the early 2000s. Bonds issued by the government to finance annual budget deficits drove down the price of bonds and increased interest rates because of the inverse relation between the two. Increased supply of bonds have made them both increasingly affordable (due to the resulting decline in their prices) and attractive (due to increasing returns) for the wealthy with high savings. As a result, wealthier sections of the society became even wealthier because of the high interest income and high returns to the bonds they purchased.
After the restoration of fiscal discipline through the stabilization program introduced after the 2001 crisis, there has been a remarkable contraction in budget deficits leading to a significant decline in debt to GDP ratios and interest rates thereby causing a reduction in the interest earnings of the wealthier sections. It appears as though the restoration and maintenance of fiscal discipline have facilitated an improvement in income equality, albeit as an indirect consequence of the stabilization program.
The purpose of this paper is to fill a gap in the literature by studying the link between income inequality as measured by the Gini coefficient and the public debt to GDP ratio empirically in the context of Turkish stabilization experience of the 2000s. The analysis is based on the raw data provided by the National Household Labor Force Survey (HLFS) and the National Household Budget Survey (HBS) published by the Turkish Statistical Institute (TURKSTAT) and the Central Bank of Republic of Turkey from 2000 to date. The paper concludes with a discussion of the policy implications of the results, and suggestions for further research. Keywords: Budget Deficit, Income Distribution, Stabilization
Jel Codes: H63, O15, E63 A Comparison of Female and Male Population in the Euro Zone With Respect To Some Socio-Economic Indicators Süleymen Bilgin Kılıç, Çukurova Univesity TR
sbilgin@cu.edu.tr
Semin Paksoy, Çukurova University, TR
spaksoy@cu.edu.tr Abstract
Gender discrimination is against the universal human rights and laws. Whenever it appears in economic and social life, regulations should be arranged to prevent the discrimination. Main research question of this study is there any gender discrimination within European Union (EU) countries and what are the effects of economic development on gender discrimination? In the study, first a cross-country multivariate discriminant analysis is performed to compare socio- economic conditions of female and male population with respect to nine relevant gender discrimination indicators; gender pay gap, people at risk-of-poverty after social transfers, long-term unemployment, tertiary educational attainment, early leavers from education, life-long learning, healthy life years at birth, EU material deprivation rate and mean equivalised income, for the time period of 2005-2013. Second, a cross-country regression analysis was performed between the EU countries in order to observe that economic development (measured by GDP per capita in purchasing power standards) has any explanatory power on gender discrimination indicators considered. Results of the study reveal that economic development evenly improves the status of both females and males. However, not depending on the economic development level there is a persistent and high level of gender pay gap exists in the Euro zone for the period considered. Keywords: Euroean Union, Economic Development, Gender Discrimination
Jel Codes: C10, I10, O52 An Investigation of Relation between the Economic Development and Confidence in the Major Institutions Süleymen Bilgin Kılıç, Çukurova Univesity TR
sbilgin@cu.edu.tr
Semin Paksoy, Çukurova University, TR
spaksoy@cu.edu.tr Abstract
The confidence in institutions is the most important element both to establish a strong interconnection between the citizenship and their own states and to serve the national wealth from mutual interconnection. It is also a part of a cohesive society in where citizens have confidence in national-level institutions and having a critically important emphasis in terms of institutionalization and consolidation of democracy. The confidence in institutions can be considered in two terms such as cultural and performance perspectives. According to the cultural perspective, confidence is generated from non-political factors. According to the performance based theory, institutional trust depends on the perceived performance of the system in terms of economic and political perspective. The authors of this study argue that confidence in institutions is a powerful instrument, and impresses the growth in economics, and also welfare-enhancing activities in society support the institutional improvement or vice versa.The aim of this paper is to compare the citizens’ confidence perceptions in some major public and civil institutions within the countries which have various levels of economic development. The data was obtained from VI. Wave of world values survey over the period 2010-2013. Keywords: Confidence in Institutions, Economic Development, Regression Analysis
Jel Codes: A13, A14, C21 Use of Information Communication Technologies and Productivity: A Firm Level Descriptive Analysis Yılmaz Kiliçaslan, Anadolu Üniversitesi, TR
ykilicaslan@anadolu.edu.tr Gül Güney, Bartın Üniversitesi, TR
gguney@bartin.edu.tr Abstract
Cost of collecting information reduced and the problem of asymmetrical information became less important with the spread of the use of the ICT processing. Thus, capital accumulation and investments were affected positively. These positive effects of the ICT has also led positively to the increase of productivity. Studies on the relation between ICT and productivity accelerated after the second half of the 1990s in the literature of economics.
This study aims to measure the use of the ICT in the manufacturing and service sector in Turkey in 2000s, and its relationship with the productivity will been revealed with descriptive analysis. The data includes structural business statistics of industry and service covering 2009 – 2012, statistics of use of the information technologies in the enterprises.
This study is the first attempt in investigating the impact of the ICTs use on productivity in both manufacturing and service firms in Turkey in 2000s. While the impact of the ICT on firm performance has been investigated for both manufacturing and service firms in the other world economies, there is no study of this type in Turkey. With respect to the authenticity of the study, finding the impact of the ICT on the firm performance in these two sectors and comparing the impacts are considerably important. Keywords: ICT, Productivity, Manufacturing, Service, Turkey.
Jel Codes: O30, D24 Bilgi İletişim Teknolojilerinin Kullanimi ve Verimlilik: Firma Düzeyinde Betimsel Bir Analiz Öz
BİT’nin kullanımının yaygınlaşması ile bilgi toplama işlem maliyeti düşmüş, asimetrik bilgi sorunu azalmıştır. Dolayısıyla sermaye birikimi ve yatırımlar pozitif yönde etkilenmiştir. BİT’nin bu olumlu etkileri verimlilik artışına da olumlu yansımıştır. 1990’lı yılların ikinci yarısından sonra iktisat literatüründe BİT ve verimlilik arasındaki ilişki analizi hız kazanmıştır.
Bu çalışmada 2000’li yıllarda Türkiye’de sanayi ve hizmet sektöründe BİT’nin kullanımının ölçülmesi ve BİT’nin verimlilik ile ilişkisi betimsel analizler yoluyla ortaya konulacaktır. 2009-2012 yıllarını kapsayan veriler sanayi ve hizmet yapısal iş istatistiklerini, girişimlerde bilişim teknolojileri kullanım istatistiklerini kapsamaktadır.
Bu çalışma 2000’li yıllarda Türkiye’de BİT’nin hem imalat hem de hizmet firmalarında verimliliğe etkisini araştıran ilk girişimdir. Diğer dünya ekonomilerinde BİT’nin verimliliğe etkisini hem imalat hem de hizmet firmaları için araştırılırken, Türkiye’de bu tip bir çalışma yoktur. Çalışmanın özgünlüğü açısından her iki sektörde BİT’nin verimliliğe etkisinin bulunması ve etkilerin karşılaştırılması oldukça önemlidir. Anahtar Kelimeler: BİT, Verimlilik, İmalat Sanayi, Hizmet sektörü, Türkiye
Jel Kodları: O30, D24
The Effects of the Global Financial Crisis on Monetary Policy in Turkey Zişan Kılıçkan, Kocaeli Univesity TR
zisany@yahoo.com Abstract
In 2007, the U.S. housing market began to collapse in financial markets led to a great instability and then converted to the liquidity crisis in the global crisis spread in waves all over the world have formed the floor. Global economy is showing strains on a large scale with the impact of the current financial crisis that firstly broke out in developed economies. Measures to repair the system and restore confidence are taken all over the world notably in developed countries. In terms of monetary policy, rapid policy interest cut has been inadequate for rapid response and central banks have been criticized for only “single measure (short-term policy interest rate) and single target (price stability)” policy. Price stability is the primary goal of central bank. After 2011, Central Bank has two goals, including price stability and financial stability. One policy tool was not sufficient to meet these objectives. The central bank has wanted to keep inflation under control with a single policy instrument. Central Bank, price stability objective of anchoring, might adversely affect financial stability. Therefore, TCMB has undergone experimental application.On the other hand, complementary fiscal measures have entered into practice. A significant impact on the emerging economies such as Turkey, the global crisis is a process of change experienced in view of the global economic and political actors. This paper analyses the impact of global financial crisis on the economy with macroeconomic indicators and policy to give response to global contracts. Keywords: Global Economy, Monetary Policy, Turkish Banking System
Jel Codes: G1, G18, E58 Sectoral Energy Consumption and Industrial Output in OECD Countries: An Emprical Analysis Efe Can Kilinc, Kırıkkale Univesity TR
kilinc_efe@hotmail.com
Nazan Şahbaz Kilinc, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
nazan_sahbaz@hotmail.com
Duygu Baysal Kurt, Selçuk University, TR
bbaysal85@hotmail.com Abstract
The purpose of this study is to analyze on the relationship between sectoral energy consumption and industrial output in OECD countries by utilizing Johansen Cointegration Test. We first undertake a review of the literature regarding sectoral energy consumption in OECD countries. Then we investigate the determinants of sectoral energy consumption in OECD. In this respect, we consider consumptions of electricity, oil, natural gas, and coal separately in industry sector.
To construct the framework of the empirical analysis, we first review sectoral energy demand models in the relevant literature. We then use Johansen cointegration test to analyze of relationship between sectoral energy consumption and industrial output in OECD countries. In the framework of this method we consider five different models. Keywords: Natural Gaz Demand, Industrial Sector, Price and Income Elasticities
Jel Codes: Q41, Q43, C51 OECD Ülkelerinde Sektörel Enerji Tüketimi ve Sanayi Üretimi: Uygulamalı Bir Analiz Öz
Bu çalışmanın amacı, OECD ülkelerinde sektörel enerji tüketimi ile sanayi üretimi arasındaki ilişkinin Johansen Eş- bütünleşme testi kullanılarak analiz edilmesidir. Öncelikle OECD ülkelerinde sektörel enerji tüketimi ilgili literatür gözden geçirilmiştir. Daha sonra OECD ülkelerinde sektörel enerji tüketiminin belirleyicileri irdelenmiştir. Bu bağlamda sanayi sektör ünde elektrik, petrol, doğal gaz ve kömür tüketimi ele alınmıştır. m irik analiz çerçevesini oluşturmak için öncelikle ilgili literatürde yer alan enerji talep modelleri incelenmiştir. Daha sonra OECD ülkelerinde sektörel enerji tüketimi ile sanayi üretimi arasındaki ilişkiyi analiz etmek için Johansen Eş- bütünleşme testi kullanılmıştır. Bu yöntem çerçevesinde beş farklı model oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Sektörel Enerji Tüketimi, Sınaii Sektörü, Johansen Cointegration Test
Jel Kodları: Q41, Q43, C51 The Price and Income Elasticities of Natural Gas Demand in the Industrial Sector: The Case of OECD Countries Nazan Şahbaz Kilinc, Karamanoğlu Mehmetbey Univesity TR
nazan_sahbaz@hotmail.com Abstract
The industrial sector consumes most of the energy. Therefore, it is crucial to estimate how industrial energy demand will change in the short and long run. Furthermore, designing appropriate energy policies and estimating how those policies affect energy demand necessitate measurement energy demand elasticities of natural gas.Th purpose of this study is to estimate price and income elasticities of industrial natural gas demand in OECD countries for 1990-2012 period. We use dynamic panel data methods to estimate industrial natural gas demand elasticities in OECD countri es. We can summarize our empirical findings as follows: 1% increase in natural gas prices results in 0.10% decline in the demand.
In the final section, we assess the results of our analyses and general assessment is made about OECD's energy policy. We conclude the study with suggestions to guide further studies in the field. Keywords: Natural Gaz Demand, Industrial Sector, Price and Income Elasticities
Jel Codes: Q41, Q43, C51 Sanayi Sektöründe Doğal Gaz Talebinin Fiyat ve Gelir Esneklikleri: OECD Ülkeleri Örneği Öz
Enerji tüketiminin en fazla olduğu sektör sanayi sektörüdür. Dolayısıyla endüstriyel enerji talebinin kısa ve uzun vadede nasıl bir seyir izleyeceğinin tahmin edilmesi oldukça önemlidir. Ayrıca uygun enerji politikalarının tasarlanması ve bu politikaların enerji talebine olan etkilerini ölçmek için önemli bir enerji kaynağı olan doğal gaz talep esnekliklerinin hesaplanması gerekmektedir.
Çalışmada, 1990-2012 dönemi için OECD ülkelerinde sanayi sektöründe doğal gaz talebinin fiyat ve gelir esnekliklerinin tahmin edilmesi amaçlanmıştır. OECD ülkelerinde sanayi sektöründe doğal gaz talep esnekliklerini tahmin etmek için dinamik panel veri yöntemleri kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda elde edilen sonuçlar şu şekilde özetlenebilir: OECD ülkelerinde sanayi sektöründe doğal gaz fiyatlarındaki %1’lik artış doğal gaz talebini %0.10 oranında azaltmaktadır. Çalışmanın sonuç ve öneriler bölümünde analiz bulguları yorumlanmış ve OECD ülkelerinin enerji politikalarıyla ilgili genel bir değerlendirme yapılmıştır. Bundan sonra bu alanda yapılacak olan çalışmalara yol göstermesi açısından bazı öneriler geliştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Doğal Gaz Talebi, Sanayi Sektörü, Para ve Gelir Esnekliği
Jel Kodları: Q41, Q43, C51 Carbon Dioxide Emissions, Energy Consumption, Economic Growth and Openness in Turkey: Cointegration Analysis Oktay Kızılkaya, Ahi Evran University, TR
okizilkaya@ahievran.edu.tr Orhan Çoban, Ahi Evran University, TR
ocoban@selcuk.edu.tr
Emrah Sofuoğlu, Ahi Evran University, TR
emrahsofuoglu@gmail.com Abstract
The aim of this study is to analyze the relationship between carbon dioxide emissions, road sector energy consumption, GDP and trade openness in Turkey. In this context, we examined over the period of 1967-2010 based on annual data. We applied Johansen (1990) Maximum Likelihood-Trace approaches to test for a long run relationship between variables and obtained cointegration relation. According to the analysis results, in the long term, there is a relationship between carbon dioxide emissions, energy production, GDP and trade openness. All variables have a positive impact on CO2 emissions. As a result of these findings we have offered various policy recommendations. Keywords: Carbon Dioxide Emissions, Energy Consumption, ARDL
Jel Codes: O1, Q4, Q5 Türkiye’de Karbondioksit Emisyonu, Enerji Tüketimi, Ekonomik Büyüme ve Dışa Açıklık İlişkisi: Eşbütünleşme Analizi Öz
Bu çalışmanın temel amacı Türkiye’de karbondioksit emisyonu, ulaşım sektörü enerji tüketimi, GSYH ve dışa açıklık arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu bağlamda 1967-2010 dönemi incelenmiş olup yıllık veriler kullanılmıştır. Çalışmada yöntem olarak Johansen (1990) Maksimum Olabilirlik-iz testleri kullanılarak eşbütünleşme ilişkisi elde edilmiştir. Analiz sonuçları Türkiye’de karbondioksit emisyonu, enerji üretimi, GSYH ve dışa açıklık arasında uzun dönemli ilişkinin olduğunu göstermektedir. Buna göre karbondioksit emisyonları üzerinde GSYH’nın ve dışa açıklığın pozitif bir etkisi vardır. Bu bulgular çerçevesinde sonuç kısmında çeşitli politika önermelerinde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Karbondioksit Emisyonu, Enerji Tüketimi, ARDL
Jel Kodları: O1, Q4, Q5. Importance of COP21(Paris Summit) in Climate Change Negotiations Oktay Kızılkaya, Ahi Evran University, TR
okizilkaya@ahievran.edu.tr Emrah Sofuoğlu, Ahi Evran University, TR
emrahsofuoglu@gmail.com Abstract
Environmental problems that caused by the global climate change issue is increasing with each passing day. Environmental issues have started to draw more attention after 1992 at Rio Conference. Annex I countries (A large part of these countries are in category of developed countries) took greenhouse gas emission reductions by for 2008-2012 period in the Kyoto Protocol which was signed in 1997, but come into force in 2005. Additionally, in order to limit earth heat below 2°C, developing countries should also reduce greenhouse gas emissions as suggested by IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change) Reports. In this case, getting positive results in climate change negotiations has become more difficult. However, in this study, it is expected that COP 21 negotiations will lead to positive results. Agreement between the US and China on climate change, greenhouse emissions that fell to 1990 levels thanks to shale gas revolution in the US , EU’s 2030 targets and INDC mechanism that was established in Warsaw and Lima (COP19 and COP20) etc. created positive atmosphere before the negotiations. Thus, in the light of these informations, these developments increase the hopes to reach a global agreement in Paris climate change negotiations. Keywords: Climate Change, UNFCCC COP21, Greenhouse Gas Emissions, Jel Codes: F64, Q55, Q56 İklim Değişikliği Müzakerelerinde COP21 (Paris Zirvesi)’in Önemi Öz
Küresel iklim değişikliği sorununun yarattığı çevresel sorunlar her geçen gün daha da artmaktadır. 1992 yılında gerçekleştirilen Rio Konferansı’nda çevresel sorunlara dikkat çekilmiş, 1997’de ortaya konulan ancak 2005’de yürürlüğe giren Kyoto Protokolü’nde EK-1 listesinde yer alan ülkelerin (bu ülkelerin büyük bir kısmı gelişmiş ülkeler kategorisindedir) 2008-2012 döneminde sera gazı emisyonlarını azaltma kararı alınmıştır. Ancak iklim değişikliği müzakereleri özellikle ülkelere getirdiği ekonomik maliyetler sebebiyle genel itibariyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ayrıca IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) bilimsel raporlarına göre 2° yerküre ısısının aşılmaması için gelişmekte olan ülkelerin de sera gazı emisyonlarını azaltması gerekmektedir. Bu durum iklim değişikliği müzakerelerinde olumlu sonuç almayı daha da zor hale getirmiştir. Ancak bu çalışmada 2015 yılında Paris’te düzenlenecek olan Taraflar Konferansı’nın geçmişteki müzakerelerden olumlu anlamda daha farklı sonuçlar doğuracağı beklenmektedir. Dünyada en yüksek sera gazı emisyonu sorumlusu iki ülke olan ABD ve Çin’in sorumluluk alacağını bildirmesi, ABD’de meydana gelen kaya gazı devrimiyle emisyonlarının 1990 seviyelerini yakınsaması, AB’nin üzerinde anlaştığı 2030 İklim ve Enerji Paketi, Varşova ve Lima müzakereleri ışığında kurulan “ulusal katkı” (INDC) mekanizması müzakereler öncesinde olumlu bir atmosfer oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu bilgiler ışığında Paris’te gerçekleştirilecek Taraflar Konferansı (COP21)’nın küresel iklim değişikliği sorununa çözüm bulma yolunda bir köşe taşı olması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: İklim Değişikliği, UNFCC COP21, Sera Gazı Emisyonu,
Jel Kodları: F64, Q55, Q56 Standards, Inequality in Education and Efficiency Şevket Alper Koç, Kocaeli Univesity, TR
sevketkoc@hotmail.com Hakkı Cenk Erkin, Kocaeli University, TR
hcerkin@gmail.com Abstract
We develop a model of educational standards that includes inequality in educational opportunities. Our model shows that policymakers setting an output maximizing standard need to consider structural factors such as inequality of income and opportunity, skill mismatch in the economy, profit and wage shares and labor market imperfections. High standards are not optimal under severe educational inequality; they lead to lower output when many cannot access quality education. Optimal standard rises along with increasing opportunities for poor students. Targeted subsidies enhance both distributional and efficiency-related objectives. Other effective policies to extend skilled labor and to improve poor workers’ income are remedying information problems between employers and workers and distributing more of output gains toward labor. Keywords: Educational Standards, Educational Subsidy, Optimal Standard
Jel Codes: D6, C7, I2 The Changing Dimension of the Inflation Targeting Regime in Turkey after the Global Financial Crisis Bilge Köksel, Gaziantep Univesity TR
bkoksel@gantep.edu.tr Yusuf Akan, Gaziantep University, TR
yusufakan@yahoo.com Abstract
In 2001-2005 period, implicit inflation targeting regime has been implemented. In this period the pre-conditions of the inflation targeting regime such as flexible exchange rate regime and the independency of central bank have been provided. Since 2006 explicit inflation targeting regime is begun to adopt in order to provide pice stability. But after the global financial crisis, the monetary policy has begun to take into account financial stability as well as price stability. In order to contain macro financial risks that emerged from global imbalances, the CBRT (Central Bank Republic Of Turkey) adopted a new monetary policy strategy by improving the inflation targeting regime. Under the new strategy that has been in place since the last quarter of 2010, the CBRT has developed policies that aim at reducing macro financial risks without prejudice to price stability. To this end, in addition to money market rates, the conventional monetary policy tool, the CBRT actively used reserve requirement ratios, Reserve Options Mechanism (ROM), interest rate corridor and other liquidity policies.
The aim of this study is to explain the changing dimension of the inflation targeting regime in Turkey after the global financial crisis. The main objective of the CBRT is directed from price stabilty to the price and financial stability together. It means in the practice the inflation targeting regime becomes more flexible than the traditional inflation targeting regimes. Financial stability is a pre-condition for the sustainable economic growth and welfare and also is important for the CBRT for achieving price stability. Keywords: Inflation Targeting Regime, Price Stability, Financial Stability
Jel Codes: E52, E58, E31 Social Security Expenditures Turkey and OECD Countries Menşure Kolçak, Atatürk Univesity TR
mkolcak@atauni.edu.tr Abdullah Taha Arpa, Muş Alpaslan University, TR
taha.arpa@atauni.edu.tr Abstract
After the Second World War, social security services have become an important issue and institutionalized through the social security systems suggested by Bismark and Beveridge together with the accelaration of social welfare state understanding. Especially in 1980ies and 1990ies,as a result of the financial crisis and concerns about the future, most countries has started to overview their systems. Lots of matters such as rising the age of retirement, redesigning and increasing the premium rates, decreasing the retirement payments by means of various methods and finding new financial sorces for the system have started to be discussed. Similar problems have also emerged in Turkey, and necessary importance couldn’t be given to system due to instabilities experienced in political and economic matters. The deficits resulting from social security payments have become a burden on budget. By means of some legal regulations in the years of 2000, social security system was tried to be reconstructed again. For this reason, there have not been exact and appropriate solutions. In this study, the place of social security expenses in the budget extent in the period after 2000 is tried to be explained comparatively. While the highest share of social security expenses is %11,7 in GSYIH, OECD average is %21,7. It is determined that there are problems waiting for a solution; such as excess number of passive insured people, and increase of young retired people. Keywords: Social Security, Social Security Expenditure, Retired Pay
Jel Codes: H53, H55, I38 Türkiye ve OECD Ülkelerinde Sosyal Güvenlik Harcamaları Öz
Sosyal refah devleti anlayışının II. Dünya Savaşından sonra hız kazanmasıyla birlikte sosyal güvenlik hizmetleri de önemli bir konu haline gelmiş, Bismark ve Beveridge tarafından ortaya konulan sosyal güvenlik sistemleriyle kurumsallaşmıştır. Günümüzün modern toplumlarında geleceğe yönelik sosyal riskleri bertaraf etmede vazgeçilemez bir sosyal politika aracı olarak kullanılmakta, uluslararası belgelerde temel insan hakkı kapsamında değerlendirilmekte, ulusal düzeyde anayasalar tarafından güvence altına alınmaktadır. Özellikle 1980'li ve 1990'lı yıllarda sosyal güvenlik sistemlerinin yaşadıkları finansman krizi ve geleceğe yönelik kaygılar sonucunda, pek çok ülke sistemini gözden geçirmeye başlamıştır. Emeklilik yaşının yükseltilmesi, prim oranlarının yeniden düzenlenmesi ve arttırılması, emeklilik ödemelerinin çeşitli yöntemlerle düşürülmesi, sistem için yeni finansman kaynaklarının bulunması gibi pek çok konu dile getirilmeye başlanmıştır. Türkiye'de de benzer problemler ortaya çıkmış, siyasi ve ekonomik alanlarda yaşanan istikrarsızlık ve belirsizliklerle birlikte sosyal güvenlik sistemine gereken önem verilememiştir. Buna bağlı olarak sorunun aşılmasında doğru ve isabetli adımlar atılamamıştır. Çalışmada 2000 sonrası dönemde ülkemiz sosyal güvenlik harcamalarının bütçe büyüklükleri içerisindeki yeri karşılaştırmalı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Türkiye’de Sosyal güvenlik harcamalarının GSYİH’daki payı en yüksek olduğu dönemde, %11,7 iken OECD ortalaması %21,7 olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır. Sosyal güvenlik sistemimizin çözüm bekleyen sorunlarının bulunduğu bir gerçektir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Güvenlik, Sosyal Güvenlik Harcamaları, Yaşlılık Aylığı
Jel Kodları: H53, H55, I38 An Empirical Analysis about the Relation between Public Expenditures and Economic Growth: 1984-2014 Turkey Example Menşure Kolçak, Atatürk Univesity TR
mkolcak@atauni.edu.tr Ali Yasin Kalabak, Yüzüncü Yıl University, TR
serifepotuk@yahoo.com
Handan Boran, Atatürk University, TR
handanboran@hotmail.com Abstract
Public expenditures are accepted as a factor affecting growth in the Economy Literature. In this context the growth effect of public expenditures has been examined by us. In the study current expenditures (C), investment expenditures (Y), transfer expenditures (T) as the economic classification of public expenditures has been used in terms of the data between 1984-2014. The data have been acquired from the web sites of Ministry of Development and Ministry of Economy. The data have been transformed into reel by the GSYİH deflator on the basis of year 1998.
Augmented-Dickey Fuller (ADF) and Phillips-Perron (PP) tests have been used in our study in order to fix the variables. It has been determined that our variables were fixed at the first majority. VAR Analysis has been selected in order to foresee the relation between variables versatile. Then, Granger Causation Test has been used in order to determine the direction of the causation between the variables; the results have been supported with the Variance Sortation Analysis. According to the Granger Causation Test, causation of GSYİH are found with the Current expenditures and the causation of GSYIH are not found with the Investment and Transfer expenditures. At the same time GSYIH affect the current expenditures. In other words a dual causation between GSYİH and Current Expenditures. It has been determined that the investment expenditures have a significant effect on GSYİH.
As a result a mutual causation relation between current expenditures and GSYİH in the 1984-2014 Turkey example has been determined. According to the Variance Sortation analysis it has been determined that the investment expenditures affect GSYİH, transfer expenditures don’t affect GSYİH so much. Keywords: Public Expenditure, Economik Growth, Current Expenditure, Investment Expenditure, Transfer Expenditure
Jel Codes: E60, H50, O40 Kamu Harcamalari ve Ekonomik Büyüme Arasindaki̇ İlişki Üzerine Ampirik Bir Analiz: 1984-2014 Türkite Örneği Öz
İktisat Literatüründe kamu harcamalarının büyümeyi etkileyen bir faktör olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda kamu harcamalarının büyümeye etkisi tarafımızdan incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmada, kamu harcamalarının (G) ekonomik sınıflandırması olan cari harcamalar(C), yatırım harcamaları (Y), transfer harcamaları (T) şeklinde, 1984-2014 yılları arasındaki veriler kullanılmıştır. Veriler; Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının web sitelerinden temin edilmiştir. Veriler, 1998 yılı baz alınarak GSYİH deflatörüyle reel hale dönüştürülmüştür
Çalışmamızda ilk olarak değişkenlerin durağan hale getirilmesi için Augmented-Dickey Fuller (ADF) ve Phillips-Perron (PP) testleri kullanılmıştır. Yaptığımız analizlerle değişkenlerimizin birinci farkında durağan olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi çok yönlü öngörmemize olanak sağlaması açısından VAR Analizi tercih edilmiştir. Daha sonra değişkenler arasındaki nedenselliğin yönünün belirlenmesi için Granger Nedensellik Testi kullanılmış, sonuçlar Varyans Ayrıştırması Analizi ile desteklenmiştir. Granger Nedensellik Testi’ne göre Cari Harcamalar ile GSYİH’nın nedensellik bulunurken Yatırım ve Transfer harcamaları ile GSYİH arasında nedensellik bulunmamaktadır. Aynı zamanda GSYİH’da cari harcamaları etkilemektedir. Bir başka ifadeyle GSYİH ile Cari Harcamalar arasında çift yönlü bir nedensellik tespit edilmiştir. Daha sonra yaptığımız varyans ayrıştırma analizinde ise yatırım harcamalarının da GSYİH’ya etkisinin belirgin düzeyde olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak 1984-2014 Türkiye örneğinde cari harcamalar ile GSYİH arasında karşılıklı bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bunun yanında Varyans ayrıştırma analizine göre yatırım harcamaları da GSYİH’yı etkilerken, her iki analizde de transfer harcamalarının GSYİH’yı çok fazla etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır Anahtar Kelimeler: Kamu Harcamaları, Ekonomik Büyüme, Cari Harcamalar, Yatırım Harcamaları, Transfer Harcamaları
Jel Kodları: E60, H50, O40 
The Impact of Terrorist Incidents on Economic Instability: The Case of Turkey Özge Korkmaz, Bayburt Univesity TR
ozgekorkmaz@gmail.com
Elif Erer, Ege University, TR
elif_erer_@hotmail.com Abstract
Ensuring of a country's macroeconomic stability is one of the most crucial elements for the development level and social welfare of the country. Unfortunately, it is not extremely accessible to provide these conditions. In especial, economic and financial instability appear in countries which have high inclination of borrowing. In these countries, it cannot be said that social welfare is provided as a result of the economic and financial stability. In particular, political rebellion within the country, any incident which can be mentioned under the name of terror such as the political wars which are observed in nearby countries have an effect on economic and financial structure of the country. In the light of this information, the aim of this study is to investigate the effect of the economic and financial instability and terrorist incidents in Turkey between 1990 -2015. Keywords: Terorizm, Financial Instability, Economik Instability
Jel Codes: K42, E12, B22 Terör Olaylarının Ekonomik İstikrarsızlık Üzerine Etkisi: Türkiye Örneği Öz
Bir ülkenin makroekonomik istikrarının sağlanması ülkenin gelişmişlik düzeyi ve sosyal refahı için en önemli unsurlardan biridir. Bu durumun sağlanması ise ne yazık ki çok kolay değildir. Özelliklede borçlanma eğilimi yüksek olan ülkelerde ekonomik ve finansal istikrasızlığın baş gösterdiği görülmektedir. Bu ülkelerde ekonomik ve finansal istikrarının sağlanması sonucu sosyal refahın sağlandığı söylenemez. Özellikle de ülke içerisinde yaşanan siyasi ayaklanmalar, yakın ülkelerde gözlenen siyasi savaşlar gibi terör adı altında bahsedilebilen her türlü olay ülkenin ekonomik ve finansal yapısında etkilidir. Dolayısıyla bu çalışmada Türkiye’de terör olaylarının ekonomik ve finansal istikrarsızlık üzerindeki etkisi 1990-2015 dönemi için araştırılmak istenmiştir.Çalışmada amaçlanan, çevre etiği ve sürdürülebilir kalkınma teorisini bütünleştirmek ama bir taraftan da sürdürülebilir kalkınmanın sürdürülebilirliğini sorgulayıp, etik açıdan sorunları olup olmadığını değerlendirmektir. Bu açıdan çalışma kavramsal çerçevenin çizileceği birinci bölüm, sürdürülebilir kalkınma etik ilişkisin ele alındığı ikinci bölüm ve sürdürülebilir kalkınmanın sürdürülebilirliğinin sorgulandığı ve etik açmazların ele alınacağı üçüncü bölüm halinde kurgulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Terör, Finansal İstikrarsızlık, Ekonomik İstikrarsızlık
Jel Kodları: K42, E12, B22 The Impact of Terorism on Gold Prices: The Case of Turkey Özge Korkmaz, Bayburt Univesity TR
ozgekorkmaz@gmail.com
Deniz Erer, Ege University, TR
denizerer@hotmail.com Abstract
Gold is known that “a safe port of refuge” rather than just an investment for most of the investors and portfolio managers. In addition, the fluctuations in gold prices constitute a significant risk factor for both financial institutions and gold borrowers. Therefore it is important to determine the volatility in gold prices.
Not only national and international macroeconomic parametres, but also political events and terorism play a crucial role in determining the gold prices. Terrorist attacks lead to serious damages in capital market of global economies. In this study it is aimed to see that the impact of terrorist attacks all over the World in closing price volatility of Istanbul Gold Exchange for the period 01.01.2009-31.12.2014. In this respect, autoregressive conditional heteroscedasticity models are used to determine volatility in gold prices. Keywords: Fluctuations, Gold Prices, Terorism
Jel Codes: C58, E44, K42 Terör Olaylarının Altın Fi̇yatları Üzerindeki Etki̇si: Türkiye Örneği Öz
Altın, birçok yatırımcı ve portföy yöneticisi için bir yatırım aracı olmasının ötesinde “sığınabilecek güvenli bir liman” olarak görülmektedir. Bununla birlikte, altın fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalar hem finansal kuruluşlar hem de altınla borçlananlar için önemli bir risk unsuru olarak karşılarına çıkmaktadır. Bu noktada altın fiyatlarındaki oynaklığın belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Altın fiyatlarının belirlenmesinde, ulusal ve uluslararası makroekonomik parametrelerin yanı sıra, özellikle siyasi olaylar ve terör önemli bir role sahiptir. Terörist saldırılar, küresel ekonomilerin sermaye piyasalarında ciddi zararlara yol açmaktadır. Bu çalışmada, 01.01.2009-31.12.2014 dönemi için dünyada meydana gelen terörist saldırıların İstanbul Altın Borsası kapanış fiyat oynaklığı üzerindeki etkisi incelenmek istenmektedir. Bu bağlamda, altın fiyatlarındaki oynaklığın belirlenmesinde otoregresif koşullu değişen varyans modellerinden yararlanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Oynaklık, Altın Fiyatları, Terör
Jel Kodları: C58, E44, K42 Econometric Analysis of Relationship Between Foreign Direct Investment and Economic Growth: Application of Turkey (1990-2014) Fatma Turan Koyuncu, Anadolu Univesity TR
faturan@anadolu.edu.tr Abstract
Along with the speed of globalization, the disappearance of economic, commercial and technological boundaries between the countries has increased the demand for foreign direct investment. In developing countries the development of direct foreign investment has gained speed and the growth was felt in our country. Foreign Direct Investment inflows have increasing trend in Turkey and in 2014 reached US $ 12 145 million.
The aim of this study is to examine the relationship between foreign direct investment and economic growth in Turkey. For this purpose, using data for GDP and Foreign Direct Investment between the years 1990-2014 in Turkey. The presence and direction of the relationship between foreign direct investment and economic growth in Turkey were analyzed by Granger causality test. Keywords: Foreign Direct Investment, Economic Growth, Unit Root Test, Cointegration, Causality.
Jel Codes: F17, C22, C01 Büyüme İle Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Ekonometrik Analizi: Türkiye Uygulaması (1990-2014) Öz
Küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte ülkeler arasındaki ekonomik, ticari ve teknolojik sınırların ortadan kalkması, doğrudan yabancı yatırımlarına olan ilgiyi arttırmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelişimi hız kazanmış ve bu gelişim ülkemizde de hissedilmiştir. Ülkemizde doğrudan yabancı sermaye girişi giderek artan bir tren izlemiş ve 2014 yılında 12.145 milyon dolara ulaşmıştır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla 1990–2014 yılları arasındaki veriler kullanılarak Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin varlığı ve yönü Granger nedensellik testi ile ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Dogrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, Ekonomik Büyüme, Birim Kök,
Esbütünlesme, Nedensellik.
Jel Kodları: F17, C22, C01A Study about the Intrapreneurship Orientation and Characteristics of Software Company Ethem Duygulu, Dokuz Eylül University. TR
ethem.duygulu@deu.edu.tr Volkan Kuyucuoğlu, Dokuz Eylül Univesity TR
volkan@ideaktif.com.tr Abstract
The primary purpose of this article is to determine the entrepreneurial orientation of the software companies that are located in the Technology Development Zones. One of the inherently legal obligation of being located in Technology Development Zone, is to work on R&D and innovation. Therefore, this study is expected to be a guide for companies for describing the roles of endogenous variable(s) of entrepreneurial orientation. The research on intrapreneurship focused on three major trends in the literature (Antoncic & Hisrich 2003,p:7-8). First, those emphasized the roles, functions and characteristics of intrapreneurial individuals which are implementing and applying innovation activities. Second, the process of internal entrepreneurship and intrapreneurship process intensified focus on the work of the formation of new corporate initiatives by revealing factors. Third, the studies that focused on entrepreneurial organizations and characteristics of those organizations.
In this study –especially focused on entrepreneur organizations and characteristics of them- the 55 companies operating in Izmir City and located in Technology Development Zone as Technology Transfer Offices (TTO) constitute the sample of this research. For collecting the data structured questionnaire forms, in analysis, descriptive statistic techniques used in this study.
Entrepreneurship that contains the variables as creativity, innovation, taking risks, make decisions based on environmental conditions, continues to increase its share in promoting the development of society and of social welfare. The TTO Companies was established with the mission of providing benefits to society by synthesizing scientific information and innovative activities. Therefore, entrepreneurial orientation expected to be high as a preliminary argument. Keywords: Entrepreneurship, Intrapreneurship, Innovation
Jel Codes: L26, M14, O32 Yazılım Firmalarının İç Girişimcilik Özeliklerine Yönelik Bir İnceleme Öz
Bu çalışmanın temel amacı Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan yazılım firmalarının girişimcilik yönelimlerini belirlemektir. Doğası gereği teknoloji geliştirme bölgelerinde konumlanmanın yasal yükümlülüklerinden birisi AR-GE çalışması yapmak ve yenilik getirmektir. O nedenle bu çalışmanın söz konusu firmaların girişimcilik yönelimlerinde hangi içsel değişkeninin ya da değişkenlerin rol oynadığının betimlenmesinin firmalara yol gösterici olması beklenmektedir.
İç girişimcilikle ilgi araştırmaların literatürde üç ana eğilim etrafında odaklandığı görülmektedir (Antoncic ve Hisrich 2003,7- 8). Birincisi, yenilik faaliyetlerini gerçekleştiren ve uygulayan iç girişimci bireylerle ilgili, iç girişimci bireylerin özellikleri ve iç girişimcilerin rol ve fonksiyonlarına vurgu yapanlar. İkincisi, iç girişimcilik sürecine yoğunlaşan ve iç girişimcilik sürecini ortaya çıkaran faktörler ile yeni kurumsal girişimlerin oluşumuna odaklanan çalışmalar. Üçüncü ise girişimsel örgütler ve bu örgütlerin özelliklerine odaklanan çalışmalardır.
Özellikle girişimci örgütler ve bu örgütlerin özelliklerine odaklanan bu çalışmada İzmir ilinde faaliyet gösteren Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan TTO konumundaki 55 firma araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Çalışmada verilerin toplanmasında yapılandırılmış soru formundan, analizinde ise tanımlayıcı istatistik tekniklerinden yararlanılmaktadır.
Çevre koşullarına göre karar alma, yaratıcılık, yenilikçilik, risk alma, öncü eylem ve otonomi gibi değişkenleri içerisinde barındıran girişimciliğin, toplumsal refah düzeyinin arttırılmasında ve toplumların kalkınmasındaki payı artarak devam etmektedir. AR-GE ve yenilikçilik faaliyetlerini bilimsel bilgi ile sentezleyerek topluma fayda sağlama misyonu ile kurulan Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) içerisindeki firmalarda entelektüel sermayenin yoğun, yaratıcılık ve yenilikçilik özellikleri ile birlikte girişimcilik yöneliminin bir ön sav olarak yüksek olması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, İç Girişimcilik, Yenilik
Jel Kodları: L26, M14, O32Profitability Effects of Internet Banking In Turkish Banking Sector Seyfettin Caner Kuzucu, Selçuk Univesity TR
sckuzucu@selcuk.edu.tr Abstract
The age and society we are in are defined as “information age” and “information society, respectively”. Information age has given its name to a new period in terms of providing the limitless share of every kind of information in any way. How he information changes the life, and how incredibly fast this change is are recently recognized
Banking is a leading sector, in which the technological developments are felt the most, What underlying this is the fast development in information communication technologies and the efforts to adapt this development to banking system in the same speed.
The effectiveness of banks in performing their mediation functions in the financial system increase every passing days together with the technological developments, The developments in information technologies, especially changes in the structure of the distribution channels of banks, mediate the introduction of new products and services.
In the first section of study, Alternative Distribution Channels taking place in banking sector, internet banking keeping important place in the distribution channels of banks, and historical development of internet technology take place In the second section, the effect of internet banking on the profitability of the banks in Turkish Banking sector are graphically in detail in respect with the years.
With this study, the effect of internet banking on the profitability of the Turkish Banking System has been attempted to be investigated. Keywords: Profitability, Internet BankingAlternative Distribution Channels
Jel Codes: G21, P34, E50 Türk Bankacılık Sektöründe İnternet Bankacılığının Karlılığa Etki̇si Öz
İçinde bulunduğumuz çağ ve toplum “bilgi çağı” ve “bilgi toplumu” olarak tanımlanmaktadır. Bilgi çağı, her türlü bilginin sınırsız paylaşımını şu ya da bu yolla sağlaması açısından yeni bir döneme ismini vermiştir. Bilginin yaşamı nasıl değiştirdiği ve bu değişimin nasıl akıl almaz derecede hızlı olduğu ise daha yeni fark edilmektedir.
Teknolojik gelişmelerin en çok hissedildiği sektörlerin başında şüphesiz bankacılık gelmektedir. Bunda özellikle bilgi iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişme ve bu gelişmeyi aynı hızda bankacılık sistemine uyumlaştırma çalışmaları yatmaktadır.
Bankaların, finansal sistem içerisinde aracılık fonksiyonlarının yerine getirilmesindeki etkinlikleri teknolojik gelişmelerle birlikte her geçen gün artmaktadır. Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin özellikle bankaların dağıtım kanalları yapısındaki değişimleri yeni ürün ve hizmetlerin sunumuna aracılık etmektedir.
Çalışmanın ilk bölümünde Bankacılık sektöründe yer alan Alternatif Dağıtım Kanalları ve bankaların dağıtım kanalları içerisinde önemli yer tutan internet bankacılığı ve internet teknolojisinin tarihsel gelişimi yer almaktadır. İkinci bölümde internet bankacılığının Türk Bankacılık Sektörü içindeki bankaların karlılığı üzerine etkisi yıllar itibariyle ayrıntılı olarak grafiklerle sunulmuştur.
Bu çalışma ile internet bankacılığının bankaların karlılığı üzerindeki etkisi incelenmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Karlılık, İnternet Bankacılığı, Alternatif Dağıtım Kanalları
Jel Kodları: G21, P34, E50 Harmanization of Turkish Tax System with the European Union Tax Policy and the Taxes Applied in European Union Member States Pınar Mezararaklı, Atatürk Univesity TR
parkali@atauni.edu.tr
Tecer Atsan, Atatürk University, TR
tatsan@atauni.edu.tr Abstract
The relation between Turkey and EU started on July 31 th, 1959 when Turkey applied for membership in EEC ( European Economic Community). Then on September 12 th, 1963 Ankara Agreement was signed that established a partnership between Turkey and European Union. Turkey has signed several agreements with the Union and entered the negotiation process for full membership.
Taxation which is one of the 35 titles determined by EU fort he accession negotiations is the 16th of those titles and deemed as an essential part for integration. Taxation in a Country is determined in accordance whit the economic conditions and national interests. Even in Union, one Country does not have the right to intervene in the tax matters of another country. This fact poses a threat to the integration of the union. Therefore, harmonization process has started especially on indirect taxes which are more prone to intervention.
The objective of this study is to make a general comparison of Turkish tax system with the tax systems of the members ( 28 states) of the European Union and determine the differences between and the similarities of these systems. To this end, literature studies have been made and taxation systems of the member states were reviewed.
In Conclusion; Turkey has made some progress until 2014 in the area of taxation according to the progress reports issued regularly in autumn months of the years since 1998. New regulations have been enacted especially in the area of indirect taxes. Value Added Tax was established replacing 8 different consumption taxes as of January 1st, 1985 and Special Consumption Tax was established as of August 1st, 2002 replacing some taxes on luxury goods. Some studies have been made on direct taxes especially on corporate taxes. In the area of Income Tax, not much has been achieved, only some changes were made on the percentages of different tax bracets. Keywords: European Union, Turkish Tax System, Indirect Taxes
Jel Codes: H20, M48, F53 Avrupa Birliği Vergi Politikası İle Türk Vergi Sisteminin Uyumlaştırılması Ve AB Üyesi Ülkelerde Uygulanan Vergiler Öz
Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkileri 31 Temmuz 1959 tarihinde AET’ye (Avrupa Ekonomik Topluluğu) ortaklık için başvuru yapmasıyla başlamıştır. Daha sonra 12 Eylül 1963 tarihinde Türkiye ile Avrupa Birliği arasında ortaklık kuran Ankara Antlaşması imzalanmıştır. Türkiye 1959’dan günümüze kadar çeşitli antlaşmalara imza atarak tam üyelik müzakereleri sürecine gelmiştir.
AB’nin belirlediği 35 Müzakere konu başlığından birisi olan ve Avrupa Birliği’nin ekonomik bütünleşmesi için gerekli görülen Vergilendirme 16. Fasılda yer almaktadır. Vergi, bir ülkenin ulusal çıkarları ve ekonomik koşulları göz önüne alınarak belirlenmektedir. Bir birlik olsa dahi herhangi bir ülkenin başka bir ülkenin vergilendirme yetkisine karışma hakkı bulunmamaktadır. Bu durum AB için bütünleşme yolunda bir engel teşkil ettiği için öncelikle daha fazla müdahalenin olabileceği dolaylı vergiler alanında uyumlaştırma çalışmalarına başlanmıştır.
Bu çalışmanın amacı; Türk Vergi Sistemi ile AB üyesi ülkelerin (28 üye devlet) vergi sistemlerinin genel hatlarıyla bir karşılaştırmasını yaparak uygulanmakta olan benzer ve farklı vergileri ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda; literatür çalışması yapılmış ve AB üyesi devletlerdeki vergi sistemlerinden yararlanılmıştır.
Sonuç olarak; Türkiye, 1998 yılından itibaren Avrupa Birliği tarafından sonbahar aylarında düzenli olarak yayınlanan ilerleme raporlarıyla 2014 yılına kadar vergilendirme alanında gelişmeler kaydetmiştir. Özellikle dolaylı vergiler alanında düzen leme yapılmıştır. 8 ayrı tüketim vergisinin yerine 1 Ocak 1985 yılında Katma Değer Vergisini, lüks tüketim harcamaları için de 1 Ağustos 2002 yılında Özel Tüketim Vergisini uygulamaya koymuştur. Dolaysız vergiler alanında ise yoğun olarak Kurumlar Vergisi ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Gelir Vergisi alanında da vergi oranlarında düzenleme yapılmış bunun dışında pek bir ilerleme kaydedilmemiştir. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Türk Vergi Sistemi, Dolaylı Vergiler
Jel Kodları: H20, M48, F53 
Social Market Economy Oktay Nar, Selçuk Univesity TR
oktaynar@selcuk.edu.tr
Seyfettin Caner Kuzucu, Selçuk University, TR
sckuzucu@selcuk.edu.tr Abstract
This study examines the economic order which is called “Social Market Economy”, pioneered by economists and jurists who lectured in Albert Ludwigs University of Freiburg in Germany during 1930s and 1940s, and the “Ordoliberal School”, the advocate of this order.
During the Second World War, particularly towards the end of 1940s, a type of or a program of economic order was developed under the leadership of A. Müller-Armack, originating from the theory of economic order. The first chapter describes the Social Market Economy. To ensure better understanding of the Social Market Economy, this chapter provides description and characteristics of the Social Market Economy, which are followed by a recount of its implementation in Germany and its critique.
The founders of the Freiburg School of Law and Economics, which are examined within the framework of Law and Economics, are economist Walter Eucken and jurist Franz Böhm. The members of the mentioned school conducted studies within the scope of Economic Constitutional Law and Economic Order. The members of the Freiburg School essentially studied the appropriate rules for smooth functioning of a free market economy. The second chapter provides an outline of the Freiburg School, followed by the relationship of the School with the Economic Order and Social Market Economy.
This study aims to help introduce the “Social Market Economy”, developed by the Ordoliberals from the Freiburg School, which I believe is not sufficiently familiarized with in our country. Keywords: Sustainable Development, Ethic, Environmental Ethic
Jel Codes: B00, M31, B49 Human Capital Flight; Effect On Income, Brain Drain In Sending Countries And Economic Growth In Host Countries: Evidence From MINT Countries Nick Blessing O’GUNLEY, Kocaeli University, TR
nick.blesson@yahoo.com Abstract
Human Capital Flight and its endless resulting effect have been a crucial issue worthy of discussion in both the traditional and contemporary global economic sphere. After the stock market crash of 1929 which marked the emergence of the Great depression, and the end of the Second World War in 1945, the emigration of skilled workforce from poor countries increased rapidly. The loss of intellectual capital, called the Brain drain, has been one of the greatest obstacles to the development of some countries of the world. In 2000 almost 175 million people (2.9%) of the world’s population, were living outside their country of birth for more than a year. Of these, about 65 million were economically active. The purpose of this research is to understand the cause of Human Capital Flight in MINT countries (Mexico, Indonesia, Nigeria and Turkey), the socio-economic impact on income and economic growth to the sending country as well as the host country, and ways to reverse the effects of brain drain, thereby creating a brain-gain. Brain drain is a product of both internal and external factors working simultaneously to push educated and highly-skilled individuals out of their country and pull them into developed nations respectively. Although, human capital flight in a way stimulates education, generates significant remittances, and brings about unequaled contributions from both the returnees and the diaspora abroad. But, the biggest problem arises when it reduces human stock and causes fiscal losses. Also, these individuals after gaining the much anticipated experience, exposure and wealth choose not to return to their native country due to the lack of an environment conducive for professional growth. To reverse brain drain and boost economic growth, every government should create a conducive environment for investment that will ensure employment opportunities and reduce poverty. It should also put in place good institutional framework, maintain zero tolerance for corruption and must provide the much needed infrastructures necessary for growth and satisfaction such as employment opportunities, affordable and functional education, good health care system, security, and good roads and transportation systems. These are arguably the dominant factors which constitute a good life. Keywords: Brain Drain, Income, Economic Growth, MINT countries Jel Codes: E24, F22, J24, O15, O47 An Ethic View to the Sustainable Development Ersan Oktay, Kırgızistan Türkiye Manas Univesity TR
ercanoktay@hotmail.com
Şerife Pekküçükşen, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
serifepotuk@yahoo.com Abstract
Please insert the English abstract above (max. 250 words). As a result of traditional development methods’ distrupting the balance of environment and economics against the nature, protecting the world’s resources have been becoming significant. While economical development is reaching vertigious speed, environment problems’ growing day by day receive the opinions that are in use to be given up and as a result of this the opinion of sustainable development that is seen as a global development method of 21st century is a social, economical and environmental development’s being evaluated together and being provided an optimal balance among them. The ethic point of view is becoming a topic here. Environmental ethic is defining a broad concept that reaches the right of existing all the species and world’s wholeness in the level of today and future’s generation. The point of view thinking of future’s needs for meeting today’s needs is an ethic approach in terms of taking responsibility for the coming generation but in practice sustainable development may not be as ethical as in theory.
In this study it is aimed that integrating the environmenthal ethic and the theory of sustainable development but also from the other side question the sustainable development’s sustaining and evaluate whether it has problems in ethic terms. As a resut of these, this study is going to be constructed in three parts. In the first part conceptual frame will be shown, in the second part the relation between sustainable development and ethic will be handled and in the last part the sustainable development will be questioned. Keywords: Sustainable Development, Ethic, Environmental Ethic
Jel Codes: O, Q, A Sürdürülebilir Kalkınmaya Etik Bakış Öz
Geleneksel kalkınma modellerinin çevre ekonomi dengesini doğa aleyhine bozması sonucu dünya kaynaklarının korunması önemli hale gelmiştir. Ekonomik kalkınma baş döndürücü hıza ulaşırken; çevre sorunlarının gittikçe büyümesi yürürlükte olan ekonomik kalkınma fikirlerinin terk edilmesini gündeme getirmiş, çevreyi de dikkate alan bir kalkınma fikri olarak sürdürülebilir kalkınma ön plana çıkmıştır. 21. yüzyılın küresel kalkınma modeli olarak görülen sürdürülebilir kalkınma sosyal, ekonomik ve çevresel kalkınmanın birlikte değerlendirilmesi ve bunlar arasında bir optimum dengenin sağlanmasıdır. Sürdürülebilir kalkınmaya etik bakış açısı burada devreye girmektedir. Çevre etiği; bugünkü ve gelecek kuşakları içerecek düzeyde bütün varlıkların ve evrenin kendi bütünlüğünün var olma hakkına kadar uzanan geniş bir içeriği tanımlamaktadır. Bugünün ihtiyaçlarını geleceğin ihtiyaçlarını düşünerek karşılama bakış açısı, gelecek kuşaklara sorumluluğu yerine getirme açısından etik bir yaklaşımdır. Ama sürdürülebilir kalkınma pratiği, teoride olduğu kadar etik olmayabilir.
Çalışmada amaçlanan, çevre etiği ve sürdürülebilir kalkınma teorisini bütünleştirmek ama bir taraftan da sürdürülebilir kalkınmanın sürdürülebilirliğini sorgulayıp, etik açıdan sorunları olup olmadığını değerlendirmektir. Bu açıdan çalışma kavramsal çerçevenin çizileceği birinci bölüm, sürdürülebilir kalkınma etik ilişkisin ele alındığı ikinci bölüm ve sürdürülebilir kalkınmanın sürdürülebilirliğinin sorgulandığı ve etik açmazların ele alınacağı üçüncü bölüm halinde kurgulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Kalkınma, Etik Çevre Etiği
Jel Kodları: O, Q, A Assesment Of The Numbers Of Personal Income Tax Payer And The Numbers Of Voters In Terms Of OECD Member Countries İbrahim Organ, Pamukkale University, TR
iorgan@pau.edu.tr
Baki Yegen, Pamukkale University, TR
byegen@pau.edu.tr Abstract
Today tax is item which has the largest share in public revenue sources. In tax relations there is tax payer in a side, on the other side there is state that position of the creditor. The managing authority of the state is determined by the votes which given by the voters. So in tax relations both the numbers of taxpayer and the numbers of voters come to the fore as distinctive indicators. Starting from this point in work were mentioned sides of tax and politics relations in personal income tax and has mentioned common side which "taxpayer-voter". Then were interpreted datas which are belonging to the number of personal income taxpayer, number of voters and comparative indicators in OECD members countries that includes our country and was reached the conclusion that numbers of personal income tax payer and numbers of voter has positive effects on development level of the countries. Keywords: Numbers of TaxPayer, Numbers of Voter, OECD Countries
Jel Codes: H24, H71, D72 OECD’ye Üye Ülkeler Açısından Kişisel Gelir Vergisi Mükellef Sayılarının ve Seçmen Sayılarının Değerlendirilmesi Öz
Günümüzde kamu gelir kaynakları içerisinde en büyük paya sahip olan kalem vergidir. Vergi ilişkilerinde bir tarafta mükellef diğer tarafta alacaklı konumunda bulanan devlet bulunmaktadır. Devleti yönetme yetkisi ise seçmenler tarafından verilen oylar ile belirlenmektedir. Öyleyse vergi ilişkilerinde gerek mükellef sayıları gerekse de seçmen sayıları ayırt edici göstergeler olarak ön plana çıkmaktadır. Bu noktadan hareketle çalışmada kişisel gelir vergisi özelinde vergi ve siyaset ilişkilerinde taraflara ve ortak taraf olan “mükellef-seçmen” tarafına değinilmiş, akabinde ülkemizin de dâhil olduğu OECD’ye üye ülkelerdeki kişisel gelir mükellefi sayılarına, seçmen sayılarına ve karşılaştırmalı göstergelere ait veriler yorumlanmış ve ülkelerin gelişmişlik düzeyleri üzerinde kişisel gelir vergisi mükellef sayıları ve seçmen sayılarının olumlu etkileri olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Mükellef Sayıları, Seçmen Sayıları, OECD
Jel Kodları: H24, H71, D72 Local Development of Rural Population: A Case Study from Women Shareholders of Development Cooperatives Esen Oruç, Gaziosmanpasa University TR
orucbuyukbay@gop.edu.tr Meral Uzunöz, Yıldız Technical University TR
muzunoz@yildiz.edu.tr Nurgül Karadoğan,TR Abstract
Agricultural cooperatives play an important role in supporting small agricultural producers and marginalized groups such as young people and women. They empower their members economically and socially and create sustainable rural employment through business models that are resilient to economic and environmental shocks. Women are represented in various forms and types of cooperatives in Turkey, but, the ratio of women membership in agricultural cooperatives is extremely low. Women in rural cooperatives often produce food items and handicrafts. The mind-sets of cooperative members are often not oriented toward the consumers or the market. Taking pride in their products, they struggle with valuing their products according to consumer tastes rather than the quality of their homemaking skills. These products may be intended for the local market or for export. For local market, a key issue is transport to urban areas. For export, it is important to build relationships with reliable partners. In term of the activities performed by women, in 2004, a cooperative founded in which Vakıflı village of Hatay province has a unique characteristics called Turkey’s change makers. Our paper focus on the activities, economic and social acquisitions implemented obtained by women’s branch of Vakıflı Development Cooperative. We also investigate social and economic returns in terms of the cooperative’s members and inhabitants of village. Thus, we aim to evaluation alternative solutions (especially for rural areas suffered from large population migration) taking into account a case, Vakıflı Development Cooperative. To reach study aims, we conducted face to face interviews using by full census method with women shareholders of Vakıflı Development Cooperative. Keywords: Rural Development Cooperatives, Women's Organizations, Rural Migration
Jel Codes: Q1, Q13 The Effect of Institutional Factors on International Capital Movements in BRICS Countries Damla Öz, Bülent Ecevit University, TR
damlaoz88@gmail.com
Aykut Yağlıkara, Bülent Ecevit University, TR
aykut_yaglikara@hotmail.com Zafer Öztürk, Bülent Ecevit University, TR
zaferoz@hotmail.com Abstract
Determining the factors affecting the capital movement has been crucial to the correct estimation of future movement of capital flows and the choice of policy tools in response to the flows. Usually, economical factors have been examined in studies on international capital movement. Institutional factors, on the other hand, have been included in the literature since the beginning of 2000s. The aim of this study is to determine the role of institutional factors on flows of the portfolio investment and foreign direct investment for the BRICS countries. For this purpose, ‘grease the wheels hypothesis’, stating that corruption promotes the international capital inflows, and ‘institutional hypothesis’, explaining capital movement through the effect of economic and political institutions, have been tested. In empirical part, in which panel regression analysis is used, there are institutional factors such as corruption, property rights, political stability, political rights, and rule of law as explanatory variables, and the main economical indicators such as trade openness, exchange rate volatility, real interest, economical growth, and inflation as control variables. The data employed consist of 1995-2014 time period. Two separate models have been estimated for hypotheses and it has been found that grease the wheels hypothesis is not valid for BRICS although institutional hypothesis is valid. Also, with this study, institutional approach to Lucas paradox has been empirically supported. Keywords: International Capital Movement, BRICS Country, Panel Regression Analysis
Jel Codes: C23, F21, K00 BRICS Ülkelerinde Kurumsal Faktörlerin Uluslararası Sermaye Hareketlerine Etkisi Öz
Sermaye akımlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi, hem sermaye akımlarının gelecekteki hareketinin doğru tahmini hem de akımlar karşısında uygulanacak politika araçlarının seçimi açısından büyük önem taşımaktadır. Uluslararası sermaye hareketlerini konu alan çalışmalarda çoğunlukla ekonomik faktörler incelenmiştir. Kurumsal faktörler ise 2000’li yılların başından itibaren literatüre dahil olmuştur. Bu çalışmanın amacı, BRICS ülkeleri için portföy yatırımlarının ve doğrudan yabancı yatırımların hareketliliğinde kurumsal faktörlerin rolünün belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda, yolsuzluğun uluslararası sermaye girişini arttıracağını savunan “etkin yağ hipotezi” ve sermaye akışını politik ve ekonomik kurumların etkisiyle açıklayan “kurumlar hipotezi” sınanmıştır. Panel regresyon analizinin kullanıldığı ampirik kısımda yolsuzluk, özel mülkiyet hakkı, politik istikrar, politik haklar, hukukun üstünlüğü gibi kurumsal faktörler açıklayıcı değişken olarak; ticari açıklık, döviz kuru oynaklığı, reel faiz, ekonomik büyüme, enflasyon gibi belli başlı ekonomik göstergeler ise kontrol değişkenleri olarak yer almaktadır. Kullanılan veriler 1995-2014 dönemini kapsamaktadır. Test edilecek hipotezler için iki ayrı model kurulmuş, analize konu ülkelerde etkin-yağ hipotezinin geçerli olmadığı ancak kurumlar hipotezinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca bu çalışma sonucunda, Lucas paradoksunu kurumsal faktörlerle açıklayan yaklaşım da ampirik olarak desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Uluslararası Sermaye Hareketliliği, BRICS Ülkeleri, Panel Regrasyon Analizi
Jel Kodları: C23, F21, K00 
The Effects of Oil Prices Changes on Macroeconomic Variables in Turkey Erkan Özata, Anadolu Üniversitesi, TR
eozata@anadolu.edu.tr Ethem Esen, Anadolu Üniversitesi, TR
etheme@anadolu.edu.tr Abstract
Oil price is a significant variable for a country’s economic activities. Oil price changes are closely related especially to macroeconomic performance. In his pioneer work, Hamilton (1983) indicated that oil price increases are partially responsible for every US recession after World War II. As Hamilton said, increases in oil prices may have been held responsible for recessions, inflation, higher unemployment and lower economic growth. Especially, the stagflation experienced in the World economies during the 1970s, because of the increases in oil prices, is a best evidence for this view. For this reason, oil prices have always monitored by economists, policy makers, households and financial institutions. This paper investigates the effects of oil prices changes on macroeconomic variables in Turkey using a multivariate vector-autoregression (VAR) approach. Keywords: Oil prices, VAR approach, Turkey.
Jel Codes: Q43, C32, E30 Petrol Fiyatlarinin Türkiye’deki Makroekonomik Değişkenlere Etkileri Öz
Petrol fiyatları bir ülkenin ekonomik aktiviteleri için önemli bir değişkendir. Petrol fiyatlarındaki değişmeler özellikle makroekonominin performansı ile yakından ilişkilidir. Literatürde önemli bir yer tutan çalışmasında Hamilton (1983), II. Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıkan resesyonlarda kısmen petrol fiyatlarındaki artışların sorumlu olduğunu ifade etmiştir. Hamilton’un ifade ettiği gibi, petrol fiyatlarındaki artışlar; resesyonların, enflasyonun, yüksek işsizliğin ve düşük ekonomik büyümenin ortaya çıkmasından sorumlu tutulabilir. Özellikle 1970’lerde petrol fiyatlarının artması sonucu Dünya ekonomilerinde yaşanan durgunluk bunun en iyi kanıtıdır. Bu nedenle petrol fiyatları, ekonomistler, politika yapıcılar, hanehalkları ve finansal kurumlar tarafından gözlenmektedir. Bu çalışma, petrol fiyatlarındaki değişikliklerin Türkiye’deki makroekonomik değişkenler üzerindeki etkilerini VAR yaklaşımını kullanarak incelemektedir. Anahtar Kelimeler: Petrol fiyatları, VAR yaklaşımı, Türkiye.
Jel Kodları: Q43, C32, E30 Impacts of Information Technology on Business Performance and a Research in Konya Emine Özcan, Selçuk University, TR
ozcan_emine99@hotmail.com
Şaban Baş, Selçuk University, TR
sabanbas@selcuk.edu.tr Derya Özilhan Özbey, Selçuk University, TR
deryaozilhan@hotmail.com Abstract
It is very important competition in the global world. There are many factors that increase global competition in the business world. One of them is ever-evolving today's technology. Emerging technologies affect business and the public sector in different points. In this study the effect of IT to business performance has researched in terms of businesses and state. A survey done in Beyteks company in Konya and investigated the relationship between business performance and information technology. The impact of information technology on production was investigated in different units in Beyteks company in Konya. Keywords: Technology, Business, Information
Jel Codes: M00, M21, Q55 Evaluating Bank Branch Performance Using Multi Criteria Decision Analysis Ali Özdemir, Anadolu University, TR
alozdemir@anadolu.edu.tr Abstract
The importance of bank branches in the banking system is indisputable due to intermediation function between the customer base and bank itself. While bank's branch is an important deployment tool of the banking business volume, bank branch network performance has a significant impact on bank performance as a whole. Because of changes in customer attitudes and profit pressure, banks led to a multi-channel distribution model and trying to shift processing services to online and mobile channels. However, the desires of customers to interact with bank, consultary services given in the branch, high-value transactions, special services and etc., bank branches will continue to be an important part of the system in the future. The studies in the literature on bank branches draw attention to the importance of performance and reveals the results directly affect the performance of the bank. Bank branches in the area dealt with in the performance of their activities in three areas; operating efficiency, profitability efficiency, and service quality efficiency. This study examines the performance of the bank branches taking into account by multi-criteria decision analysis, and customer satisfaction. Keywords: Bank Branch, Multi-criteria Decision analysis, Performance Evaluation Jel Codes: C40, C44, L25 Banka Şube Performansının Çok Kriterli Karar Analizi İle Değerlendirilmesi Öz
Bankacılık sisteminde banka şubelerinin müşteri tabanı ile banka arasında gördüğü aracılık fonksiyonu nedeniyle önemi tartışılmazdır. Banka şubeleri bankacılık iş hacminin önemli bir dağıtım aracı olmakla birlikte banka şube ağı performansı bir bütün olarak banka performansı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Müşteri tutumundaki değişim ve kar baskısı bankaları çok kanallı dağıtım modellerine yöneltmekte işlem hizmetleri çevrimiçi ve mobil kanallara kaydırılmaya çalışılmaktadır. Ancak müşterilerin çalıştıkları banka ile etkileşim halinde olma isteği, şubelerde verilen danışmanlık, yüksek değerli işlemler, özel hizmetler vb. nedeniyle bankalarda hizmet sunum noktası olarak banka şubeleri gelecekte de sistemin önemli bir parçası olmaya devam edecektir. Literatürde yer alan çalışmalar da banka şube performanslarının önemine dikkat çekmekte ve bankanın performansını doğrudan etkilediği sonucunu ortaya koymaktadır. Banka şube performansında ele alınan etkinlik alanlarının; işletme verimliliği, karlılık etkinliği, servis kalitesi etkinliği olmak üzere üç alanda toplandığı görülür. Bu çalışmada banka şube performansı müşteri memnuniyetini dikkate alan çok kriterli karar analizi ile incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Banka Şubeleri, ÇKKA, Performans Değerlendirme
Jel Kodları: C40, C44, L25 Interaction between Futures Markets and Spot Markets: A Study for the Turkish Derivatives Exchange Ali Özer, Erzincan University, TR
aliozer1982@hotmail.com
İstemi Çömlekçi, Düzce University, TR
istemicomlekci@duzce.edu.tr Abstract
One of the most important changes in the world of finance in the past decades has been collapsed of the Bretton Woods System. After the collapse of this system, the existence of financial risks have created a demand for new financial techniques. Although it is not possible to completely eliminate the financial risks, new financial techniques were developed to control and to lower the risks. Financial derivatives are important tools for risk management. These financial derivatives have two basic economic functions that are risk shifting and price discovery. Nowadays to avoid from risk and to manage risk, derivatives markets have became widespread not only in developed countries but also developing countries like Turkey.
One of the fundemantal problems of the Turkish financial market is high volatility. In recent years, the rapid capital flows seen in global markets have resulted in increasing amounts of transactions in futures markets both for investment and speculation. The modelling of any interaction between the spot and futures markets constitutes a great importance with regard to determining the direction of information flow in these markets, price formation and risk measuring.
The aim of this study is to empirically investigate how index futures contracts traded in the Turkish Derivatives Exchange operating since February 2005 affect the price volatility and trade volume in the spot stock market, namely Borsa Istanbul. With this study, it is aimed to analyze the interaction between derivatives and spot markets using ARCH-GARCH models. Keywords: Futures and Spot Markets, Arch-Garch, Turkdex
Jel Codes: C32, G13, G20 Private Pension System as a Saving Policy Tool: The Case of Turkey Rabia Özpeynirci, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
rabiaozpeynirci@hotmail.com
Emine Karaçayır, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
e.klyc@hotmail.com Abstract
World population increases day by day and our resources remain limited. Increasing population and needs draw attention of forward-thinking individuals first on their own futures, then the future of society. Considering the increasing ratio of elderly population, it can be said that governments will not be able to desired level of welfare for individuals. Therefore, it is vital for individuals to take steps other than state guarantees. Individual retirement can come into play at this point.
In our country, the state established its own social security system together with certain measures as a natural consequence of being a social state, and individuals are not paid salaries proportional to their contributions; adequate benefits cannot be attained in this system due to reasons such as economic fluctuations, early retirement etc. At the same time, reduction in savings rate causes increase in investment deficit, thus, leads to high current deficit. In order to reduce people’s concern for the future and to contribute to the development of financial system, the law of Individual Retirement and Investment System was accepted by the Grand National Assembly of Turkey on March 28, 2001, and published in the official gazette on November 21, 2001.
In this study, first the development and current situation of the individual retirement system is assessed, and then its effect on the domestic savings as a tool of savings policy is discussed. Keywords: Pension, Individual Pension, Saving
Jel Codes: H55, H75, D14 Tasarruf Politika Aracı Olarak Bireysel Emeklilik Sistemi: Türkiye Örneği Öz
Dünya nüfusu gün geçtikçe artmakta ve sahip olduğumuz kaynaklar sınırlı kalmaktadır. Artan nüfus ve ihtiyaçlar uzun vadeli düşünen bireylerin dikkatini öncelikle kendi geleceklerine daha sonrada toplum geleceğine çevirmektedir. Günümüzde artan yaşlı nüfus göz önünde bulundurulduğunda devletin bireylere arzu ettikleri kadar refah sağlayamayacağı söylenebilir. Bu sebeple bireyin devlet güvencesi dışında geleceğe doğru adımlar atması önemlidir. Bireysel emeklilik sistemleri bu noktada devreye girebilirler.
Ülkemizde devlet, sosyal devlet olmanın doğal sonucu olarak bir takım önlemlerle beraber kendi sosyal güvenlik sistemini kurmuş olup; bu sistemde her katkı payı ödeyene yatırdığı ile orantılı olarak maaş ödemesi yapılmamakta, ekonomik dalgalanmalar, erken emeklilik gibi nedenlerden dolayı yeterli fayda sağlanamamaktadır. Aynı zamanda son yıllarda Türkiy e’de tasarruf oranının düşmesi yatırım açığının büyümesine ve dolayısıyla yüksek cari açığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Hem bireylerin gelecek kaygısını azaltmak hem de finansal sistemin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla TBMM tarafından 28 Mart 2001 tarihinde Bireysel Emeklilik ve Yatırım Sistemi Kanunu kabul edilmiş 7 Ekim 2001 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Bu çalışmada öncelikle bireysel emeklilik sisteminin gelişimi ve bireysel emeklilik sisteminin bugünkü durumu değerlendirilecek daha sonra tasarruf politika aracı olarak yurtiçi tasarruflardaki etkisi değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Emekli Maaşı, Bireysel Emeklilik, Tasarruf
Jel Kodları: H55, H75, D14 A Discussion on Green Jobs and Employment Opportunities Ceyda Erden Özsoy, Anadolu University, TR
ceydae@anadolu.edu.tr Abstract
One of the most important elements of the green economy is green jobs.There have some potential impacts expected to create on employment of green jobs. According to some optimistic views blue-collar workers may be transformed into green-collar workers in the near future. As positive effects, it could be also negative or neutral effects. On the other hand short and long-term effects are also among the issues examined in the literature. In this study green-collar jobs have been presented in the green economic transformation, the employment implications of green jobs have been discussed. Keywords: Green Ekonomy, Green Jobs, Green Collar Workers
Jel Codes: Q52, Q56, J21 Yeşil İşler ve İstihdam Olanakları Üzerine Bir Tartışma Öz
Yeşil ekonominin en önemli unsurlarından biri yeşil işlerdir. Yeşil işlerin istihdam üzerinde yaratması beklenen bir takım potansiyel etkiler bulunmaktadır. Bazı iyimser görüşlere göre yakın bir gelecekte mavi yakalılar yerlerini yeşil yakalı çalışanlara bırakabilecektir. İstihdam etkisinin pozitif olduğunu ileri sürenler kadar negatif ya da nötr olacağını savunan görüşler de bulunmaktadır. Diğer taraftan kısa ve uzun dönem etkileri de literatürde incelenen konular arasında yer almaktadır. Bu çalışmada yeşil ekonomik dönüşümde yeşil yakalı işler ortaya konmakta ve yeşil işlerin istihdama olası etkileri tartışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Orta Gelir Tuzağı, Panel Data Analizi, Doğuve Güney Doğu Asya Ülkeleri
Jel Kodları: Q52, Q56, J21 As A Requirement of Green Economy: Green Buildings Emre Aytuğ Özsoy, Anadolu University, TR
eaozsoy@anadolu.edu.tr Ceyda Özsoy, Anadolu University, TR
ceydae@anadolu.edu.tr Abstract
Green economy can be implemented in key sectors of economy such as renewable energy, research and development, production and construction, transportation, industry, agriculture and forestry. As a kind of eco-friendly construction, green building is one of the important elements of the green economy. Green buildings can be defined as structures which are designed with social and environmental responsibility, suitable for climate data and site-specific conditions, consuming up as needing, directed to renewable energy sources, sensitive to the ecosystems, using natural, not waste producing, and environmentally friendly materials. Green building are applications that allow effective use of resources and respectful to the environment the whole process from siting to design, construction, operation, maintenance, renovation and deconstruction throughout a building’s life-cycle. In order to have "green building label", the building should be appropriate to a specified set of standards. Some of these standards are energy and water used by the building, site selection, design, innovation, ecological building materials used to construct the building, construction techniques, re-use of waste materials. Across the world, approximately 60% of electricity consumption and about 40% of greenhouse gas emissions are caused by buildings. It is estimated that, 24-50% energy consumption, 33-39% carbon dioxide emissions, 40% water consumption, and up to 70% waste can be reduced by green buildings. In this study the concept of green building shaped by the green economy paradigm is examined. On the other hand in economic and environmental aspects, it is drawn attention to the contribution to the "sustainability" of green buildings. Keywords: Green Economy, Green Buildings, Sustainability
Jel Codes: O18, Q53, Q56 Yeşil Ekonominin Bir Gereği Olarak: Yeşil Bi̇nalar Öz
Yeşil ekonomi, ekonominin yenilenebilir enerji, araştırma-geliştirme, yapım-inşaat, ulaştırma, sanayi, tarım ve ormancılık gibi kilit sektörlerinde hayata geçirilebilmektedir. Çevre dostu bir inşaat türü olan yeşil binalar, yeşil ekonominin önemli unsurlarından biridir. Yeşil binalar, sosyal ve çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlanan, iklim verilerine ve o yere özgü koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, ekosistemlere duyarlı, doğal, atık üretmeyen ve çevre dostu malzemelerin kullanıldığı yapılar olarak tanımlanabilmektedir. Yeşil binalar, yer seçiminden itibaren tasarım, inşaat, yönetim, bakım, yenileme ve yıkım gibi ürün yaşam döngüsünün her bir aşamasında etkin kaynak kullanımı sağlayan ve çevreye saygılı uygulamalardır. Bir binanın “yeşil bina etiketine” sahip olabilmesi için, belirlenen bir takım standartlara uygun olması gerekmektedir. Binanın enerji ve su kullanımı, yer seçimi, tasarımı, inovasyon, kullanılan ekolojik yapı malzemeleri, yapım tekniği, atık malzemelerin yeniden kullanımı bu standartlardan bazılarıdır. Dünya genelinde elektrik tüketiminin yaklaşık %60’ı ve sera gazı üretiminin ise yaklaşık %40'ı binalardan kaynaklanmaktadır. Yeşil binaların enerji tüketimini %24-50, karbondioksit salınımını %33-39, su tüketimini %40, atıkları ise %70’e varan oranda azaltabileceği tahmin edilmektedir. Bu çalışmada yeşil ekonomi paradigmasında şekillenen yeşil bina konsepti incelenmektedir. Diğer taraftan yeşil binaların ekonomik ve çevresel boyutlarıyla “sürdürülebilirlik” anlayışına yaptığı katkıya dikkat çekilmektedir. Anahtar Kelimeler: Yeşil Ekonomi, Yeşil Binalar, Sürdürülebilirlik
Jel Kodları: O18, Q53, Q56 Co2 Emissions and Economic Growth of Saarc Countries: Evidence from a Panel Var Analysis Sweety Pandey, Banaras Hindu University, IN
sweety280389@gmail.com
M.Mishra Mishra, Banaras Hindu University, IN
sweety280389@gmail.com Abstract
The empirical literature on the environmental Kuznets curve (EKC) purports to describe how a nation’s environmental quality will evolve when it makes the transition from initial stage of development to later stage of development. The popular generalization is that pollution will first increase and then, if income becomes sufficiently high, decline. This paper examined the causality in both static and dynamic framework between CO2 emissions and economic growth of SAARC countries over the period 1972- 2010 using Panel VAR approach. The paper presents the facts obtained on the basis of data used and tests conducted - panel unit root test, panel co-integration, panel VAR and Impulse response functions (IRFs) and Variance Decomposition (VDs). IRFs and VDs analysis indicates that CO2 emissions, GDP have positive impact on each other. The result from the application of VAR analysis suggest that CO2 emissions does not cause economic growth and economic growth does not cause CO2 emissions. This means that result found contradicts the Environmental Kuznets Curve hypothesis. Therefore, the governments of SAARC region should emphasis on various environmental regulation policies to control emissions. Keywords: SAARC, Panel Var, CO2 Emissions and Economic Growth
Jel Codes: C23, Q56, Q53
Measures of Macroeconomic Uncertainty for the European Central Bank’s Survey of Professional Forecasters Víctor López-Pérez, Universidad Politécnica de Cartagena, SP
victor.lopez@upct.es Abstract
The measures of uncertainty used in the literature on surveys of professional forecasters do not take into account that the panel of respondents varies between survey rounds. Therefore, they compound true changes in uncertainty with artificial changes due to the variations in the panel of respondents to the survey. Using the data from the European Central Bank’s Survey of Professional Forecasters and an aggregate measure of uncertainty based on subsets of forecasters that replied to two consecutive survey rounds, this paper finds significant increases in macroeconomic uncertainty in the euro area from 2008 to mid-2009 followed by significant declines. Keywords: Uncertanity, Survey of Professional Forecasters
Jel Codes: D84, E66 Is There A Correlation Between The Size Of Public Spending And Unemployment?
Evidence from the OECD Countries Murat Pütün, University of Cukurova, TR
mputun@cu.edu.tr Abstract
The Abrams curve approach points to the presence of relationship between the size of public expenditure and unemployment. The objective of this study is to examine empirically the relationship between goverment size and unemployment in the OECD countries over the period of 1980-2014. Fort this purpose, the time series techniques are utilized and empirical results indicate that Abrahams curves relation is present for some of the countries from the selected sample countries.
The existence of evidence on positive correlation between the size of public spending and unemployment will definitely produce policy implications in this regard; encouraging the policy makers to opt for disciplinary fical policy measures. Monetary and fiscal policy discipline; and convergence among the members has become primary concern for European Union from the very start. To this end; Treaty on European Union signed in Maastricht in 1992, laid down the conditions for the members for the qualification in Economic and Monetary Union Project. The Stability and Growth Pact (1996) further declared that the fiscal norms that were imposed as Convergence Criteria would become permanent fiscal rules for the EU members in the Euro area. Fiscal rule had been viewed as an indispensable element for economic stability within the econom ies of EU. However; The ongoing Euro-wide crisis and concerns call for more effective remedial solutions in this respect. Keywords: Abram Curve, Government Size, Unemployment
Jel Codes: E24, C23, H10 The Analysis of Relationship between Turkey and Italy Foreign Trade within Intra-Industry Trade Theory Scope Sinem Yapar Saçık, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
sinemyapar@hotmail.com Ebubekir Karaçayır, Hacettepe Univesity TR
ebuturkey@gmail.com Abstract
The factor endowment theory, which was proposed to remedy the deficiencies of the theory of comparative advantages that is accepted as the base of international trade theories, had started to be inadequate in explaining the causes in the international trade. Therefore, new theories for international trade were proposed since 1960s, and one of those theories – the intra-industry trade theory made significant impacts. The intra-industry trade is imports and exports of the goodswithin the same industry between countries. Owing to this prospect, the intra-industry trade is a way of trade that is not based upon comparative advantages, i.e. a way of trade that takes place between countries with similar factor endowments. On the other hand, the inter-industry trade is determined as per the comparative advantages of countries and the goods imported and exported by these countries change in terms of the industries.
The aim of this study is to show if the intra-industry trade between Turkey and European Union exists between Turkey and Italy in specific, or not. Italy-Turkey foreign trade data for the period between 1990 and 2014 will be analyzed and it will be measured using Grubel-Lloyd index if the trade between the two countries is inter-*industry or intra-industry. The result to be obtained will enable devising a policy suggestion in regards to the future pathway of the foreign trade between the two countries. Keywords: Foreign Trade, Intra-Industry trade, inter- industry trade
Jel Codes: F13, F14, F19 İtalya – Türkiye Dış Ticaret İlişkisinin Endüstri-İçi Ti̇caret Teorisi Açısından Analizi Öz
Uluslararası ticaret teorilerinin temeli olarak kabul edilen karşılaştırmalı üstünlükler teorisinin eksikliklerini gidermek amacıyla ortaya atılan faktör donatımı teorisi, zamanla uluslararası ticaretin nedenlerini açıklama konusunda yetersiz kalmıştır. Bu nedenle 1960’lı yıllardan itibaren uluslararası ticaretin nedenleri ile ilgili olarak yeni teoriler ortaya konulmuş ve bu teorilerden biri olan endüstri-içi ticaret teorisi önemli etkiler yaratmıştır. Endüstri-içi ticaret, ülkeler arasında aynı endüstri içerisindeki malların hem ithal hem de ihraç edilmesidir. Bu özelliğiyle endüstri-içi ticaret, karşılaştırmalı üstünlüklere dayanmayan, başka bir ifade ile benzer faktör donanımına sahip ülkeler arasında gerçekleşen bir dış ticaret şeklidir. Endüstriler-arası ticaret ise ülkelerin karşılaştırmalı üstünlüklerine göre belirlenir ve ülkelerin birbirlerine ithal ve ihraç ettikleri mallar, yer aldıkları endüstri açısından farklılaşır.
Bu çalışmanın amacı Türkiye-Avrupa Birliği arasında var olan endüstri-içi ticaretin Türkiye-İtalya özelinde var olup olmadığını Gümrük Birliği’ni dikkate alarak ortaya koymaktır. Çalışmada 1990-2014 dönemine ilişkin İtalya-Türkiye dış ticaret verileri ele alınacak ve iki ülke arasındaki ticaretin endüstriler-arası mı ya da endüstriler-içi mi olduğu Grubel-Lloyd endeksi kullanılarak ölçülecektir. Elde edilen sonuç iki ülke dış ticaretinin izleyeceği yol konusunda bir politika önerisi geliştirilmesini sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Dış Ticaret, Endüstri- İçi Ticaret, Endüstriler Arası Ticaret
Jel Kodları: F13, F14, F19 Women's Labour in Turkey: A Comparison with Selected OECD Countries Sinem Yapar Saçık, Karamanoğlu Mehmetbey University, TR
sinemyapar@hotmail.com
Ebubekir Karaçayır, Hacettepe Univesity TR
ebuturkey@gmail.com Abstract
Gender inequality that exists in every area of a society is experienced at an intense level in employment area in Turkey. This inequality, though has been decreasing, goes on in every aspect of employment such as female labor force participation rate, unemployment rate, underemployment rate, informal employment, salaries etc., and slows down the process of enhancement of women’s position in the society. Evaluating Turkey with regards to the United Nations Millennium Development Goals 2015, it is clearly observed that no significant progress could be achieved in reduction of social gender inequality.
One of the important goals in the development process in the world is to enhance welfare in countries by increasing woman employment. As a consequence of expansion in services sectors in the last two decades, female labor force participation has approached to but it is still lower than that of maleslabor force. Presenting the current situation of female labor force under the light of comparative data from different countries will be useful for determination of issues that prevent women employment from increasing or factors that help to increase it. Female labor in Turkey and in selected OECD countries will be assessed comparatively under the scope of scales such as age, education level, urban and rural. Keywords: Social Gender Inequality, Women Labour, Employment
Jel Codes: J16, J21, J70 The Relation between Middle Income Trap and Cvapuital Stock: An Application on East and Southeast Asia Countries Tuba Şahinoğlu, Atatürk University, TR
tsahinoglu@atauni.edu.tr
Emine Demet Ekinci, Atatürk University, TR
edekinci@atauni.edu.tr Abstract
Middle income trap, one of the popular concept recently, refers to the country that do not reach the high income country group status due to the sudden growth slowdown or prolonged stagnation after reaching the middle-income country status. To catch up middle income trap, it is important that countries are able to increase diversification in the industry and service sectors with structural change after reaching a certain point about the level of income.
In the literature, policies, offered to avoid the middle income trap, include some factors such increasing human and physical capital stock and the weight of exports on high-tech industry.
To discuss the relationship between the middle-income trap and capital power, the aim of this study is to determine the role of the three types of capital stock, physical, human and social, on catching up the middle income trap. The scope of the study consists of East and Southeast Asian countries. In the study covering for 2005-2014, it is used Panel Data Analysis. Dependent variable of the study is growth rate of per capita GNP. Independent variables are gross capital formation, secondary school enrollment and value index Keywords: Middle Income Trap, Panel Data Analysis, East and Southeast Asia Countries
Jel Codes: O12, C23, O53 Orta Gelir Tuzağı ve Sermaye İlişkisi: Doğu Ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Üzerine Bir Uygulama Öz
Son dönemin popüler kavramlarından biri olan orta gelir tuzağı; orta gelirli ülke statüsüne kavuşmasına karşın, sonrasında yaşadığı ani büyüme yavaşlaması ya da uzun süreli durgunluk nedeniyle yüksek gelirli ülke konumuna ulaşamayan ülkeleri ifade etmektedir. Orta gelir tuzağından kurtulmak için ülkelerin gelir düzeyi belirli bir noktaya ulaştıktan sonra ekonominin yapısal dönüşümünü sağlayarak endüstri ve hizmet sektöründe çeşitlenmeye gidebilmesi önem arz etmektedir.
Literatürde orta gelir tuzağından kaçınmaya yönelik sunulan politikalar; beşeri sermayenin, sermaye stokunun ve yüksek teknoloji ürünlerinin sanayi ihracatı içindeki ağırlığının artırılması gibi unsurları içermektedir.
Çalışmanın amacı orta gelir tuzağı ve sermaye arasındaki ilişkiyi ele alarak sermayenin üç türü olan fiziki, beşeri ve sosyal sermaye stokunun orta gelir tuzağından kurtulmada ülkeler için önemini tespit etmektir. Çalışmanın kapsamını Doğu ve Güneydoğu Asya ülkeleri oluşturmaktadır. 2005-2014 yıllarını kapsayan çalışmada Panel Veri Analizi kullanılmaktadır. Çalışmanın bağımlı değişkeni kişi başına GSMH’deki artış oranıdır. Bağımsız değişkenler ise brüt sermaye oluşumu, ortaöğretim kayıt düzeyi ve güven endeksidir. Anahtar Kelimeler: Orta Gelir Tuzağı, Panel Data Analizi, Doğuve Güney Doğu Asya Ülkeleri
Jel Kodları: O12, C23, O53 An Emprical Study on Turkish Immigration Berna Şafak Zülfikar Savcı, Çankırı Karatekin University, TR
bernazulfikar@gmail.com
Hulya Ünlü, Çankırı Karatekin University, TR
hunlu@karatekin.edu.tr Abstract
There are more immigrants in the world than ever before. According to UN data, the total number of immigrants worldwide in 2013 is 3,2% of the world population with 232 million people. The number of immigrants in 1960 was 92 million, the size of the immigrant population raised to 154 million in 1990 and 175 million in 2000. If the same pace continues, the stock of immigrants will be 405 million by 2050. The increase at the migration stock in time leads to study different aspects of migration. Although migration is a dynamic and multi-dimensional issue and studied by different fields of social sciences such as sociology, economics, demography and political science, the studies of migration have generally focused on theoretical debate and policy suggestions. Patterns of migration, determinants of migration and characteristics of migrants are generally omitted in conducted migration studies. The aim of our study is analyzing of determinants of Turkish migration to OECD countries. The determinants of the migration are evaluated on the basis of the past experiences by gravity model. Our study covers the years between 1960 and 2010. It is known that the determinants of the immigration are analyzed under two main factors that are known as pushing and pulling factor. These factors have included geographical condition, economic, demographic, cultural, historical structures. Appropriate variables which are related to these factors are analyzed in our study in order to provide a macro-level perspective of migration study. Keywords: Migration, Pull and Push Factors, Gravity
Jel Codes: F22, O15, C23 Türkiye Doğumlu Göçmenlerin Göç Hareketi Üzerine Ampirik Bir Çalışma Öz
Dünya’da daha önce olduğundan daha fazla sayıda göçmen yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler (UN) verilerine göre 2013 yılında dünya nüfusunun %3,2’sini oluşturan 232 milyon kişi bulundukları ülkelerde göçmen olarak yaşamaktadırlar. Bu göçmen sayısı 1960 yılında 92 milyon kişi iken 1990 yılında 154 milyon kişiye ulaşmış ve 2010 yılında ise 175 milyon kişi olmuştur. Projeksiyonlara göre göç etme eğilimi aynı ivme ile değişecek olursa 2050 yılında göçmen sayısı 405 milyon kişiye ulaşacaktır. Zaman içerisinde göçmen stokunda meydana gelen bu artış göç olgusunun farklı boyutlarının çalışılmasına neden olmuştur. Göç olgusunun dinamik ve çok-boyutlu bir yapıda olması nedeniyle göç sosyal bilimlerin; iktisat, demografi, sosyoloji, siyaset bilimi gibi birçok alanı tarafından değerlendirilmiştir. Göç olgusu birçok farklı sosyal bilim alanı tarafından çalışılmış olmasına karşın göç literatürü incelendiğinde gerçekleştirilen çalışmaların genellikle teorik tartışmalara ve politika önerilerine odaklandığı, göç belirleyicileri, göç örüntüleri ve göçmenlerin karakteristiklerine ilişkin değerlendirmelerin ve modellemelerin göz ardı edildiği görülür. Gerçekleştirdiğimiz çalışmada, Türkiye’den OECD ülkelerine verilen dış göçün temel belirleyicilerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Geçmiş dönem göç deneyimlerinden yola çıkarak ortaya konulan belirleyiciler çekim modeli (gravity modeling) ile analiz edilmiş ve 1960-2010 arasındaki on yıllık zaman periyotları dikkate alınmıştır. Bilindiği üzere göç hareketi itme ve çekme faktörlerine göre belirlenir. Bu faktörler coğrafik, iktisadi, demografik, kültürel veya tarihsel yapıları içeren faktörlerdir. Çalışma kapsamında bütüncül ve makro-düzeyde bir analiz elde edebilmek amacıyla Türkiye’nin 1960 yılı itibari ile göç hareketi incelenmiş ve bu hareketliliği açıklayan uygun faktörler tercih edilerek göç deneyimi açıklanmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Göç, İtme-Çekme Modeli, Çekim Modeli
Jel Kodları: F22, O15, C23 Shock Mitigating of Flexible Exchange Rate System in the Global Financial Crisis Effect:
A Comparative Analysis Ersan Sever, Aksaray University, TR
ersansever@aksaray.edu.tr Volkan Han, Aksaray University, TR
volkanhan38@gmail.com Abstract
Especially since the 1990s, many developed and developing economies has made the transition to a flexible exchange rate system. One of the most important features of a floating exchange rate system is that it gives more flexibility to monetary policy in the face of external shocks. Fixed exchange rate system, the country's economy leaves outside induced inflation and deflation, such as vulnerable economically unstable. However, foreign inflation and the business cycle is formed by the impact of changes in the floating exchange rate system provides a higher protection against events such as fluctuation. Thus, applying the theoretical floating exchange rate system in the face of an economy can be said to have become more resistant to external shocks.
In conclusion, this study has adopted the global economic crisis in 2008, the flexible exchange rate system (developed and developing countries, starting from the example) can be said to be more resistant to economic shocks of the country. To see the shock-absorbing property of the flexible exchange rate system will be explained using the various econometric analysis of the selected country examples. Keywords: The Global Financial Crisis, Exchange Rate System, Economic Shock
Jel Codes: G01, E52, E51 Küresel Finans Krizi Sürecinde Esnek Kur Sisteminin Şokları Azaltıcı Etkisi: Mukayeseli Bir Analiz Öz
Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin pek çoğu Esnek Döviz Kuru sistemine geçiş yapmıştır. Dalgalı Döviz kuru Sisteminin en önemli özelliklerinden birisi dış şoklar karşısında parasal politikalara esneklik kazandırmış olmasıdır. Sabit kur sistemi, ülke ekonomisini dışardan kaynaklı enflasyon ve deflasyon gibi ekonomik istikrarsızlarda korumasız bırakır. Ancak dalgalı kur sistemi kurlardaki değişmelerin etkisiyle oluşan yabancı enflasyon ve konjonktür dalgalanması gibi olaylara karşı daha yüksek bir koruma sağlar. Buradan hareketle, teorik olarak dalgalı kur sistemi uygulayan bir ekonominin dış şoklar karşısında daha dirençli hale geldiği söylenebilir.
Sonuç olarak bu çalışmada 2008 küresel ekonomik kriz sürecinde esnek kur sistemini benimsemiş olan (gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler örneğinden yola çıkarak) ülkelerin ekonomik şoklara karşı daha dirençli olacağını söyleyebiliriz. Esnek kur sisteminin şokları emici özelliğini görebilmek için seçilen ülke örneklerine çeşitli ekonometrik analizler yapılarak açıklanmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Global finansal Kriz, Döviz Kuru Sistemi, Ekonomik Şok
Jel Kodları: G01, E52, E51 Analysis of Relationships between Firm Performance and Open Innovation Strategies, and Levels in Turkish Food and Beverage Industry Ümit K Seyfettinoğlu, Akdeniz University, TR
umitk@akdeniz.edu.tr Abstract
The main purpose of this study is to reveal the relationships between open innovation strategies, application levels and innovative and economic performance of food industry firms. The literature suggests that open innovation that may arise at various levels of production process such as idea generation, development and commercialization might be influenced by the stakeholders that the firm is in collaboration with and might significantly affect productivity of the firm which is measured with innovative and economic performance. From the above perspective the study is based on tests of various hypotheses related to effects of open innovation strategies and levels. Data set used in the econometric analyses is obtained through the field survey carried out on 146 firms in food industry. One of the main empirical findings suggests that firms’ open innovation strategy is not the sole determinning factor on open innovation level. Another finding is that open innovation that arises during idea generation has positive impact on innovative performance of the firm. Keywords: Inbound Open Innovation, Outbound Open Innovation, Food and Beverage, Firm Performance.
Jel Codes: O31, L66, L25. Türk Gıda ve İçecek Sanayinde Firma Performansı ile Açık İnovasyon Stratejileri ve Düzeyi Arasındaki İlişkilerin Analizi Öz
Bu çalışma, gıda sanayinde faaliyet gösteren firmaların uyguladıkları açık inovasyon stratejileri (giren açık inovasyon ve çıkan açık inovasyon) ve düzeyi ile inovatif ve ekonomik performansları arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. İlgili literatür, üretim sürecinde fikir üretme, geliştirme ve ticarileştirme gibi açık inovasyon düzeylerinin, firmanın işbirliği içerisinde olduğu paydaşlarından etkilendiğini ve firmanın yenilikçi ve ekonomik performansıyla ölçülen verimi üzerinde önemli etkiler yaratabileceğini ortaya koymuştur. Buradan hareketle çalışma, açık inovasyon stratejilerinin ve uygulanma düzeylerinin etkilerine dair hipotezler üzerine oturtulmuştur. Ekonometrik analizlerde kullanılan veri seti 146 gıda sanayi firmasını kapsayan saha çalışmasından elde edilmiştir. Çalışmanın temel bulgularından bir tanesi firmaların açık inovasyon stratejilerinin açık inovasyon uygulanma düzeyi üzerinde mutlak belirleyici olmadığıdır. Diğer bir bulgu ise fikir geliştirme düzeyinde gerçekleşen açık inovasyonun firmanın inovatif performansını olumlu etkilediği yönündedir. Anahtar Kelimeler: Giren Açık İnovasyon, Çıkan Açık İnovasyon, Firma Performansı, Türk Gıda ve İçecek Sanayi
Jel Kodları: O31, L66, L25 P-Star Approach to Modelling and Forecasting Inflation: Some Empirical Evidence from Turkey İlyas Şıklar, Anadolu University, TR Hasan İslatince, Anadolu University, TR
hislatin@anadolu.edu.tr Abstract
P* inflation model based on conventional equation of exchange is examined in this study. The developed model was forecasted through using monthly data obtained from Turkey implementation over the period from January 2002 to December 2014 and results supporting P* inflation model were obtained in general. The forecasted model was largely conformed with data used for various lag structures, ranging from 1 month to 24 months, while simulation results showed that P* inflation model can be used with early warning purpose. It can be pointed out that the developed P* model produces more reliable results for the explanation of short-run inflationary dynamics. It also shows us that structural factors should be taken into account for long-run analysis in order to make more realistic forecasts of inflation in Turkey Keywords: P-Star Model, Inflation Determination, Monetary Policy
Jel Codes: E31, E51, E52 Enflasyon Tahmininde ve Modellemesinde P* Yaklaşimi: Türkiye İçin Amprik Veriler Öz
Bu çalışmada, temeli geleneksel değişim denklemine dayanan P* enflasyon modeli incelenmektedir. Geliştirilen model Türkiye uygulamasından 2002:Ocak-2014:Aralık dönemi için elde edilen aylık veriler kullanılarak tahmin edilmiş ve genellikle P* enflasyon modelini destekleyici yönde sonuçlar elde edilmiştir. Tahmin edilen model 1 aydan 24 aya kadar değişen çeşitli gecikme yapıları için kullanılan veriye büyük ölçüde uygun düşerken, gerçekleştirilen simülasyon sonuçları P* enflasyon modelinin erken uyarı amacı ile kullanılabileceğini göstermiştir. Geliştirilen P* modeli, kısa dönemli enflasyon dinamiklerini açıklamada daha güvenilir sonuçlar vermektedir. Aynı zamanda model bize, Türkiye’de enflasyonun uzun dönemli daha gerçekçi tahmininin yapılabilmesi için, yapısal faktörlerin dikkate alınması gerektiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: P-star Model, Enflasyonun Belirleyicileri, Para Politikası
Jel Kodları: E31, E51, E52 Unders Tanding Business Cycles Synchronization between Turkish and Italian Economies Türker Şimşek, Gaziosmanpaşa University, TR
sturkers@gmail.com Ahmet Güven, Gaziosmanpaşa University, TR
ahmetguvenn@gmail.com
Atila Karkacier, Gaziosmanpaşa University, TR
atila.karkacier@gop.edu.tr
Emre Aslan, Gaziosmanpaşa University, TR
emreaslan@gmail.com Abstract
In this paper, we aim to identify the affecting factors about business cycles synchronization between Turkey and Italy. Firstly, we give the theoretical and empirical literature. Countries face with crises and recessions due to output volatility in the economy. To deal with crises and recessions we have to analyze the dynamic structure of economic output fluctuations.
The relationship between business cycles fluctuations and economic variables must be analyzed with sophisticated econometric methods. Identifying the factors affecting business cycles syncronization is important for determining the prudential policies. To analyze the business cycles synchronization between Turkey and Italy we used Panel Generalized Methods of Moments via E-views.
The determinants of business cycles syncronizations provide the effective economic policies in Turkey and Italy. Effective economic policies increase trade volume between Turkey and Italy. If business cycle syncronization is identified well, policy makers would have an advantage of interventions on economy. After the analyzed, we conclude that there is a business cycles syncronization between Turkey and Italy. Keywords: Cyclical harmony, Panel GMM, Turkey Italy
Jel Codes: B22, F44, F47 Türkiye ve İtalya Ekonomileri Arasındaki Konjonktürel Uyumu Anlamak Öz
Çalışmada Türkiye ve İtalya arasındaki konjonktürel uyumu belirleyen faktörleri tespit etmek amaçlanmaktadır. İlk olarak teorik ve ampirik literatüre yer verildi. Ülkeler ekonomilerindeki üretim(çıktı) oynaklığından dolayı kriz ve resesyon ile karşı karşıya kalırlar. Kriz ve resesyonlarla başa çıkabilmek için ekonomideki üretim dalgalanmalarının dinamik yapısının analiz edilmesi gerekir.
Konjonktürel dalgalanmalar ve ekonomik değişkenler arasındaki ilişki uygun ekonometrik metodlarla analiz edilmesi gerekir. İhtiyati politikaların belirlenmesinde konjonktürel uyumu etkileyen faktörlerin tespit edilmesi önem arzetmektedir. Türkiye ve İtalya arasındaki konjonktürel uyumu analiz etmek için Eviews ekonometrik paket programı aracılığıyla Panel Genelleştirilmiş Momentler Metodu uygulanmıştır.
Konjonktürel uyumun belirleyicileri Türkiye ve İtalya’da etkin iktisadi politikaların uygulanmasını sağlar. Etkili iktisadi politikalar Türkiye ve İtalya arasındaki ticaret hacmini arttırır. Konjonktürel uyumun iyi tahlil edilip belirlenmesi, politika karar vericilerinin ekonomiye müdahalelerinde avantaj sağlar. Yapılan ekonometrik analiz sonucunda Türkiye ve İtalya arasında konjonktürel uyumun olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Konjonktürel Uyum, Panel GMM, Türkiye İtalya
Jel Kodları: B22, F44, F47 Economic Struggling of Italy during Global Economic Crisis of 2008: Analysis of Italian Economy in 2000s. İsmail Şiriner, Kocaeli University, TR
siriner@kocaeli.edu.tr Doğukan Salih Kutlutürk, Kocaeli University, TR
dogukan_k@hotmail.com Abstract
In the 2000-2015 years, Italy is experiencing excessive macroeconomic imbalances which are low growth rate,high public depth and weak external competitiveness. High public debt puts a heavy burden on the economy, in particular in the context of chronically weak growth and subdued inflation. Between 1999 and 2007, Italy's annual real GDP growth significantly lower than the euro-area average.The crisis exacerbated Italy's growth gap. Italy's output loss during the crisis – driven by a strong decline in investment – has exceeded that of most of its euro-area peers.Between 2007 and 2014, Italy's real GDP contracted compared to a bigger fall of for the euro area as a whole.Before global crisis theh inflation rate continues in subdued rates.After global crisis which Italy heavily affected so the inflation rates had greatly increased.But today in continues in subdued again. Italy's general government debt-to-GDP ratio has increased continously after 2000’s especially after crisis.
This study is focuses the economic condition of Italy between the years 2000-2015. During the study, Italian macroeconomic variables in these years will be analysed and compared with other countries in the euro region. After this, we will focus on the basic emerging problems caused by these macro-economic variables. And finally, the paper will focus on finding policy and methods on resolving the emerging problems in Italy and remarks will be done on recent economic situation of Italy.
The study concludes with a discussion that although Italy is the highest public debt and the lowest growth rate among the countries in the euro zone since 2000,in this situation we focused the answer this question; “how the 2008 global financial crisis has affected Italy as compared to other countries in Eurozone” .When we looked at the economic growth rate graphs of Italy shows that, with the 2008 global financial economic crisis, the economic growth rate of economic variables of Italy sharply decreases and the problem is in a higher level as compared to other countries in the Eurozone. Therefore economic sectors like financial and banking is much affected because of global financial crisis in Italy.
Turkey and Russia: From Competition to Cooperation Ismail Şiriner, Kocaeli University, TR
sirineri@gmail.com Keremet Shaiymbetova, Kocaeli University, TR Abstract
The purpose of this article is to examine the increasing role of Turkey in economic policy of Russia for the last decade through historical background, conceptualising it within economic, political and geopolitical development. Turkish-Russian relationship started more than five centuries ago, where both were at the odds to gain leadership, spread their influences in the Caucas, the Middle East, the Balkans. However the data of last decade shows that there is an intensified economic cooperation and trade volume increase between these countries. These article discusses the pros and cons of such cooperation especially due to recent crisis in Ukraine and analyzes possible future scenarios. Keywords: Economic policy, Turkish-Russian relationship, crisis in Ukraine, economic cooperation
Jel Codes: F02, F15, F51, F60, E58 Intrapreneurship within Business: A Research on Textile Operations in Adana Alev Sokmen, Başkent University, TR
alev@baskent.edu.tr Alptekin Sokmen, Gazi University, TR
asokmen@gazi.edu.tr Emre Burak Ekmekcioğlu, Gazi University, TR
burak.ekmekcioglu@gmail.com Abstract
Entrepreneurship is one of the critical behaviors in terms of business in highly competitive and constantly changing markets. Because of that reason, it is important to determine entrepreneurial attitude orientations of managers in organizations. In light of the aforementioned information, Entrepreneurial attitude orientation scale is used for textile operations in Adana. Accordingly, the current research was carried out for 302 mid-level and top level managers in Adana. The medium and top level managers of first 12 industrial businesses from members of the Adana Chamber of Industry (according to turnover) were included sample group of this study. The results of the exploratory factor analysis indicate innovation, self-esteem, achievement and self-control as four sub dimensions of 21 items. In order to test the convenience of the data, factor analysis was performed. The reliability and validity of the survey instrument was assessed. Frequency tests and regression analysis were employed in order to evaluate the relationships between managers’ demographic characteristics and survey dimensions. It was found that the managers’ general entrepreneurship mean were high and self-esteem sub-dimension of entrepreneurial attitude was higher than other sub-dimensions according to the results of analysis. The results also demonstrated several significant differences among some demographic attributes of textile managers in Adana. Keywords: Entrepreneurship, Entrepreneurial attitude orientation scale, Adana
Jel Codes: M12, M16, M19 İç Girişimcilik: Adana’daki Tekstil İşletme Yöneticileri Üzerine Bir Araştırma Öz
Yoğun rekabet ve sürekli değişim içindeki pazarlarda, işletmeler açısından kritik öneme sahip davranışların başında girişimcilik gelmektedir. Bu kapsamda gerçekleştirilen çalışma ile işletmelerin orta ve üst kademelerinde görev yapan yöneticilerin, girişimcilik davranış yönelimlerinin ve bu yönelimlerin kimi demografik faktörler açısından farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda Adana Ticaret Odasına kayıtlı 12 tekstil işletmesinde (ATO iş hacmi sıralamasına göre) görev yapan 302 orta ve üst kademe yöneticiye yönelik araştırma gerçekleştirilmiştir. Örneklem grubundan verilerin toplanmasında, anket formu kullanılmıştır. Anket formunun hazırlanmasında 21 ifadeden oluşan “Girişimci Davranış Yönelim Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçekteki 21 ifade, girişimcilik davranışını yenilikçilik, özgüven, kendini kontrol ve başarı isteği alt boyutlarında ölçmektedir. İfadelerin örneklem grubuna uygunluğunu test etmek için faktör analizi yapılmıştır. Verilerin analizinde aritmetik ortalama hesaplamaları ve regresyon analizi kullanılmıştır. Analiz sonucunda yöneticilerin genel girişimcilik ortalaması yüksek bulunurken, alt boyutlardan özgüven boyutunun diğer boyutlara oranla daha yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Girişimci davranış yönelimi alt boyutları kapsamında, demografik faktörler açısından da anlamlı farklılıkların olduğu da tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Girişimci Davranış Yönelim Ölçeği, Adana
Jel Kodları: M12, M16, M19 Analyzing and Comparing Websites of Turkish and English Football Clubs Which Are List on Stock Exchanges in Investor Relations Contex Fatih Temizel, Anadolu University, TR
ftemizel@anadolu.edu.tr Ulvi Çoban, Anadolu University, TR
ulvicoban@gmail.com Abstract
The football industry continues to grow rapidly every year. In recent years Turkish football great progress in various activities to keep pace with this growth. Today, football has reached 4 billion audiences. The football clubs in Turkey have become organizations with high budgets. Both the world and in our country are experiencing difficulties in managing the clubs as associations therefore many of them turned into incorporations. Competion in football market is intense that clubs try to increase number of fans, jersey sales, the average spectators, stadium investments, advertising, broadcasting etc. Besides big clubs ente into funding search in order to meet the high costs and liabilities. For this reason clubs make public offerings in both national and international markets. It has begun with English clubs and spread all over the world. Since 1980s according to developments about financial liberalization, globalization and information technology importance of informing stakeholders of the company increased. Until 1990, investor relations management was taken as business communication and developed rapidly. Beside this improvements in international financial markets helped investor relations to become a profession.
In this study, it is aimed to improve the management of investor relations of football clubs and make contribition to clubs’ pricing in Istanbul Exchangel. For this reason, it will be given information about websites of football clubs’ corperations that listed on Istanbul Stock Exchange and London Stock Exchange and the space that is used for information relationship in those websites. When examining the websites of these companies, score cards, financial result explanation forms and website evaluation forms which are prepared by the audit, tax and advisory firm KPMG wil be used. Keywords: Investor Relations, Turkish Football Clubs, Public Offer
Jel Codes: G11, G14, M30 Halka Arz Edilmiş Türk Futbol Kulüpleri Web Sitelerinin İngiltere’deki Rakipleriyle Yatırımcı İlişkileri Açısından Analizi Öz
Futbol endüstrisi her geçen yıl hızla büyümeye devam etmektedir. Günümüzde dünya futbolu 4 milyarlık seyirci kitlesine ulaşmıştır. Bu büyümeye ayak uydurmaya çalışan Türk futbolu son yıllarda yürütmüş olduğu değişik faaliyetlerle büyük gelişme göstermiştir. Türkiye'de futbol kulüpleri yüksek bütçelere sahip örgütlere dönüşmeye başlamışlardır. Gerek dünyada gerek ülkemizde dernek statüsünde yönetilme zorluğu yaşayan kulüpler şirketleşme yoluna gitmişlerdir. Rekabetçi piyasanın yoğun şekilde yaşandığı futbol piyasası taraftar sayısı, forma satışı, seyirci ortalaması, stadyum yatırımları, reklam, yayın gibi özünde kulübün sermayesini artırmaya yönelik faaliyetlerle birlikte yüksek maliyetleri karşılamak adına fon arayışına girmişlerdir. Bundan dolayı kulüpler hem ulusal hem de uluslararası piyasalardan sermaye toplama yoluna başvurmuşlardır. Bu başvurunun ilk örnekleri futbolun beşiği diye tabir edilen İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Devamında ise Avrupa ülkelerinde futbol kulüpleri hızlı bir şekilde şirketleşmeye ve halka arz edilmeye başlamışlardır. 1980'lerden itibaren finansal serbestleşme, küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişimle birlikte şirketlerin paydaşlarını bilgilendirme faaliyetlerinin önemi artmıştır. 1990'a kadar yatırımcı ilişkileri yönetiminin daha çok işletme iletişimi olarak ele alınıp, hızla geliştirildiği görülmektedir. Uluslararası finans piyasalarındaki hızlı gelişmeler de yatırımcı ilişkilerinin profesyonel boyutlara ulaşmasını sağlamıştır.
Bu çalışma ile futbol kulüplerinin yatırımcı ilişkileri yönetimini geliştirerek Borsa İstanbul'daki piyasa değerlerinin doğru fiyatlanmasına katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Bu sebeple Borsa İstanbul ve Londra Borsası'nda listelenen futbol kulüplerinin web siteleri ve web sitelerinde yatırımcı ilişkilerine ayırdıkları alanlar hakkında bilgi verilecektir. Söz konusu şirketlerin web siteleri incelenirken TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Derneği’nin, denetim, vergi ve danışmanlık firması KPMG tarafından hazırlanan skor kartlar, finansal sonuç açıklama ve internet sitesi değerlendirme formları kullanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Yatırımcı İlişkileri, Türk Futbol Kulüpleri, Halka Arz
Jel Kodları: G11, G14, M30 Commercializing Technological Inventions: The Theoretical Model of Impact of Technology Characteristics and Psychological Elements on Intention of Venture Creation and Technology Transfer in Developing Countries Huong Nguyen Thi, University of Leipzig, DE
nguyenthihuong.hut@gmail.com Utz Dornberger, University of Leipzig, DE
dornberger@uni-leipzig.de Abstract
The focus of the study is to understand the factors affecting the intentions of inventors to commercialize their inventions leading to new venture creation or technology transfer in developing countries. The overall aim of the study is to build a theoretical framework which relates the characteristics of technology, the experience and psychological elements to the intention of commercializing invention. In order to achieve the aim of the study, a literature review combined with observational research is employed. The theoretical basis of the study consists of Teece (1986)'s approach and Theory of Planned Behavior (TPB). The research framework takes into consideration particular features of Vietnam where a subsequent empirical study is proposed to conduct on a sample of inventors. A questionnaire survey will be designed based on the variables given. The results of the theoretical research reveal the anticipated findings on the interrelation between investigated factors and the commercialization process of inventions in developed countries. Keywords: Commercialization, entrepreneurial intentions, invention
Jel Codes: O31, O32, O53 The Past and Future of Developmental State in East Asia: Qua Vadimus? Murad Tiryakioğlu, Afyon Kocatepe University, TR
tiryakioglum@gmail.com K. Ali Akkemik, Kadir Has University, TR Abstract
The role of political institutions in the economic activities is one of the main topics of debate. Also, developmental state is in the focal point of debates on the political economy of economic development. Developmental state that has a role in most areas from economic planning to encourage of technological development, has always a role in retrospect. The role of the state in economic development is described more specifically by East Asian late-development experiences. Although developmental state might seem as superannuated concept, East-Asian governments has used again as redefined especially in the East-Asian Crisis and also transformation to knowledge-economy period. The rise of China provided optimism in the changing developmental state concept. East-Asian experiences, especially Japan and South Korea’s industrial policies, show that developmental state is key factor in the catching-up. ‘New’ developmental state is directing firms to increase the technological capabilities and compete in the global markets as a coordinator instead of giving financial incentives. In other words, developmental state evolves. As a result, study that is framed by these experiences and discussions, aims to evaluate developmental state’s role for first and second-generation late-developers, and query the future of developmental state. Keywords: Developmental State, East Asian Model
Jel Codes: O11, O43 A Discussion on the Role of Development Agencies in Sustainable Development Murad Tiryakioğlu, Afyon Kocatepe University, TR
tiryakioglum@gmail.com Özlem Tuna, Afyon Kocatepe University, TR Abstract
Corporate sustainability which is seen as an alternative to the traditional development and profit maximization model and is evaluated as a new and progressing administration paradigm pointing out the importance of development and profitability. It also emphasizes that enterprises should make an effort to realize social goals such as environmental protection, social justice, equality and economic growth which includes sustainable development. This study discusses the role and importance of development agencies in the provision of sustainable development which is a multi-dimensional term related to the economy, society, and environment. Within this scope, the issue of sustainable development was conceptually discussed based on the capacity that development agencies formed for local and regional development and the roles that they take on. The basic objective of the study was to discuss the importance given by development agencies as local and regional agents of development to their projects regarding sustainable development, the amount of funding that they allocate, and the existing and potential common effects. It is a fact that insufficiently conducted sustainability practices originate from the pressure that large-scale enterprises put on suppliers, and contract manufacturers and the necessity to obey legislative regulations. Accordingly, the study which aims to indicate the things to be done forms a basis for discussion to advise and warn both policymakers and producers. Keywords: Corporate Sustainability, Local and Regional Development, Development Agencies And Funding Mechanisms Jel Codes: Q01, Q28, Q56 Kalkınma Ajanslarının Sürdürülebilir Kalkınmadaki Rolü Üzerine Bir Tartışma Öz
Geleneksel büyüme ve kâr maksimizasyonu modeline alternatif olarak görülen, yeni ve gelişen bir yönetim paradigması olarak değerlendirilen kurumsal sürdürülebilirlik, büyüme ve kârlılığın önemine dikkat çekmekte ve işletmelerin aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ile ilgili çevre koruma, sosyal adalet, eşitlik ve ekonomik kalkınma gibi toplumsal hedeflerin gerçekleşmesi için uğraşması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu çalışma, ekonomi, toplum ve çevre ile ilişkili, çok boyutlu bir kavram olarak sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında kalkınma ajanslarının rolünü ve önemini tartışmaktadır. Bu kapsamda Türkiye'de kalkınma ajanslarının, yerel ve bölgesel kalkınma için oluşturdukları kapasite ve üstlendikleri rollerden hareketle sürdürülebilir kalkınma konusu kavramsal olarak ele alınmaktadır. Petrolün ve diğer fosil yakıtların hızla tükenmeye devam etmesi melez teknolojilerine dayalı bir sanayinin yapılanmasını beraberinde getirmektedir. Bu gelişmeler karşısında kalkınmanın yerel ve bölgesel aktörleri olarak kalkınma ajanslarının sürdürülebilir kalkınma projelerine verdiği önem, ayırdığı fon miktarı, mevcut ve potansiyel yaygın etkisinin tartışılması ile çalışma ana eksenine oturulmuş olmaktadır. Sanayi sektöründe yetersiz düzeyde yürütülen sürdürülebilirlik uygulamalarının, tedarikçisi veya fason üreticisi olunan büyük ölçekli işletmelerin baskısından ya da yasal düzenlemelere uyma zorunluluğundan kaynaklandığı gerçeğinden hareketle yapılması gerekenlere dikkat çekmeyi amaçlayan çalışma politika yapıcılar için de üretici kesim için de yol gösterici ve uyarıcı nitelikte bir tartışmaya zemin hazırlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Kurumsal sürdürülebilirlik, yerel ve bölgesel kalkınma, kalkınma ajansları ve fonlama mekanizmaları
Jel Kodları: Q01, Q28, Q56 Does City's Socio-Economic Development Level Plays Role In Shaping The European Union Perception? Findings from Eskişehir Özgür Tonus, Anadolu University, TR
otonus@anadolu.edu.tr Abstract
For more than ten years of accession negotiations to the European Union, it is important to monitor the public’s perception of the EU in Turkey. However, there is no existing study for monitoring the evolution of public opinion about the EU in Turkey. Furthermore, there is negligible research available aimed at the local and/or specific segments of Turkish public opinion. Eskişehir stands out in terms of socio-economic development compared to other cities in Turkey. In this study, it is assu med that this feature of the city plays an important role in shaping perceptions of public opinion about the EU positively. Data were collected by a survey from 1.106 participants over the age of 20 residing in Eskişehir through face to face interviews from June 2004 through September 2004. The findings support that Eskişehir differs from nationwide public opinion in terms of the EU perception. Keywords: Turkey- EU Relations, Public Opinion, Local Perceptions the EU
Jel Codes: F50, F53, Z13 Eskişehir'de Avrupa Birliği Algısı Öz
On yılı aşkın süredir üyelik müzakerelerini gerçekleştiren Türkiye’de kamuoyunun Avrupa Birliği algısını takip etmek önemlidir. Buna rağmen Türkiye’de düzenli olarak gerçekleştirilen Avrupa Birliği’ne yönelik kamuoyu araştırması bulunmamaktadır. Yerel düzeyde veya toplumun çeşitli kesimlerini esas alan çalışmalar ise yok denecek kadar azdır. Bu çalışmada sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyesinin Türkiye’nin diğer illerine göre yüksek olduğu Eskişehir’de kamuoyunun Avrupa Birliği ve Türkiye ile ilişkilerine yönelik bilgi, algı ve tutumlarında Türkiye geneline göre olumlu yönde farklılık olacağı varsayımından hareket edilmiştir. Haziran 2004- Eylül 2004 döneminde Eskişehir’de ikamet eden 20 yaş üzeri 1.106 katılımcıdan yüz yüze görüşme tekniği ile toplanan verilerden elde edilen bulgular Eskişehir kamuoyunda AB’ye bakışın Türkiye genelinden farklılığını desteklemektedir. Anahtar Kelimeler: Türkiye AB İlişkileri, Kamuoyu, Avrupa Birliği’ne yerel algı
Jel Kodları: F50, F53, Z13 The Relationship between FDI and Regional Economic Integrations: An Empirical Analysis of BSEC Countries Nadide Sevil Tülüce, Melikşah University, TR
mtuluce@meliksah.edu.tr Melike Dedeoğlu, Erciyes University, TR
mdedeoglu@erciyes.edu.tr Zeynep Yaprak, Melikşah University, TR
zyaprak@meliksah.edu.tr Abstract
The empirical literature presents that Regional Economic Integrations enhance the flows of Foreign Direct Investment (FDI). The majority of these findings consider some regions are more successful in attracting FDI than others. It is known that membership in regional economic integrations has an crucial effect in determining FDI . Actually, the interaction between regional economic integration and FDI has been recently examined in recent studies, which, completely, suggest that there is a positive impact of economic integration on FDI. (Blomström and Kokko, 1997; Dunning, 1997; Neary, 2002; Globerman, 2002; Levy Yeyati et al, 2003)
This study investigates the effect of regional regional economic integration on FDI in Organization Of Black Sea Economic Cooperation (BSEC*) countries not only with theoretical point of view but also with empirical evidence. The main characteristic of these countries is their physical proximity. The Black Sea Region has long been a very critical and important economic area; that is why some regional arrangements are brought to the agenda right after the end of Cold War. Besides this, Turkey is a founding member of integration.
The primary concern of this paper is to highlight BSEC’s roles in increasing countries’ attractiveness for FDI from members and non-members. Because one of the long term dynamic effects of regional economic integrations in member countries is to support foreign direct investment. The effect of regional economic integration on FDI was empirically analysed for 12 countries and the time period cover in this study is after the BSEC has been implemented. The model is estimated with panel data methods using a dummy variable for the regional economic integrations for the 1992-2013 period. This paper is concerned with the effect of membership to regional economic integrations together with other factors has increased FDI flows. Keywords: FDI, Economis Integration, Panel Data
Jel Codes: F15, F21, C23 Role of the Middle Class Exit from Crisis: Schumpeter's "Creative Destruction" Ersin Uğurkan, Kocaeli University, TR
eugurkan@gmail.com Abstract
The study explores the topic of middle class which occupies, middle class concept has been examined. Related sections of the middle class are analyzed and examined the causes of economic and social transformation in the make-up or not. In particular, OECD data were taken in the development of the middle class. In light of this data, in which the middle class as a numerical improvement in what country or enter the country in which it is stated within downsizing trend. So why are analyzed so that the middle class is important. But before dealt with the historical development of the middle class and class formation in the commercial city of ancient Rome were examined.In this contex, the industrial revolution-bourgeois concept and the ruling class of the capitalist system of production relations are emphasized. Understanding the importance of the middle class of political leaders is noted that policies developed in this direction. US sample is based. Especially in an era in the United States, the middle class, "the American Dream" of power in achieving observed, but how it is noted that in the near term departures. In addition, ın this study the growth of the middle class the world has been emphasized more. Reference to the demographic structure of the middle class in the world, market economy and democracy, especially from the growing middle class in the BRIC countries, the emphasis has been given to the effect of the positive effects on employment and consumption in the service sector increased from class revolution. Apart from this, the formation of the bourgeois middle class in Turkey and mentioning the Ottoman period, focused on the class decomposition. Besides, How the bourgeois elitism in Turkey were examined, indicating that the sociological dimension of economic organization formed through religious and ethnic identity. Finally, Schumpeter's "creative destruction" of the middle class entrepreneurs and energy conversion can also ability were examined. Keywords: Middle Class, Bourgeois, Creative Destruction
Jel Codes: B2, B25, B250 Krizlerden Çıkışta Orta Sınıfın Rolü: Schumpeter’in “Yaratıcı Yıkımı” Öz
Bu çalışmanın içeriğinde, orta sınıf kavramı incelenmiştir. Orta sınıfı oluşturan kesimlerle ilgili analiz yapılarak, ekonomik sosyal dönüşüm yapabilme ya da yapamamasının nedenlerine bakılmıştır. Özellikle orta sınıfın gelişiminde OECD verileri ölçü alınmıştır. Bu veriler ışığında, orta sınıfın rakamsal olarak hangi ülkelerde gelişme gösterdiği, hangi ülkelerde küçülme eğilimi içersine girdiği belirtilmiştir. Böylece neden orta sınıf bu kadar ön planda olduğunun analizi yapılmıştır. Fakat bundan önce orta sınıfın tarihsel gelişimi ele alınmış ve antik Roma’daki ticari kentlerdeki sınıf oluşumları irdelenmiştir. Sanayi devrimi-burjuva kavramı ve kapitalist üretim sisteminin egemen sınıf ilişkisi ile akılcılık-faydacılığı nasıl kullandığına cevap aramaya çalışılmıştır. Bu bağlamda siyasi liderlerin orta sınıfın önemini anlayarak bu yönde politikalar geliştirdiğine dikkat çekilmiştir. ABD örneğinden yola çıkılmıştır. Özellikle bir dönem ABD’de ki, orta sınıfın “Amerikan Rüyasını” gerçekleştirmedeki gücü gözlemlenmiş fakat yakın dönemde bundan nasıl uzaklaşıldığına dikkat çekilmiştir. Buna ek olarak dünyadaki orta sınıftaki büyüme vurgulanmıştır. Dünyadaki orta sınıfın demografik yapısına değinilerek, piyasa ekonomisi ve demokrasi ilişkisi özellikle BRIC ülkelerindeki orta sınıftaki büyümeden, sınıf devriminden artan hizmet sektörüne olumlu etkisi ve tüketimin istihdama olan etkisine vurgu yapılmıştır. Bunundan başka, Türkiye’deki orta sınıfın oluşumu ve Osmanlı dönemindeki burjuvadan bahsedilerek, havas-zedegan ayan ayırımı üstünde durulmuştur. Türkiye’deki burjuvanın nasıl elitleştiği, ekonomik örgütlerin dinsel ve etnik kimlikler üzerinden nasıl şekillendiği belirtilerek sosyolojik boyutu analiz edilmiştir. Son olarak, Schumpeter’in “Yaratıcı Yıkımı” girişimciler ve orta sınıfın enerjisi aynı zamanda dönüşüm yapabilme kabiliyeti irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Orta Sınıf, Burjuva, Yaratıcı Yıkım
Jel Kodları: B2, B25, B250 Empirical Analysis of the Relation between Human Capital and Economic Growth in Turkey Zübeyde Şentürk Ulucak, Erciyes University, TR
zsulucak@erciyes.edu.tr Semra Aksoylu, Erciyes University, TR
aksoylus@erciyes.edu.tr
Derviş Boztosun, Erciyes University, TR
dboztosun@erciyes.edu.tr Abstract
Human capital is a major input of the endogenous growth theories and growth of countries. So It’s singly enouhg to explain a large part of income differences between countries. In this study the long run relation between human capital and economic growth will be analyzed by using Maki (2012)cointegration test allowing unknown number of breaks for the period from 1961 to 2011 and will be determined long run effects of human capital on economic growth. Keywords: Human Capital, Economic Growth, Cointegration with Structural Breaks Jel Codes: C51, O110, O150 Türkiye’de Beşeri Sermaye ve Ekonomik Büyüme İlişkisinin Ampirik Analizi Öz
Beşeri sermaye ülkelerin ekonomik büyümesinin ve içsel büyüme modellerinin çok önemli bir girdisidir. Öyle ki ülkeler arasındaki gelir farklılıklarının büyük bir kısmını tek başına bile açıklama da yeterlidir. Dolayısıyla bu çalışmada Türkiye’de 1961-2011 yılları arasındaki ekonomik büyüme ve beşeri sermaye arasındaki uzun dönem ilişkisi yapısal kırılmaları dikkate alan Maki (2012) koentegrasyon testi ile analiz edilecek ve beşeri sermayenin ekonomik büyüme üzerindeki uzun dönem etkileri belirlenecektir. Anahtar Kelimeler: Beşeri Sermaye, Ekonomik Büyüme, Yapısal Kırılmalı Eşbütünleşme Jel Kodları: C51, O110, O150 Asymetric and Nonlinear Pass-Through Of International Commodity Prices To Internal Prices: Nardl Model Evidence For Turkey Utku Utkulu, Dokuz Eylül University, TR
utku.utkulu@deu.edu.tr Ramazan Ekinci, Dokuz Eylül University, TR Abstract
The aim of this paper is to measure asymetric and nonlinear pass-through of international commodity prices to internal prices in the Turkish case. For this purpose, monthly data set of various international commodity prices and internal prices (ie. producer price indices) fort he period 2000M01-2014M12 (180 observations) are utilized. The econometric estimation of the study is based on the recently developed NARDL Model. This Model offers a proper possibility to simultaneously test the short and long-run nonlinearity through positive and negative “Partial Sum Decompositions” of the international commodity prices to internal prices (ie. prodeucer price indices). The NARDL Model, in hand, also allows us to quantify the respective responses of the internal prices to positive and negative commodity price shocks from the “Asymetric Dynamic Multipliers”. Keywords: International commodity price shocks; NARDL Model; asymetric pass-through.
Jel Codes: C22; Q40; Q47 Uluslar Arasi Emtia Fiyatlarindan İç Fiyatlara Asimetrik Ve Doğrusal Olmayan Fiyat Geçişkenliği: Türkiye İçin Nardl Modeli Bulgulari Öz
Bu çalışmanın amacı uluslararası emtia piyasalarından kaynaklanan asimetrik ve doğrusal olmayan fiyat hareketlerinin iç fiyatlara geçişkenliğini Türkiye için ölçmektir. Bu amaçla 2000M01-2014M12 dönemine ait aylık bazda (180 gözlem) çeşitli uluslararası emtia fiyatları ve iç fiyatları temsilen üretici fiyat endeksleri ele alınmıştır. Çalışmanın ekonometrik tahminlemesinde yakın zamanda geliştirilen Doğrusal Olmayan Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif (NARDL) Modeli kullanılmıştır. Böylece uluslararası emtia fiyatlarının pozitif ve negatif “Kısmi Ayrıştırma Toplamları” kullanılarak kısa ve uzun dönem doğrusalsızlık ve asimetrik etkiler eşanlı olarak test edilmektedir. Öte yandan, pozitif ve negatif uluslararası emtia fiyat şoklarına karşı iç fiyatların verdiği kısmi tepkiler “Asimetrik Dinamik Hızlandıran” yaklaşımı kullanılarak ölçülmektedir. Anahtar Kelimeler: Uluslararası Emtia Fiyat Şokları; NARDL Modeli; Asimetrik Geçişkenlik.
Jel Kodları: C22; Q40; Q47 Tax Policy and Creation of Entrepreneurship Climate Mustafa Erkan Uyumez, Anadolu University, TR
meuyumez@anadolu.edu.tr Abstract
Entrepreneurship is influenced by many factors, appears in a complex process. However, one of the most important factors that influence the formation of this complex process are also tax policy. Tax is cost element for Entrepreneurs. It has an important role in determination of investment costs and profitability ratios. Entrepreneur, while the return on the investments to be made accounts, visible and invisible expenses and costs are taken into consideration. Tax obligations in establishment and production stages become determining in profit of entrepreneurs. Tax policies is important to increase the promotion of entrepreneurship and investment. Tax obligations, bureaucratic process, procedures and tax audit and tax penal system have significant effects on entrepreneurship in Turkey. The importance of these factors in gaining the international capital of the country's economy is undeniable. In terms of willingness to invest in entrepreneurs, tax liabilities may be attractive or aversive. The tax obligations, tax audit and tax penal system which increase costs can cause negativity on entrepreneurs. In this study, tax incentives tax audit and tax penal systems which are applied in Turkey will be discussed in the context of encouragement of entrepreneurship and increased of investment. Keywords: Entrepreneurship, Tax Policy, Tax Incentives
Jel Codes: K34, L26, E62 Vergi Politikası ve Girişimcilik İkliminin Oluşturulması Öz
Girişimcilik, çok sayıda faktörün etkilediği karmaşık bir süreçte ortaya çıkmaktadır. Ancak, bu karmaşık oluşum sürecini etkileyen önemli unsurlardan biri de vergi politikalarıdır. Girişimciler açısından vergi, bir maliyet unsurudur. Yatırım maliyetleri ve karlılık oranlarının belirlenmesi konularında önemli bir rolü vardır. Girişimci, yapacağı yatırımın getirisini hesap ederken, görünür ve görünmez gider ve maliyetleri göz önüne alır. Gerek kuruluş ve gerekse üretim aşamasındaki vergisel yükümlülükler, girişimcinin karı konusunda belirleyici olmaktadırlar. Girişimciliğin özendirilmesi ve yatırımların artırılmasında vergi politikaları önem arz etmektedir. Türkiye’de girişimcilik üzerindeki vergisel yükümlülükler, bürokratik süreç, prosedürler, vergi denetimi ve vergi ceza sisteminin girişimcilik üzerinde önemli etkileri vardır. Uluslararası sermayenin ülke ekonomisine kazandırılmasında da bu faktörlerin önemi yadsınamaz. Girişimcilerin yatırım yapma isteği açısından, vergisel yükümlülükler cazip veya caydırıcı olabilmektedir. Maliyet arttırıcı vergi yükümlülükleri, vergi denetimi ve vergi ceza sistemi girişimci üzerinde olumsuzluklar yaratabilmektedir. Bu çalışmada Türkiye’de uygulanan vergi teşviklerinin, vergi denetimlerinin ve vergi ceza sisteminin girişimcilik iklimine etkileri ele alınarak, önerilerde bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Veri Politikası, Vergi Esnekliliği
Jel Kodları: K34, L26, E62 The Impact of Development Agencies on Turkey Economy Saba Yağcı, İstanbul University, TR
Saba.yagci@gmail.com Halil Emre Deniş, Zirve University, TR
emredenis@gmail.com Abstract
The competition pressure, which increases as a result of rapid globalization after 1980's, shaked teh confidence on traditional development models and caused a need for new quests. Countries have developed the studies on local development models which initiate the economic dynamics belonging to the regions. In removing the inter - regional differences in terms of developmentemerged because of globalization and competition, Regional Development Agencies were started to be used as a political tool.
In this study, it was tried to the way to use the term "development" in economic discipline. A conceptual analysis has been made on the meanings of this terms throught the history. The differences regarding the ideas of economy schools on the term "development" were stated. Regional Development Agencies were also included as moern policy tools in development. The manner of founding Regional Development Agencies, their characteristic features and the fields of activities were also stated. Regional Development agencies ensures the development of a region via its own sources by featuring the socio - economic characteristics of a geographical region.
In the rest of our study, will be given in the Turkey’s economy. The purpose of this study is to demonstrate its contribution to the Turkey’s economy of development agencies. Keywords: Local Economic Development Approeach, Traditional Economic Development, Local Development Agencies, Turkey Economy
Jel Codes: A10, B22, H50 Kalkınma Ajanslarının Türkiye Ekonomisine Etkisi Öz
Ülkeler bölgelerin sahip oldukları iktisadi dinamikleri harekete geçirecek yerel kalkınma modelleri üzerinde çalışmalar geliştirmişlerdir. Küreselleşme ve rekabetin yol açtığı bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesinde Bölgesel Kalkınma Ajansları bir politika aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bu çalışmamızda öncelikle kalkınma kavramının iktisat disiplininde nasıl kullanıldığı anlatılmaya çalışılmıştır. Kavramın tarih buyunca hangi anlamlarda kullanıldığının kavramsal analizi yapılmaktadır. İktisat okullarının kalkınma kavramına olan bakışları arasındaki farklar ortaya konmuştur. Kalkınmada modern politika aracı olarak görülen Bölgesel Kalkınma Ajanslarına yer verilmiştir. Bölgesel Kalkınma Ajanslarının nasıl kurulduğu, karakteristik özellikleri, hangi alanda faaliyet gösterdikleri gibi konular üzerinde durulmuştur. Bölgesel Kalkınma Ajansları belli bir coğrafi bölgeye ait sosyo-ekonomik özellikleri ön plana çıkararak bölgenin kendi öz kaynakları ile kalkınmasını sağlamaktadır.
Çalışmamızın geri kalan kısmında Türkiye Ekonomisi ‘ne yer verilecektir. Bu çalışmanın amacı kalkınma ajanslarının Türkiye Ekonomisi ’ne katkısını göstermektir. Anahtar Kelimeler: Yerel Ekonomik Kalkınma Yaklaşımı, Geleneksel Ekonomik Kalkınma, Bölgesel Kalkınma Ajansları, Türkiye Ekonomisi
Jel Kodları: A10, B22, H50 Direct Tax Applications in Relationship between EU and Turkey Hakan Yazarkan, Ordu University, TR
hayazarkan@gmail.com Pınar Mezararaklı, Atatürk University, TR
parkali@atauni.edu.tr Abstract
EU is an economical coalition that adopts common tax politics in union without interfering the taxes which members collect depending on their sovereignty. On the other hand union doesn’t put tax systems of member states to harmonization but has a positive look on efforts convergence. The reason of this is, the difference between international tax ratio causes limiting even hindering the capital activities.
Turkey which made an application at 31st of July 1959 still can’t become member of EU. Nevertheless, Turkey does its best for adoption process to tax criteria, which is in 16th chapter, one of the 35 negotiation titles. Within improvement reports has been issued regularly since 1998, the annually situations of Turkey are stated. In this respect, the aim of the work is to examine the member state’s and Turkey’s works which are in membership period, in tax are with literature researches. For this purpose, it is taken advantages of Turkey’s and EU states’ tax system.
As a result member states, in direct tax and in indirect tax area, mostly indirect tax especially VAT, spend effort to harmonize. There is no harmonization in common tax, taken from real persons, with taking into consideration among socio-cultural and economic differences the states about direct tax area. But states harmonized towards certain criteria about subjects like corporation tax, double tax, tax evasion, channel and fly-by-night company law, unfair competition, foreign trade. Turkey had improvement about harmonization works about tax area especially indirect tax area but did not effort about direct tax area. Keywords: European Union, Corporation Tax, Company Law
Jel Codes: M48, H20, F53 Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkilerinde Doğrudan Vergi Uygulamaları Öz
Avrupa Birliği, üye ülkelerin egemenlik hakkına dayanarak topladıkları vergilere müdahale etmeyerek birlik içinde ortak bir vergi politikası benimsemeyen ekonomik bir birleşmedir. Bununla beraber üye devletlerin vergi sistemlerini uyumlaştırma sürecine tabi tutmasa da yakınlaştırmalarını sağlamaya yönelik çabalara sıcak bakmaktadır. Bunun sebebi ülkeler arasındaki vergi oranı farklılıklarının, sermaye hareketlerinin kısıtlanmasına hatta engellenmesine sebep olmasıdır. Avrupa Birliğine ilk kez 31 Temmuz 1959 tarihinde başvuru yapan Türkiye halen AB üyesi olamamıştır. Buna rağmen 35 müzakere başlığından birisi olan ve 16. Fasılda yer alan Vergilendirme kriterlerine uyum süreci için elinden geleni yapmaktadır. 1998 yılından itibaren düzenli şekilde yayınlanan İlerleme Raporları ile de süreçte gelinen nokta belirtilmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; AB üyesi ülkelerin ve üyelik sürecinde olan Türkiye’nin doğrudan vergileme alanında yaptıkları çalışmaları literatür araştırması ile incelemektir. Bu amaç doğrultusunda Türkiye ve AB üyesi ülkelerin vergi sistemlerinden yararlanılmıştır.
Sonuç olarak, Üye ülkeler, dolaylı ve doğrudan vergiler alanında en çok dolaylı vergilerde özellikle de KDV ile uyumlaştırma çabaları içinde olmuştur. Doğrudan vergileme alanında ise ülkeler arasındaki ekonomik ve sosyokültürel farlılıklar göz önünde bulundurularak, gerçek kişilerden alınan Gelir Vergisinde pek uyumlaştırma yapılamamıştır. Fakat Kurumlar Vergisi, çifte vergilendirme, vergi kaçakçılığı, kanal ve üs şirketler, şirketler hukuku, haksız rekabet ve dış ticaret gibi konularda ülkeler aralarında belli kriterler doğrultusunda uyumlaştırmaya gidilmiştir. Türkiye kendisinden istenen vergileme alanındaki uyumlaştırma çalışmaları üzerinde özellikle dolaylı vergiler alanında ilerleme kaydetmiş, doğrudan vergileme alanında ise çok fazla çaba sarf etmemiştir. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Kurumlar Vergisi, Şirketler Hukuku
Jel Kodları: M48, H20, F53 Basel Criteria in the Turkish Banking System Oğuz Yıldırım, Harran University, TR
oguz1970@harran.edu.tr Abstract
During the first half of the 1970's, after the abandoned fixed build system, and then the oil and international debt crises led to the international arrangements in the economy to ensure stability. The growth and development of the financial markets over time combined with the result of the increase in the variety of products, increased the volume of risk in these markets, led to the financial system to become more risky and caused an array of financial crisis. Banks as one of the building blocks of the financial system, in addition to the classical banking products, directed themselves to new and more risky activities; hence they had to consider other risk factors along with the basic risk factors, such as credit, market, liquidity and operational risks. These developments caused the international financial transactions to be checked, the new regulations in the banking sector to be enforced and the organizational differences between countries to be removed. In this context, particularly the developed and developing countries had to take series of measures to maintain their qualifications and financial structures and their capital to ensure the stability in the financial markets.
Basel Banking Oversight Committee was created in December 1974 because of the necessity of ensuring the international cooperation in banking surveillance and control. The Committee formed the first Basel Criteria, in order to reduce the financial stability risks the banks face to the minimum by using more precise methods in measuring risks banks face. The Basel I Criteria was first published in 1988 by the Bank for International Settlements (BIS). On the other hand in Turkey Basel I Criteria was introduced right after the February 2001 Crisis. However, since Basel I Criteria was insufficient in measuring risks, in June 2004 Basel II Criteria was developed. However, the resulting serious financial risks after 2008 Global Crisis, and the need of new regulations lead to the necessity of working on the creation of the Basel III Criteria. It appears that as long as there are risks in the financial system, there will be a need for a lot of new Basel Criteria.
In this paper, we analyze Basel I, Basel II and Basel III Criteria and discuss the affects and the results of these criterions the Turkish Banking System in details. Keywords: Basel Accords, Banking System, Financial Crisis.
Jel Codes: C13, G21, G01 Fiscal Space in Educational Services and Its Sustainability: The Case of Turkey Tuba Yıldırım, Dumlupınar University, TR
Tuba.yildirim@dpu.edu.tr Hatice Dayar, Dumlupınar University, TR
Hatice.dayar@gmail.com Abstract
Education is one of the most important factors determining the development level of countries. Education, which is also called as development currents, plays an important role in increasing social welfare together with providing special benefits to individuals because of its externalities. Besides, it is seen that governances are more democratic and have political stability where communities have higher level of education. In addition, crime rates are lower in these communities in comparison with countries with lower level of education as well. Moreover, expenditures on education make a positive impact on economic development. It is seen that allocated budgets of countries on education starts to increase, and countries start to enforce their fiscal opportunities for it. Organizing new fiscal space is crucial for sustainable educational services. Organizing new fiscal spaces and providing its sustainability is also important for literature due to restricted fiscal resources and changes in state perception. Keywords: Education, Turkey, Human Capital
Jel Codes: I, A, H Eğitim Hizmetlerinde Mali Alan ve Sürdürülebilirliği: Türkiye Örneği Öz
Ülkelerin ekonomik, sosyal ve demokratik gelişmişlik seviyelerini belirleyen en önemli faktörlerden biri de eğitimdir. Kalkınma carileri olarak da adlandırılan eğitim, bireylere sağladığı özel yararlarla birlikte oluşturduğu dışsallıklar sebebiyle toplumsal refahın artmasında önemli rol oynamaktadır. Ayrıca eğitim seviyesinin yüksek olduğu toplumlarda yönetimlerin daha demokratik ve siyasal istikrarın olduğu görülmektedir. Buna ilaveten bu toplumlarda suç oranları da eğitim seviyesinin düşük olduğu ülkelere nazaran daha azdır. Bunun yanında eğitime yapılan harcamalar aynı zamanda ekonomik kalkınmaya da olumlu etki yapmaktadır. Eğitim harcamalarına ayrılan payın devletlerin bütçesinde giderek arttığı ve ülkelerin mali imkânlarını zorlamaya başladığı görülmektedir. Sürdürülebilir eğitim hizmetleri için yeni mali alan oluşturmak ise ülkeler için hayati önem taşımaktadır. Sınırlı mali kaynaklar ve devlet anlayışında değişimler sebebiyle yeni mali alan oluşturmak ve bunun sürdürülebilirliğinin sağlanması literatür bakımından da önemlidir. Anahtar Kelimeler: Eğitim, Türkiye, Beşeri Sermaye
Jel Kodları: I, A, H Does Monetary Transmission Mechanism work for Euro Debt Crisis? Dina Cakmur Yildirtan, Marmara University, TR
dinacakmur@yahoo.com.tr Selin Sarili, Sisli Vocation School, TR
selin.sarili@sisli.edu.tr Abstract
Monetary transmission mechanism is the mechanism which shows in what ways and what extent interaction between the real economy- monetary policy, impacts aggregate demand and production. Monetary policy influence the real market and the inflation rate by changing interest rates, and the monetary volume. In either case, this target is carried out by using different channels.
In this study to test the existence of the European debt crisis by the monetary transmission mechanism, 22 members of European Union country by using annual (2002-2014) data set were included into study. The European Union countries included in our study are; Austria, Belgium, Bulgaria, Czech Republic, Denmark, Finland, France, Germany, Greece, Hungary, Ireland, Italy, Latvia, Lithuania, Netherlands, Poland, Portugal, Slovakia, Slovenia, Spain, Sweden and United Kingdom.
In the study variables which shows four main channel of the monetary transmission mechanism are identified; To measure interest rate channel; Maastricht criterion bond yields (mcby)
To measure the asset prices channel; Share price indices
To measure the exchange rate channel; Real effective exchange rate 3 year % change
To measure the credit channel; Private credit flow in % of GDP variables are used.
We use panel unit root tests to analyze whether the variables in the model are stationary or not. The paper tries to answer if there is a cointegration between european union countries. In order to testing co-integration between the european union countries Pedroni (Engle-Granger based), Kao (Engle-Granger based) Cointegration Tests are applied. Also for the countries included in the study, panel causality tests developed by Holtz-Eakin and Newey and Rosen are applied. Keywords: Monetary Transmission Mechanism, Panel Data Analysis, Euro Debt Crisis
Jel Codes: E42, E52, C33 Parasal Aktarım Mekanizması Euro Borç Krizi için İşliyor mu? Öz
Parasal aktarım mekanizması reel ekonomi ve para politikası arasındaki etkileşimin ne şekilde ve ne ölçüde, toplam talep ve üretimi etkilediğini gösteren mekanizmadır. Para politikası reel pazar ve faiz oranlarını değiştirerek enflasyon oranı ve parasal hacmi etkilemektedir. Her iki durumda da, bu hedef farklı kanallar kullanılarak gerçekleştirilir.
Bu çalışmada parasal aktarım mekanizmasının Euro borç krizinde varlığını araştırmak için, Avrupa Birliği’nin 22 üye ülkesi (2002-2014) yıllık verileri kullanılarak çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen Avrupa Birliği ülkeleri: Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Letonya, Litvanya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsviçre, İngiltere.
Çalışmada parasal aktarımı gösteren dört temel değişken tanımlanmıştır; Faiz oranı kanalını ölçmek için; Maastricht kriterine göre tahvil getirisi
Varlık fiyatı kanalını ölçmek için; Hisse senedi endeksleri
Döviz kuru kanalını ölçmek için; Reel efektif döviz kuru (3 yıllık yüzde değişim)
Kredi kanalını ölçmek için; GSYİH içinde özel kredi miktarının yüzdesini gösteren değişkenler kullanılmıştır.
Değişkenlerin durağan olup olmadığını analiz etmek amacıyla, panel birim kök testleri kullanılmıştır. Çalışma Avrupa Birliği krizleri arasında koentegrasyon olup olmadığına bir yanıt aramaya çalışmaktadır. Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki koentegrasyon ilişkisinin varlığını araştırmak için Pedroni (Engle-Granger’a dayalı), Kao (Engle-Granger’a dayalı) Eşbütünleşme testleri uygulanmıştır. Aynı zamanda çalışmaya dahil edilen ülkeler için Holtz-Eakin ve Newey ve Rosen tarafından geliştirilen Panel nedensellik testleri uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Para Aktarım Mekanizması, Panel Data Analizi,Avrupa Borç Krizi Jel Kodları: E42, E52, C33 Financial Development, Financial Fragility, and Economic Growth: A Turkey Experience Hilal Yıldız, Kocaeli University, TR
yildiz.hilal@kocaeli.edu.tr Seda Atasaygın, Finansbank, TR
sedaatasaygin@finansinvest.com Abstract While theory does not predict an unambiguous relationship between finance and growth, over the past 20 years, economists have accumulated a substantial body of empirical evidence that financial sector deepening is a critical part of the economic growth. The empirical growth literature finds a positive effect of financial depth . Theoretical and empirical research has shown that effective financial system is critical for economic growth. The financial system, however, is also subject to boom and bust cycles and fragility.This paper is a critical survey of three related strands of literature – the finance and growth literature, the literature on financial fragility in Turkey. The study examines the causal relationship between financial deepening and Economic Growth in Nigeria for the period 1988-2014. the relation is tested by VECM. In terms of financial deeping, we used the indicators such as the stock capitalization, the bond value, the growth rate of stock market. Keywords: Financial Deeping, Economic Growth
Jel Codes: C23, E44, G21 Recent Changes in Orthodox Economics: The Naturalistic Return Feridun Yılmaz, Uludağ University, TR
fyilmaz@uludag.edu.tr Abstract
Since the start of the 1950s, economics has been dominated by neoclassical economics. The term ‘neoclassical’ refers to a substantive theory that strictly characterizes modern economics and that pervades the discourse of academic economics. This neoclassical orthodoxy is based up on a so-called ‘holy trinity’ (Colander 2004) of rationality, selfishness, and equilibrium. However, it has recently been argued that neoclassical orthodoxy is undergoing a process of transformation. New research programs such as those of behavioral economics, experimental economics, neuroeconomics, evolutionary economics that have emerged over the last two decades may lead an critical departure from neoclassical economics (Davis 2008) potentially leading to more pluralistic view of economics. However, this paper argues that the nature of orthodoxy in economics philosophically depends upon naturalism. When considered on a philosophical basis, new research programs are also centered around naturalism. It can be argued that new research progr ams, rather than promoting pluralistic orthodoxy in economics, can instead be understood as a radicalization of existing neoclassical orthodoxy in the realm of philosophical principles. Keywords: Orthodoxy, Neoclassical Economics, Heterodoxy
Jel Codes: B40, B41, B49, Determinants of Number of Job Offers of Unemployed People in Turkey: A Count Data Analysis Mervenur Yurt, Gaziosmanpaşa University, TR
mervenuryurt@gmail.com İsmail Şentürk, Gaziosmanpaşa University, TR
ismailsenturk@yahoo.com Abstract
People look for a job by different ways when they are unemployed. As a result of using different ways they can get job offers. The number of job offers can differ depends on individual’s qualifications. Therefore individuals with different qualifications get different number of job offers. In this study the number of job offers and the factors affecting this number of unemployed people while they are unemployed will be investigated. To achieve this aim a unique questionaire was developed with help of recent studies. This questionnaire wan conducted on unemployed people in nine cities at the Turkey Labor Force Agencies. The survey carried on 2000 people. Number of unemployed men and women was taken in consideration while number of questionnaries in cities was determined. In this respect study has a comprehensive and unique data set. Also study makes difference by examining nation-wide of Turkey and using a unique questionarrie. Dependent variable of the regression analysis consists non-negative integers. Because of that coun data analysis will be employed. The social, demographic and economic determinants of job offers can be determined with this study. Findings can be used to develop suggestions to get more and high paid job offers. Keywords: Unemployment Duration, Unemployment, Turkey
Jel Codes: J64, E24, J21 Türkiye’de İşsiz Bireylere Yönelik İş Teklifi Sayısının Belirleyicilerinin Sayma Veri ile Analizi
Öz
Bireyler işsiz oldukları süre boyunca farklı yollarla iş aramaktadırlar. Bu yolların kullanılması sonucunda çeşitli iş teklifleri alabilmektedirler. İşsiz olunan sürede alınan iş tekliflerinin sayısı ise bireyin niteliğine bağlı olduğu düşünülebilir. Bu nedenle farklı niteliklere sahip bireyler farklı sayıda iş teklifi almaktadırlar. Bu çalışmada Türkiye’de işsiz olan bireylerin işsiz oldukları süre boyunca aldıkları iş teklifi sayısı ve bunun belirleyicileri incelenecektir. Bu amaçla bireyin iş teklifi almasını sağlayan niteliklerin belirleyicilerini içeren bir anket hazırlanmıştır. Anket, Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan dokuz ilde İş ve İşçi Bulma Kurumlarına Başvuran işsiz bireylere uygulanmıştır. Elde edilen toplam anket sayısı 2000’dir. Anketin yapılacağı iller belirlenirken söz konusu ilin, temsil ettiği bölgede yaşayan işsiz sayısı ve bunların kadın erkek olarak dağılımları göz önüne alınmıştır. Böylelikle çalışmada kullanılan veri kapsamlı ve benzersiz durumdadır. Türkiye’de ve tüm ülke ölçeğinde bu konunun incelendiği bir çalışma bulunmaması ve çalışmaya yönelik olarak özel hazırlanmış bir anketin kullanılması çalışmayı özel kılmaktadır. Analizde bağımlı değişken negatif olmayan tam sayılardan oluştuğu için sayma veri analizi uygulanmıştır. Çalışma ile işsiz bireylerin aldıkları iş teklifi sayısının sosyal, demografik ve ekonomik belirleyicileri tespit edilmeye çalışılacaktır. Elde edilen bulgular işsizlere daha çok iş teklifi almaları amaçlarıyla ilgili öneriler geliştirilebilecektir. Anahtar Kelimeler: İşsizlik Süresi, İşsizlik, Türkiye
Jel Kodları: J64, E24, J21 Regional Diversification and Middle Income Trap:
Analyzing the Relationship in Turkey by Using Geographically Weighted Regression Mehmet Zanbak, Akdeniz University, TR
mehmetzanbak@akdeniz.edu.tr Ümit K. Seyfettinoğlu, Akdeniz University, TR
ümitk@akdeniz.edu.tr Abstract
The fact that the fall in growth rate in per capita income in relation to non-increasing productivity levels after a certain threshold in developing countries is called “middle income trap”. In most of the cases, the fall in productivity is explained by the matured technology used in the accumulated capital in urban areas, by the limited qualifications of human capital and by the transformation of industries to a more unqualified labor abundant structure. When this issue is investigated in Turkey, relatively limited increase in fixed capital investment for long years with respect to various similar countries, arise as another factor to explain the trap. In addition, the regional diversification in terms of development level in Turkey, in other words the fragmented structure of the national economy –observed as feeding relatively more productive and richer regions by the cheap labor force and raw materials of poor regions- causes the “trap” to turn into a vicious circle.
In this study, impacts of particularly the regional diversification in human capital and relatively low fixed capital investment on middle income trap is analyzed by focusing on regional value added. In the analyses a panel data set at NUTS 2 level is used and the econometric analyses are carried out by geographically weighted regression. Hence, while the relative significance of regional diversification in human capital and fixed capital investment is derived relevant messages are created for policy makers at NUTS 2 level by basing on empirical evidence. Keywords: Human capital, Productivity, Value added, Fixed capital investment, Middle income trap
Jel Codes: J24, O4, C47 Bölgesel Farklılaşmadan Orta Gelir Tuzağına Çıkarımlar: Türkiye için Coğrafi Olarak Ağırlıklandırılmış Regresyon Uygulaması Öz
Verimlilik düzeyindeki azalmaya bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerde kişi başına düşen gelirin artış hızının giderek yavaşlaması ve belirli bir düzeyde sabitlenmesi "orta gelir tuzağı" olarak adlandırılmaktadır. Verimlilikte görülen azalma kentlerde yığılan sermayenin giderek olgunlaşan teknoloji kullanması, beşeri sermayenin gelişmemesi ve vasıfsız işgücü yoğun bir istihdam yapısına dönüşmesi ile açıklanmaktadır. Konu Türkiye ekonomisi bağlamında incelendiğinde, uzun yıllardır sanayileşmiş ülkelere kıyasla oldukça düşük seyreden sabit sermaye yatırımları da yukarıda anılan faktörlere ek bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte Türkiye’de bölgesel gelişmişlik farklılıkları, bir başka ifade ile, ulusal ekonominin parçalanmış görünümü göreli olarak yoksul bölgelerin ucuz işgücü ve hammadde ile daha üretken ve zengin bölgeleri beslemesine ve bölgesel farklılaşmanın bir kısır döngü haline gelmesine yol açmaktadır.
Bu çalışma, özellikle beşeri sermaye alanında bölgesel farklılaşma ile göreli olarak düşük seyreden sabit sermaye yatırımlarının orta gelir tuzağına etkilerini bölgesel katma değer üzerinde odaklanarak incelemektedir. Çalışmada, Düzey 2 bölgelerine ilişkin panel veri kullanılırken, ekonometrik model coğrafi olarak ağırlıklandırılmış regresyon tekniği ile tahmin edilmektedir. Böylece, beşeri sermaye alanında bölgesel farklılaşma ile sabit sermaye yatırımlarının göreli önemi ortaya çıkarılırken, politika yapıcılara Düzey 2 bölgeleri bazında bulgu verilmektedir. Anahtar Kelimeler: Beşeri Sermaye, Verimlilik, Katma Değer, Sabit Sermaye Yatırımı, Orta Gelir Tuzağı
Jel Kodları: J24, O4, C47 The History of the Woman Involvement into the Labor Force and the Indicator Factors of Woman Employment: Examples from Turkey and Europe Yeliz Zogal, Anadolu University, TR
y.zogal@gmail.com
Merve Yılmaz, Anadolu University, TR
mmerveuugur@gmail.com Abstract
Labor force and its efficiency are the main subjects in terms of labor market. There is a common acceptance that involvement rate of female labor force into the economy is really low, especially in Turkey. In this study, we will review the historical background and analyze the process of female labor force participation in Turkey and Europe, the economic and social factors that badly affect the participation rate, and lastly the legal regulations organized by lawmakers that will encourage women to participate the labor force. Keywords: Female Labor Force, Gender Economy, Discrimination
Jel Codes: J16, J21, J71,